HUKUK & DANIŞMANLIK
7456 Sayılı Kanun Kapsamında Taşınmazların Kısmi Bölünme Yoluyla Devrinde Vergisel Avantajların Sona Ermesi
Taşınmaz malların hukuki boyutu, onların nasıl tanımlandığından nasıl bölündüğüne kadar birçok farklı konuyu içerir. Bu makalede, taşınmaz malın ne olduğundan, onun nasıl bölündüğüne, parselasyon işleminden ifraz ve tevhid kavramlarına kadar geniş bir perspektiften ele alınan bu konulara derinlemesine bir bakış sunulmaktadır. Taşınmaz malların hukuki yönü, hem bireylerin hem de işletmelerin mülkiyet hakları açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, taşınmaz malların hukuki boyutunu anlamak, onlara sahip olan ya da onlarla işlem yapan herkes için kritik bir öneme sahiptir.
Taşınmaz Mal
Taşınmaz Mal Nedir?
Taşınmaz mal en temel tanımıyla, özüne zarar vermeksizin, bir yerden bir yere götürülmesi mümkün olmayan, bir değere sahip eşyaya denir. Taşınmaz malın mevzuattaki bir başka karşılığı, Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmelik madde 7’de karşımıza çıkar. İlgili madde de taşınmaz mal, “Arz üzerinde sabit olan tarla, bağ, bahçe, arsa, orman, ağıl, apartman, dükkân, fabrika, otel gibi bütün arazi, bina ve madenlerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Taşınmazın Konusu
Türk Medeni Kanunu (TMK) bakımından taşınmazın mülkiyetinin konusu tür olarak sayılmakla birlikte nelerin taşınmaz olduğu belirli bir çerçevede belirtilmiştir. Bu bağlamda taşınmaz mülkiyetinin konusu 4721 Sayılı TMK madde 704’te;
“Madde 704 – Taşınmaz mülkiyetinin konusu şunlardır:
1- Arazi,
2- Tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
3- Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler.”
Şeklinde belirtilmiştir.
Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar (TMK madde 718). Medeni Kanun’a göre, bağımsız ve sürekli haklar, üst hakkı, kaynak hakkı ve geçit hakkıdır. Bağımsız haklar, hak sahibinin doğrudan doğruya sahip olduğu haklardır. Süresiz veya en az 30 yıl için kurulmuşsa sürekli hak niteliği taşımaktadır. Tapu kütüğünde ayrı sayfalarla kaydedilir.
Eşya Hukuku bağlamında, taşınır ve taşınmaz malları ayrımı yapılırken; eşyanın yerinin değişebilirliği üzerinden bir değerlendirme yapılır. Özüne zarar vermeden taşınamayan eşya taşınmaz eşyadır.[1]
Taşınmaz Malın Hukuki Statüsü
Taşınmaz malın mülkiyet hakkına konu olması ve tescil edilmesi hukuk sisteminin hakları güvence altına alması bakımından önem arz eder. Bu taşınmaz malın malikine, herkese karşı ileri sürülebilen ayni hak tesis eder.
Taşınmaz mal üzerinde gerçekleşecek ayni hak tesisi taşınmazın bulunduğu sayfaya yazılmak kaydıyla geçerli olur. Gerçekleşen bu kayıtla taşınmazın hukuki statüsü hakkında bilgi verme niteliğine haiz olunur. Yani, taşınmazın ve üzerinde varsa ayni hakkın tapuya kaydı ile taşınmazın hukuki statüsü belgelenmiş olur. Bu kayıtlara ulaşım pratikte genellikle taşınmaz üzerinde tasarruf edileceği zaman gündeme gelir.
İlginizi Çekebilir: Taşınmazın Ayni Sermaye Olarak Tescili.
