HUKUK & DANIŞMANLIK
Otoparklardan Ücret Alınabilir mi? AVM ve Belediye Otoparkları Ücretlendirilebilir mi?
Otoparklar; belediyelerce ya da özel işletmelerce işletilen, günümüzdeki artan nüfus artışına binaen artan araç sayısının da epey arttığı gözetildiğinde vatandaşların, asli ihtiyaçlarından biri haline gelen ve mevzuatta kendine özgü düzenlemeleri bulunan, kamu düzenine etkisi yadsınamayacak ölçüde olan bir konsepttir.
Otoparkların, mevzuatta hangi sözleşme biçimine dahil edilerek düzenlendiğine ilişkin; Alışveriş Merkezlerinin (AVM) otoparkları, belediye ve özel otoparklar hususunda uyulacak yasal düzenlemeler mevcuttur. Otopark sözleşmesi, saklama (vedia) sözleşmelerinden biri olup; Kanun Koyucu Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 561 hükmü ve devamındaki hükümlerdeki düzenlemeler uyarınca, bu konudaki uyuşmazlıklar, çözüme kavuşturulmaya çalışılmaktadır.
Otoparkların ücret tarifesi konusundaki uyuşmazlıkların çözümü için öncelikle, verilen hizmetin yapısı ve sözleşme ile güvenceye alınan hak ve yükümlülükler ücret tarifesini sınırlandıran yasal düzenlemelere göre mukayese edilerek düzenlenmelidir.
AVM Otoparkları Ücretli mi, Yoksa Ücretsiz mi Olmalıdır?
Öncelikle saklama (vedia) sözleşmelerinden olan otopark sözleşmesinden bahsedilmesi gerekecektir. Otopark sözleşmesi, real bir sözleşme olmayıp, rızai bir sözleşme niteliğinde borç sözleşmesidir.[1] Otopark sözleşmesinde müşteri ve otopark işletmecisi olarak hizmet alan ve hizmet veren taraflar mevcuttur.[2] Bu ilişki, işletme sahibi ve müşterinin kendi hak ve yükümlülüklerinin doğmasına sebebiyet vermektedir.[3][4] İşletme sahibinin haklarından biri; verdiği hizmetin karşılığında bir bedel talep edebilmektir.[5]
Buna ek olarak, temelde işletme sahibi, kural olarak park alanının maliki, ayni bir hak olan mülkiyet hakkının tasarrufunu kural olarak belirleme şekline haiz olduğundan alanı belli süreyle ücretsiz kullandırabilir veyahut belirli bir alışveriş limitini geçene ücretsiz park iznini bir hak olarak tanıyabilmektedir.
Otoparka araç bırakılması eyleminin hukuk dilindeki karşılığı saklama sözleşmesidir. Keza açık ya da kapalı alanlara aracının saklanması için bırakan kimse aracını saklatmakta, saklayan da bu saklama karşılığında bedele hak kazanmaktadır.
TBK m. 561’de saklama sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Hükme göre saklayanın saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmelere, saklama sözleşmesi denildiği ifade edilmiştir.
TBK m. 561/2 hükmünde; “Açıkça öngörüldüğü veya durum ve koşullar gerektirdiği takdirde, saklayan ücret isteyebilir.” denildiğinden, otopark sözleşmesinin ivazlı (belirli bir edime karşılık yapılan edim; örneğin, para ödersen arabanı buraya bırakabilirsin) veya ivazsız (belirli bir edime karşılık olmadan yapılan edim; örneğin, para ödemeden arabanı buraya bırakabilirsin) nitelik taşıyabileceği, ancak hüküm gereği otopark sözleşmesini de kapsayan genel saklama sözleşmeleri açısından kanunî bir ivazsızlık yani karşılıksız, bir başka deyişle; “biri birinin bir şeyini karşılıksız olarak saklar” karinesinin (kabullenişin) getirildiği anlaşılmaktadır.[6] Keza hükmün tersinden çıkarılacak sonuç; açıkça öngörülmüyorsa veyahut durum ve koşullar bunu gerektiriyorsa ücret istenebileceğini aksi takdirde ücret almamanın esas olduğu gibi bir sonuç çıkmaktadır.
