HUKUK & DANIŞMANLIK
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu
Modern hukuk sistemlerinde bireylerin hak arama özgürlüğü temel bir değer olarak kabul edilir. Türk Ceza Kanunu’nun 121. maddesi, bu özgürlüğün bir yansıması olan dilekçe hakkının nasıl korunduğunu detaylı bir şekilde ele alır. Makalemizde, dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunun derinlemesine bir analizini bulacaksınız. Kamu görevlilerinin sorumluluklarından, bu hakkın nasıl ihlal edilebileceğine kadar pek çok konu başlığına değinilmektedir.
Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 121;
“Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.“
Anayasa ve yasalar tarafından bireylere dilekçe hakkı tanınmıştır. Bu hakkın kullanımına engel teşkil eden her türlü fiilin önlenmesi TCK madde 121’de düzenlenen dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu ile sağlanır. Böylece, bireyler, tek başına ya da toplu olarak kullanabilme hakkına sahip oldukları ve taleplerini resmi makamlara iletebilmelerini sağlayan fırsatlarını koruyabilirler.
Korunan Hukuki Değer
Dilekçe hakkı, kamusal bir haktır. TCK madde 121 ile bu hakkın kullanılmasını önleyen ve ihlal teşkil eden her duruma engel olmak amaçlanır. Başka bir deyişle, bu düzenleme kapsamında korunan hukuki değer; hak arama özgürlüğüdür.[1]
Suçun Unsurları Nelerdir?
Maddi Unsurlar
Fail
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu, özgü suç niteliğinde olup; failin ilgili yasal düzenlemeler gereğince dilekçeyi kabul etmek ve gereğini yapmak bakımından görevli ve yetkili olması gerektiği TCK 121. maddede ifade edilir. Dolayısıyla, failin kamu görevlisi olması yeterli olmayıp yukarıda belirtilen görev ve yetkiye sahip olması da aranır.[2][3]
Mağdur
Bu suçun mağduru, dilekçe verme hakkına sahip herkestir. Unutulmamalıdır ki; Türkiye’de ikamet eden yabancılar bakımından da uyuşmazlıklar ile karşı karşıya kalınabilir; bu noktada onların da bu suçun mağduru olabilecekleri söylenebilir.[4]
Konu
Dilekçe, suçun konusunu oluşturur. TCK 121. madde gerekçesi incelendiğinde; “dilekçe, kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına yazılı olarak yaptığı başvuru” şeklinde ifade edilir.[5]
Vurgulanmalıdır ki; 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun’un 6. maddesi uyarınca, dilekçe hakkını kullanacak kişilerin bu Kanun’da belirlenmiş̧ esaslara riayet etmesi gereklidir. Aksi durumda dilekçe incelenmeyecektir.
Hareket
Yetkili kamu makamlarına verilen dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi, bu suçun hareket kısmını oluşturur. Başka bir ifade ile, kamu görevlisi ihmali bir harekette bulunup kabul etmek zorunda olduğu dilekçeyi almamaktadır.[6] Hatırlatılmalıdır ki; dilekçenin verildiği ve kabul edilmediği yerin kamu makamı olması ilgili suçun hareketinin oluşması bakımından aranır.
Netice
Yetkili kamu makamlarına verilen dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmeme fiilinde, yetkili kamu görevlisi ihmali bir harekette bulunmakta; kabul etmek zorunda olduğu dilekçeyi almamaktadır. Bu nedenle bu suç, faillerinin ihmali suretle işleyebileceği, neticesi harekete bitişik ve aynı zamanda gerçek bir ihmali suçtur.[7]
Suçun tamamlanması için dilekçenin; baştan kabul edilmemesi diğer bir ifade ile hiç alınmaması, süreli işlemlerde kabul ve ilgili yere kaydının geciktirilmesi, alınıp yırtılması, çöpe atılması vb. biçimde kayıt altına alınmaması gereklidir.
Hak kullanımı niteliğinde bulunmayan dilekçelerin kabul edilmemesi TCK madde 121’in oluşumuna engel olacaktır. Örneğin, dilek içeren dilekçelerin kabul edilmemesi durumunda bahsi geçen suç oluşmayacaktır.[8]
Nedensellik Bağı
Meydana gelen bir neticeden sorumlu tutulabilmek için hareket ile netice arasındaki sebep-sonuç ilişkisini ifade eden nedensellik bağı aranır. Bu bağ olduğu takdirde, o netice faile yüklenebilir.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu bakımından; yetkili kamu makamlarına verilen dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi sonucu dilekçe hakkının kullanımı engellenmiş olur, yani TCK madde 121’de düzenlenen suç oluşur.
Manevi Unsur
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu kasten işlenebilen suç niteliğindedir, yani fail verilen dilekçeyi kabul etmek bakımından kanunen görevli ve yetkili olduğunu, hukuken dilekçeyi kabul etmemek için bir neden olmadığını bilecek ve bu neticeyi isteyecektir.[9] Bu suç taksirle işlenemez.
Hukuka Aykırılık Unsuru
TCK 121. maddede yer alan suçun oluşması için yetkili kamu makamlarına verilen dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi aranır. Eğer ki kamu görevlisi kanundan kaynaklanan bir yetki sonucu veya görevinin gereği olarak dilekçeyi kabul etmiyorsa bu durumda fiil hukuka aykırı olmaz ve suç oluşmamış olur.[10] Özetle; verilen dilekçe hukuki bir nedene dayalı olarak kabul edilmiyorsa, fiil hukuka uygun olacaktır.