Keza özellikle otopark işleten araç muhafaza faaliyetini meslekî veya ticarî faaliyet olarak yapıyorsa, durum ve koşullara göre müşteriden ücret talep edebilmektedir.[7] Ancak, örnekleri arttırıla bilinmekle birlikte örneğin; boş bir arsaya veyahut tarlaya aracını bırakan kişi, aracına geri geldiğinde o kişiden para talep eden kişinin bu bedeli hak etmediğini, başka bir deyişle hükümdeki düzenleme uyarınca yorumlamak gerekirse bu tarla veyahut arsa da bir kazanç sağlama faaliyetinin bulunmadığını, haliyle durum ve koşulların esasen ücret istenmesini gerektirmediği ifade edilebilir veyahut boş bir yere aracını park eden kişi; arsanın veyahut tarlanın bir yerine açıkça “otopark ücretlidir” gibi bir ibare göremediği için arsa veyahut tarla sahibinin somut örneğimiz uyarınca ücret talep edemeyeceğini ifade edebiliriz.
Temelde, mülkiyet hakkından kaynaklı ücret serbestisi mevcuttur. Bir politika olarak ise, AVM’lerde otopark başlı başına bir yatırımdır. İstanbul’da şehir dışına çıkan bazı kişiler, şehir dışına çıkmadan önce araçlarını park alanına bırakmaktadır. Bunun önüne geçmek amacıyla otopark işletmeleri, çeşitli uygulamalarla ücretlendirme yapmaktadır. Ücretlendirme politikası otopark parseli malikine ve işletmecisine kar sağlamaktadır ve otoparkların ücretsiz olması durumunda bu durumdan bir kar elde edemeyen işletme sahipleri otopark yapmaktan vazgeçebilecektir.
Söz konusu AVM’lerin otoparkları ücretsiz olursa buradan bir kazanç sağlanamadığı için otopark yapılmayabilir mi, başka bir deyişle otopark bulundurma zorunluluğu bulunmakta mıdır şeklindeki sorular akla gelmektedir. Otopark düzenleme zorunluluğu olmadığı varsayımında AVM malikleri tarafından otopark yapılıp yapılmamasının ticari takdire dayalı olarak belirleneceği düşünebilecektir.
Örneğin, otoparka ayrılan alan daha fazla kar etmek için kiralanabilir alan olarak mağazalara ayırmak istenebilirdi, ancak bu durumda AVM’yi ziyaret edecek kişiler/müşteriler araçlarını park edemeyecek, AVM’nin bulunduğu civarlardaki yol üstlerine düzensiz bir şekilde araçların park edilerek olağan trafik akışı dahi kesintiye veyahut aksamaya uğratabilecekti. Ayrıca, insanlar, otoparksız bir AVM’yi tercih etmeyip otoparkı olan bir AVM’yi tercih edebilecekti. Bu bağlı olarak otoparkı olmayan bir AVM’ye rehavet otoparkı olan AVM’lere kıyasla daha az olabileceğinden AVM’leri tercih merkezi yapmakta rolü olan dünya markaları da otoparksız AVM için taşınmaz/mağaza kiralamak istemeyebilecekti.
Neyse ki, AVM maliklerine bu şekilde keyfi bir karar verme yetkisi tanınmamış, AVM’lerde mevzuat gereği otopark bulundurulması gerektiği Büyükşehir Belediye Kanunu, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği, Otopark Yönetmeliği vb. mevzuatlar hükümleri ile belirtilmiştir. AVM’nin de belirli bir parselinin otopark olarak kullanılma zorunluluğunun ortaya çıktığı sonucuna ulaşılabilinmektedir.
İmar Kanunu’nun “Otoparklar” başlıklı 37. maddesinde alışveriş merkezlerini de kapsayacak şekilde ihtiyaca uygun otopark yeri ayrılması zorunluluğunun ve aksi halde yapı ve kullanma izni verilmeyeceğinin hükme bağlandığı; aynı Kanun’un 37. ve 44. maddeleri uyarınca hazırlanan Otopark Yönetmeliği’nin “Genel Esaslar” başlıklı 4. maddesinin (a) ve (c) bentleri incelendiğinde “a) Binayı kullananların otopark ihtiyacının bina içinde veya parselinde karşılanması esastır. c) Binanın ihtiyacı olan miktardaki otopark alanları, Kat Mülkiyeti Kanununda belirtilen ortak alanlardan olup, bu hali ile yönetilir.” ifadeleri ile Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “müşteriler ve alışveriş merkezi içindeki perakendeciler haricinde” düzenlemesi öncesinde de müşteriler ile binayı kullanan perakendecilere, ortak alan kapsamında yönetilmek üzere otopark alanı ayrılması zorunluluğunun mevzuatımızda düzenlenmiş olduğu ve tüm bu düzenlemelerin kamu yararı doğrultusunda yapıldığı ifade edilmiştir
AVM’lerin belirli bir alanının otopark olmasının zorunlu oluşundan sonra bu alanın kullanımının ücretli veya ücretsiz olması konusunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) 30.01.2007 gün ve 2007/1-4 sayılı emsal bir kararı söz konusudur. UKOME’nin bu konuda karar verebilmesi de esasen UKOME’lerin büyükşehir belediyesi bünyesinde kuruluyor olmasından ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda Büyükşehir Belediyelerine verilen yetkilerinin bir kısmını UKOME tarafından kullanılmasına imkân verilmesinden kaynaklanmaktadır.
UKOME Müdürlükleri yukarıda belirtilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve ulaşım-trafik ile ilgili kanunlar ve mevzuatlar çerçevesindeki görevleri yerine getirirken, görevlerle ilgili konularda UKOME’ye veya UKOME’nin teşkiline lüzum gördüğü alt kurullara görüş sunulması için, Başkanlık olurları ile teknik-değerlendirme komisyonlarının oluşturulmasını sağlarlar. Emsal olan ve tartışma konusu olan UKOME kararına dair açıklamalarımıza bir alt başlıkta yer verilmektedir.
AVM Otoparklarında Bir Araç, Belirli Bir Süre Ücretsiz Park Halinde Bırakılabilir mi?
Belirli bir süre ücretsiz park izni verilmesi zorunlu mudur? Yani, AVM otoparklarında en azından bir süre kişi, otopark hizmetinden ücretsiz yararlanabilir mi soruna cevap arıyoruz.
AVM’lerin otoparklarından ücret alabilirliğine yönelik olan hususun, kapsamını daraltıp prensipte ücret ilkesiyle işletilen bu otoparklarda araçların girdiği zamandan başlamak üzere belirli bir süre zarfına kadar kişilere sağlanmalıdır mıdır, sağlanıyorsa bu süre zarfını tayin etmek yetkisi kimde/kimlerdedir sorularını, dava konusu olmuş İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kararı ve davalardaki değerlendirmelere binaen cevaplandırılmaya çalışılacaktır.
Şöyle ki; özellikle İstanbul ve benzer büyükşehirlerde, ücretli otopark tercih etmeyen vatandaşların çokluğu sebebiyle toplumsal düzene etki eden ve bu etkinin var olan/olacak düzeni karıştırmaya etkili bir sonucu söz konusudur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezinin 30.01.2007 gün ve 2007/1-4 sayılı (UKOME) 2007 yılında otopark sorununa çözüm bulmak için İstanbul genelindeki alışveriş ve ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Tarife Komisyonunca belirlenen ücret oranında alınmasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezinin 30.01.2007 gün ve 2007/1-4 sayılı kararı bulunmaktadır.
UKOME’nin almış olduğu bu karara itiraz eden bazı alışveriş merkezlerinin idare mahkemesinde açtığı dava, İstanbul 2.idare Mahkemesi’nin 27.03.2009 gün ve E:2007/1204, K:2009/566 sayılı kararı ile işleminin iptali istemiyle açılan dava, İstanbul 2.idare Mahkemesinin 27.03.2009 gün ve E:2007/1204, K:2009/566 sayılı kararı ile alışveriş ve ticaret merkezlerine ait otoparklardan ücret alınmasının veya alınmamasının trafik, ulaşım yada toplu taşıma yönünden nasıl bir sakınca oluşturduğu konusunda somut herhangi bir tespit yapılmaksızın işlem yapıldığının anlaşıldığı, işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. İdare mahkemesince verilen bu karar UKOME tarafından temyiz edilerek Danıştay’a taşınmıştır.