Suçun Özel Görünüm Şekilleri
Teşebbür
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu; yetkili ve görevlisine dilekçenin verilmesi ve kamı görevlisinin hukuki bir neden olmaksızın dilekçeyi kabul etmemesi ile tamamlanır. Bu suç ihmali suç özelliğini taşır ve soyut tehlike suçudur, yani somut olay değerlendirilirken kanuni tanımında yer alan ihmali fiilin varlığı yeterli olup bu hareketin yapılması ile tehlikenin gerçekleştiği var sayılır. Bu nedenle bu suça teşebbüs mümkün değildir.[11]
İlginizi Çekebilir: Resmi Belgede Sahtecilik Suçu.
İştirak
TCK 121. madde değerlendirildiğinde; ilgili suç, iştirak bakımından özellik taşımaz. Bu durumda TCK 37. madde ile 39. madde arasında düzenlenen iştirake ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılabilir. Unutulmamalıdır ki; dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu fail bakımından yalnızca kamu görevlileri dahilinde değerlendirilir. Ancak, kamu görevlisi olmayan kişilerin suça iştiraki durumunda TCK genel hükümlerde yer alan 40. madde uyarınca başvurulup azmettiren ya da yardım eden olarak ilgililerin sorumluluğuna gidilmelidir.
İçtima
Bu suçun içtimaına ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu yüzden genel kurallar çerçevesinde değerlendirme yapılabilir, yani TCK 42. madde ile 44. madde arasında düzenlenen içtima hükümlerine ilişkin bir yol izlenebilir.[12]
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Yaptırım
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunu işleyen fail, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Alt sınırı açıkça belirtilmediğinden TCK 49. madde 1. fıkra uyarınca bu ceza bir aydan az olamaz. Mahkumiyet, kısa süreli hapis cezası niteliğinde olduğundan dolayı TCK 50. madde uyarınca cezanın seçenek yaptırım ya da tedbirlere çevrilmesi imkanı vardır.[13]
Buna ek olarak suçun kasıtlı bir suç niteliği taşıdığından dolayı; fail eğer hapis cezasına mahkum edilirse somut olayda, fail belli haklardan yararlanamayacaktır. Yararlanamama süresi hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürer.
Fail eğer kamu görevini kötüye kullanarak bu suçu işlemişse, TCK 53. madde 5. fıkra uyarınca, verilen cezanın yarısından bir katına kadar da hak yoksunluğuna hükmedilecektir.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Soruşturma Usulü
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu, adli makamlarca resen takip edilen suçlardan biridir, yani kovuşturulması ve soruşturulması şikayete tabi değildir.
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 253. maddede düzenlenen uzlaştırma kapsamında sayılan suçlar arasında yer almaz. Ayrıca, kamu davasının ertelenmesi kararı da mümkün değildir çünkü şikayete tabi bir suç değildir.
Bu suç kamu görevlisinin görevi nedeniyle işlediği bir suçtur. Bu yüzden dilekçe hakkının kullanılmasını engelleyen kamu görevlisinin yargılanması 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un hükümlerine tabidir.[14] Fail olan kamu görevlisinin yargılanabilmesi için bir kovuşturma ve soruşturma şartı olan yetkili merciin izni gerekir.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu bakımından suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesi yetkili ve görevli mahkemedir.
Kaynakça
- ARSLAN Çetin & AZİZOĞLU Bahattin, Yeni Türk Ceza Kanunu Şerhi, 2004.
- ÇAKMUT YENERER Özlem, Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu (TCK m. 121), 2017.
- DURAN Gökhan Yaşar, Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ( TCK m. 121), 2019.
- ÖZBEK Veli ÖzerKANBUR Nihat, “Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi”, TCK İzmir Şerhi, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı-Gerekçeli-İçtihatlı), 2, Özel Hükümler (Madde 76-169), 2008.
- ÖZTÜRK Bahri, ERDEM Mustafa Erdem, Uygulamalı Ceza Hukuku, 2017.
- RETORNAZ E. Eylem Aksoy, Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu, 2017.
- ŞEN Ersan, Yeni Türk Ceza Kanunu Yorumu, 2006.
- YAŞAR Osman/GÖKCAN Hasan/ARTUÇ Mustafa, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 2010.
Referanslar
- [1] ARSLAN Çetin, AZİZOĞLU Bahattin, Yeni Türk Ceza Kanunu Şerhi, 2004.
- [2] ARSLAN, AZİZOĞLU, 2004.
- [3] ÖZBEK Veli Özer, KANBUR Nihat, “Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi”, TCK İzmir Şerhi, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı-Gerekçeli-İçtihatlı), 2, Özel Hükümler (Madde 76-169), 2008.
- [4] ÇAKMUT YENERER Özlem, Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu (TCK m. 121), 2017.
- [5] ÖZTÜRK Bahri, ERDEM Mustafa Erdem, Uygulamalı Ceza Hukuku, 2017.
- [6] ÖZBEK, KANBUR, 2008.
- [7] RETORNAZ E. Eylem Aksoy, Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu, 2017.
- [8] YAŞAR Osman/GÖKCAN Hasan/ARTUÇ Mustafa, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 2010.
- [9] ÇAKMUT, 2017.
- [10] ÖZBEK, KANBUR, 2008.
- [11] ŞEN Ersan, Yeni Türk Ceza Kanunu Yorumu, 2006.
- [12] YAŞAR/ GÖKCAN/ARTUÇ, 2010.
- [13] ÇAKMUT, 2017.
- [14] DURAN Gökhan Yaşar, Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu (TCK m. 121), 2019.