Danıştay 8. Dairesi 23.11.2009 tarihli 2009/5562 E. 2009/6909 K. sayılı kararında;
“Alışveriş ve ticaret merkezleri gibi özellikle halkın yoğun olarak kullandığı, umuma açık nitelikteki yerlerde, müşteri olarak gelen ve yalnızca belirli bir süre için otopark ihtiyacı söz konusu olan kişilerin bu ihtiyaçlarının binaya ait hizmet otoparklarından karşılanması noktasında bir ücretlendirmeye gidilmesinin, binaya ait hizmet otoparklarının tercih edilmeyerek çevre trafiğinin olumsuz etkilenebilmesi sonucunu doğurabileceği dikkate alındığından, olayın ulaşım ve trafikle yakından ilgili olduğu, bu nedenle de UKOME’nin bu konudaki düzenleyici nitelikte kararlar almakla görevli ve yetkili olduğu tartışmasızdır.
Otopark Yönetmeliği, İstanbul İmar Yönetmeliği ve İstanbul Otopark Yönetmeliğinde hükme bağlandığı üzere, “binayı kullananların otopark ihtiyacının bina içinde veya parselinde karşılanması esas” olduğu gibi, alışveriş merkezlerinin müşterilerinin de “binayı kullananlar” kapsamında değerlendirilmesi ve bu nedenle de otopark ihtiyaçlarının bina içinde veya parselinde karşılanması gerekmekte olup, bunun dışında, bina içinde ayrıca ticari amaçlı ve dışa dönük olarak otopark yapılıp işletilebilmesi ise ancak bağımsız bölüm olarak bodrum ve zemin katlarda olmak kaydıyla ve binayı kullananların otopark ihtiyacının bina içinde veya parselinde karşılanması sağlandıktan ve bu konuda UKOME görüşü alındıktan sonra mümkün olabilecektir.
Ticari amaçlı otoparkların, ancak binanın ihtiyacı olan otoparkın parsel veya bina bünyesinde karşılanması halinde yapılabileceği hüküm altına alındığından alışveriş merkezi, ticaret merkezi, merkezi iş alanlarına ilişkin hizmet otoparklarının (binanın ortak kullanım alanları arasındadır) binanın ihtiyacını karşılamak amacıyla ücretsiz hizmet vermesi, binanın ihtiyacını karşıladığı ve yönetmelikte yer verilen diğer şartları taşıdığı zamanda ticari amaçlı otopark olarak kullanılması gerekir.
Belirtilen durum karşısında; alışveriş merkezlerine müşteri olarak gelenlerin otopark ihtiyaçlarının, esas itibarıyla ticari amaç güdülmeksizin ve ücretsiz olarak bina içinde veya parselinde karşılanması gerekmekte olup, söz konusu otoparkların zaman kısıtlaması olmaksızın tamamen ücretsiz olmasının ise amacına aykırı kullanımlara yol açarak kısa süreli otopark yerinin giderek azalması sonucunu doğuracağı, bu durumda da trafiğin yine olumsuz olarak etkileneceği dikkate alındığında, bu sakıncayı da göz ardı etmeyecek bir şekilde, İstanbul genelindeki alışveriş, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise 5393 sayılı Yasanın yukarıda aktarılan 18/f maddesinden kaynaklanan yetkiye dayalı ve kamu yararına uygun olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca belirlenen ücret oranında alınması yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.”
Şeklinde belirten Danıştay, AVM otoparklarının ilk üç saat ücretsiz olacağını ve ilk üç saatten sonrası için alınabilecek ücretin ise 5393 sayılı Yasanın Belediye Meclisinin görev ve yetkilerini düzenleyen 18. Maddenin f bendinde yer alan; “Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.” şeklindeki yetkiye dayalı ve kamu yararına uygun olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca belirlenen ücret oranında alınması yönünde tesis edilen işlemde, hukuka aykırılık bulunmadığına karar vermiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası, 5393 sayılı Belediye Yasası, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri uyarınca, mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak ve trafikle ilgili sorunları çözümlemek konusunda UKOME yetkili bulunmaktadır. İstanbul genelindeki alışveriş ve ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Tarife Komisyonunca belirlenen ücret oranında alınmasına ilişkin UKOME kararının, ilk üç saat ücretsiz park iznine ve sonrasında emsal fiyat belirlemesi kamu düzeni lehine bir uygulama olduğundan idarece bu hususta düzenleme yapılabileceği sonucuna ulaşılabilinmektedir.
UKOME kararında bahsedilen; “AVM otoparkları ilk üç saat ücretsiz olacak” şeklindeki düşüncenin özel mülkiyete konu otoparklar üzerinde incelemek gerekirse; bahse konu hususların, emredici niteliği bulunmadığı, yani özel mülkiyete konu özel otoparklarda herhangi bir saat için ücretsiz otopark hizmeti sağlama zorunluluğu bulunmayacak haliyle özel mülkiyete konu otoparkların uyguladığı yöntemin hukuka aykırı olamayabileceği ifade edilebilecektir. Keza özel mülkiyette kural, mülkiyet hakkı sahibinin serbestçe tasarruf edebilmesidir.
AVM’lerin otoparklarının ücretlendirilmesinde ücretlendirilmenin nasıl olacağı hususunda Danıştay 8. Dairesi E. 2009/5562 K. 2009/6909 No’lu kararda uyuşmazlık, İstanbul genelindeki alışveriş ve ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Tarife Komisyonunca belirlenen ücret oranında alınmasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi işleminde bahsedilmektedir. Kısaca, UKOME kararında ilk üç saatten ücret alınmayacağı ve bundan sonraki saatler için alınacak ücretin ise Büyükşehirce belirlendiği ve bu ücretlendirmenin emsal teşkil edeceği sonucu çıkarabilir. Fakat bu kuralın sınırları kamu düzeni çerçevesinde düzenlenebilir mi, bu hallerde kamulaştırma yapılabilir mi sorularına aranacak yanıtlarla çerçevesi çizilebilir.
Akla fahiş ücretlendirilen bir otopark söz konusu olduğunda kişilerin hak arama özgürlüğü çerçevesinde yargı yoluna başvurulduğunda mahkemelerce emsal kararlardan yararlanıp yararlanılmayacağı hususu belirgin değildir. Zira ilk derece mahkemeleri, Danıştay veyahut Yargıtayın İçtihatı Birleştirme Kurulu tarafından verilen kararlara bağlı iken Hukuk Dairelerinin veyahut Hukuk Genel Kurul Kararlarına bağlı değildir. Haliyle günümüzde gerçekleşebilecek uyuşmazlık konularında Danıştay 8. Dairesinin emsal olarak adlandırdığımız kararı ile bağdaşmayan kararlar verilip uyuşmazlık Danıştay’a götürülürse konunun daha belirgin olarak ortaya konulabilecektir.
Belediyelerin Yönettiği Kapalı Yahut Yol Kenarındaki Otoparklara Belirli Bir Süre Ücretsiz Park İzni Verilmesi Zorunlu mudur?
Belediyelerin işlettiği park alanları için ikili bir ayrıma gidilebilir. İlki, belediyenin cadde ve sokak kenarlarından park ücreti almasıdır.[8] Bu durum, Danıştay’ın “yolların amacına uygun olarak kullanılmasını olumsuz yönde etkileyeceği” şeklindeki gerekçeli kararıyla birlikte hukuka aykırı olarak değerlendirilir.
Cadde ve sokaklardan park ücreti alınamamasının temelini Danıştay 8. Daire E. 2011/1214 K. 2011/3344 No’lu karar oluşturur. Karara konu ilk derece mahkemesi kararı olan, Isparta İdare Mahkemesince Burdur ilindeki bazı caddelerin ücretli otopark olarak tahsis edilip kiraya verilmesine yönelik belediye kararının iptali istemiyle açılan davada, Mahkeme; 5393 Sayılı Belediye Kanunu gösterilerek karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerleri tespit etmek, işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek hususunda belediyeler yetkili olduğundan tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Mahkeme kararının temyiz edilmesi sonucunda Danıştay 8. Daire tarafından Isparta İdare Mahkemesi’nin kararının bozulması ile caddelerde ve sokaklarda park ücreti alınmayacağı ilkesi somutlaşmıştır. Belediyelerce cadde ve sokak kenarlarının otopark olarak kullanılamayacağını ve dolayısıyla bundan bir bedel alımının hukuka aykırı olacağı yorumu yapılmaktadır.
İkinci ayrım ise belediyelerce işletilen otopark alanlarıdır. Belediyeler hizmet kuruluşu oldukları yerlerde inşaat, imar, çöp, su, kanalizasyon, yol, akaryakıt, ulaşım vb. belediye hizmetlerinden sayılan bu hizmetleri yerine getirirken kâr amacı gütmeyeceklerini beyan ve taahhüt ederler. Bu iş ve işlemleri yapmak, belediyelerin hizmet alanları içinde park yeri oluşturmak, vatandaşların araçlarını park etmesi için yeterli ve gerekli hizmetleri hazırlamak ve sunmak onların sorumluluğundadır.
Ayrıca, bu hizmetlerin sağlanmasına ilişkin maliyetlere kamunun katkıda bulunmasını ve bu hizmetlerin sağlanması için gerekli maliyetlerin dâhil edilmesini sağlama sorumlulukları da vardır. Bütçenin bir kısmının genel bütçeden karşılandığı ve genel bütçe kaynaklarının bu hizmetlerden yararlananların ödediği vergilerden oluştuğu dikkate alındığında, herkesin kamusal alanlardan ücretsiz yararlanma hakkına sahip olduğu yadsınamaz.
Bu çerçevede yol, su, kanalizasyon, ulaşım, otopark vb. hizmetlerin halkın hizmetine sunulması belediyelerin asli görevlerinden biridir. Bu nedenle, otopark hizmetinin verilmesi, halkın otopark taleplerinin karşılanması ve özellikle bu ihtiyaçlara uygun imar planlarının oluşturulması amacıyla kat maliklerinin %30 ila %40’ı DOP adı altında kamuya bırakılmaktadır.[9] Kamunun otopark ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra bağımsız bölüm için açık veya kapalı otopark olması zorunludur.
Kamuya ait bırakılan arazilerin bir kısmının park alanı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, halkın ihtiyacına göre ücretsiz olarak verilen bu özel mülkler yol, otopark, oyun alanı olarak kullanılmaktadır. Belediyelerin ve belediyenin görevi olan belediye yöneticilerinin yetersiz faaliyetleri sonucunda mahalle, bahçe vb. ihtiyaçları giderecek şekilde kurmak belediyenin sorumluluğundadır. İnşaat sırasında ihlali ceza ile giderilen, ruhsat ve iskân verilmesi, kamu arazilerinin otopark ihtiyacı olan alanlarda tahsisi konu olan mevcut belediyecilik anlayışının genişletilmesidir.
Belediye sınırları ve sorumluluk alanı içerisinde bulunan bazı caddelerin belediye otoparkı olarak tahsisi ile kiraya verilmesi, durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan gibi yerlerden halkın ücretsiz yararlanması kural olmakla birlikte vatandaşların buralardan yararlanma hakları vardır. Bu hizmetlerden yararlanma hakkı olanlara hiç sorulmadan onların yaşam alanlarını sınırlandırması, kısıtlanması, kaldırım ve sokaklardan yararlanmalarını önleyici düzenlemeler yapılması idarenin takdir yetkisi gerekçe gösterilerek meşrulaştırılmamalıdır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:” başlıklı 15. maddesinde;
“Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.”
İfadesi kullanılarak belediyelerce otopark işletme hali düzenlenmiştir. Belediyenin otopark işletmesinden veya işlettirmesinden belirli bir meblağ kazanması, idarece yürütülen işlere ödenek sağlamaktadır.
Ek olarak, belediyelerce işletilen otoparklar için ücret tarifesi vb. noktalar belediye meclislerince karar verilmektedir. Fakat, genel bir yorum yapılması gerekirse belediyelerin otopark ücretlendirmeleri eski Borçlar Kanunu m. 21 deyimi ile “gabin”, Yeni Türk Borçlar Kanunu m. 28 deyimi ile “aşırı yararlanma” kapsamına girmemeli, standart ve eşit olmalıdır.
Aşırı yararlanmadan kasıt bu hususta düzenleme yapma yetkisi belediyede olduğundan ve haliyle kullanıcı olan vatandaşın da mecburen bu otoparkları kullanması gerekeceğinden; belediye, fahiş miktar veyahut insanları yıldıran şartlar belirlese dahi vatandaş her türlü talep ettiği parayı, istenilen şartlarda ödemek zorunda, zira başka yere aracını park edemeyecek gibi bir zorda bırakma halini vatandaşa uygulatmamalıdır. İşletilen otoparklardan ücret alınmasının ve belirli bir süre ücretsiz park izni olmasının gerekçesi olarak otopark sıkışıklığı olan yerde uzun süreli parkı engellemek, esnafın faaliyet göstermesi ve vatandaşın ihtiyacını karşılamasına yetecek kadar süre ücretsiz olması gerektiği gösterilebilmektedir.
Sonuç
Otoparkların ücret tarifeleri belirlenirken bölgedeki otopark ihtiyacı, belediye meclislerinin bu yöndeki kararları ve diğer yasal düzenlemeler ile hukukun temel ögelerinden biri olan mülkiyet hakkından kaynaklanan tasarruf yetkisi ve bu yetkinin bu düzenlemelerce sınırlandırılması ele alınmıştır. Sosyoekonomik ve siyasi durumlardan bu kavram da etkilenmektedir.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz 2007 tarihli UKOME kararından dolayı idare mahkemelerine açılan ve sonrasında Danıştay’a temyize giden davada, AVM otoparkının olma gerekliliği ve zorunluluğu karşısında ücretin süre ve maddiyat ölçütünde sınırlarının değerlendirmesi hususunda UKOME’nin yetkili olduğu ve UKOME tarafından tesis edilen kararın hukuka uygun olduğu, AVM’lerde aracını park eden kimselerden ilk üç saat ücret alınmaması, üç saat sonrasındaki ücret tarifesi için ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca tarife yapılırsa o tarifenin emsal alınması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
İlginizi Çekebilir: AVM ve İşletmeler Arasındaki İlişkileri Düzenleyen Yeni Yönetmelik.
Kaynakça
- Petek, Hasan. Otopark Sözleşmesi. D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Şeref ERTAŞ’a Armağan, C. 19, Özel Sayı-2017, s. 207-293
- Tiftik, Mustafa, Türk Hukukunda Vedia Sözleşmesi, Ankara, 2007.
Referanslar
- [1] Tiftik, s. 34
- [2] Petek, Hasan. Otopark Sözleşmesi. 207.
- [3] Otopark işletmesi, aracın fer’i zilyedidir; aslî zilyet ise, onun (genellikle) mülkiyet hakkına sahip olan müşteridir. Fakat müşterinin otoparka bıraktığı aracın maliki olması şart değildir. (Yavuz, Cevdet: Borçlar Hukuku Dersleri (Özel Hükümler), 10.Bası, İstanbul 2012, s. 651; Zevkliler, Aydın/Gökyayla, K. Emre: Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 14.Bası, Ankara 2014, s. 669; Tiftik, Mustafa: Türk Hukukunda Vedia Sözleşmesi, Ankara 2007, s. 75; Aydoğdu, Murat/Kahveci, Nalan: Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 2.Bası, Ankara 2014, s. 794.
- [4] Yargıtay, alış-veriş merkezlerinin garaj veya otoparklarına bırakılan motorlu taşıtlar bakımından, taraflar arasında alışveriş için gelinen alışveriş merkezinin otoparkına araç park edilmesine dair sözleşme bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığını, bu sebeple otoparkta aracın zarar görmesinden doğan davaların tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiğini kabul etmektedir. Bkz., Y. 13. HD. 10.3.2015 T., E. 2015/6703, K. 2015/7310, www.kazanci.com; Y. 13. Hukuk Dairesi T. 16.11.2011, E.2011/8602, K.2011/16658, www.kazanci.com. Ancak, bu kararlarda sorumluluğa hangi hükümlerin uygulanacağı, özellikle TBK m.579 hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususuna değinilmemektedir. Buna karşılık bazı kararlarda alışveriş merkezi işleten ile otoparka park ederek alışveriş yapan müşteriler arasında alım satım ve saklama sözleşmelerinin karmaşığı bir karma sözleşme ilişkisi kurulduğuna hükmetmiştir. Bu yönde bkz., Y. 7. Hukuk Dairesi 20.11.2007 T., E.2007/4601, K.2007/4310, <www.kazanci.com>.
- [5] Tiftik, s. 221.
- [6] Tiftik, s. 25, 36.
- [7] Petek, s. 238.
- [8]Otopark Yönetmeliği 3. madde: l) (Değişik ibare: RG-16/6/2022-31868) Yol üstü (Yol boyu) araç park yeri: Cadde ve sokak üzerinde, yaya kaldırımından ayrılmış cepte, yolun sağ tarafında veya refüjde yol standartlarına uygun şekilde yatay ve düşey işaretlemeler ile ayrılmış, kullanım süresi görülebilecek şekilde belirtilen, kullanım şartlarına ilişkin diğer hususlar idaresince belirlenen, motorlu veya motorsuz araçların park edebileceği alanı, ifade eder. (2) Bu Yönetmelikte belirtilmeyen tanımlar için ilgili diğer mevzuatta belirtilen tanımlar geçerlidir.
- [9] Petek, s. 292.