Mülkiyet hakkına ilişkin Kamu Hukuku’ndan ve Özel Hukuk’tan kaynaklanan çeşitli kısıtlamalar bulunmaktadır. Anayasa madde 35 ve TMK madde 754 hükümlerine göre; mülkiyet hakkı, kamu yararı söz konusu olduğunda kısıtlanabilmektedir. Özel Hukuk’tan kaynaklı olarak kısıtlamalar, resmi senet ve tapuya tescille herkese karşı hüküm ifade etmek üzere kaldırılıp, değiştirilebilmekle birlikte; Kamu Hukuku’ndan kaynaklanan kısıtlamalar bir anlaşma ile bertaraf edilemez, bu sınırlamalar değiştirilemez veya kaldırılamaz.[2]
Taşınmazın Bölünmesi
Bölünme Nedir?
Taşınmazın bölünmesi TMK madde 889’da belirtilmiştir. İlgili madde de bölünme;
“Madde 889 – İpotekli taşınmazın bir kısmının veya aynı malike ait bulunan ipotekli taşınmazlardan birinin başkasına devredilmesi ya da ipotekli taşınmazın bölünmesi hâlinde, aksine bir anlaşma yoksa, rehin taşınmazlara değerleri oranında tapu idaresince re’sen dağıtılır.
Bu dağıtımı kabul etmeyen alacaklı, dağıtımın kesinleştiğinin kendisine tebliğinden başlayarak bir ay içinde yazılı bildirimde bulunmak suretiyle alacağın bir yıl içinde ödenmesini borçludan isteyebilir.
Yeni malikler, kendilerine ait taşınmaza düşen borcu yüklendikleri takdirde alacaklı, kendisine başvurma hakkını saklı tuttuğunu önceki borçluya bir yıl içinde yazılı olarak bildirmezse, borçlu borcundan kurtulur.”
Şeklinde ifade edilmiştir.
Bölünme işlemi en basit anlamıyla; bir taşınmazın, iki ya da daha fazla parçalara ayrılmasıdır. Bölünme, tapu kütüğünde tek parsel halinde müstakil bir sayfada kayıtlı bulunan taşınmazın, teknik yöntemlerle düzenlenen haritalara göre, iki ya da daha fazla parçaya ayrılarak her parçanın ayrı bir parsel olarak tapu kütüğünün ayrı bir sayfasına kaydedilmesi işlemidir.[3]
Bölünme işlemi, tapu kütüğünde tek bir parsel olarak kayıtlı olan taşınmazın, birden çok parsel şeklinde ayrılmasını ifade eder. Bölünme genel olarak, pratikte bu şekilde somutlaşmış olmakla birlikte, bölünme işlemlerinin tamamında birden çok parsele ayrılma gerçekleşmez.
Örneğin, bir yola terk uygulamasında parselin yüz ölçümünden kamuya bırakılan bir alanın düşümü yapılır, bu halde birden çok parsele ayrılmış bir alan bulunmaz.
Parsel ve Parselasyon İşlemi
Parsel, İmar Mevzuatına uygun olacak şekilde üzerine yapı inşa edilecek arazi parçasına denir. Parsel, İmar Mevzuatına uygun olarak ayrılır ve sınırlandırılır. Haritalar ile sınırları belirtilmiş arazi parçaları imar haritalarında gösterilirse imar parseli; kadastro haritalarında gösterilirse kadastro parseli olarak adlandırılır.
Parselasyon ise, plan sınırları içinde yer alan ve henüz yapılaşma hakkı verilmemiş araziler üzerinde şekillendirmenin sağlanması işlemidir. Yani, imar planına aykırılık yaratmayacak şekilde, yapı yapılmasına elverişli olmayan kadastro parsellerinin, imar planında belirtilen kararlar içerisinde yapılanmaya elverişli hale getirilmesidir.
Genel olarak parselasyon işlemi, kadastro parselinin imar parseline dönüşmesi sürecini ifade eder. Bu idari işlemler dizini uygulamada, imar uygulamaları, hamur kuralı, 18. madde uygulamaları olarak da adlandırılır.
İfraz ve Tevhid
Sözcük anlamı ayırma olan ifraz, tapu kütüğünde tek bir parsel olarak yer alan bir taşınmazın, imar planlarına uygun olarak hazırlanmış haritalara göre birden çok parçaya ayrılarak, tapu kütüğüne ayrı ayrı tescil edilmesi işlemidir. İfraz, Türk Hukuk Sistemi’nde İmar Hukuku alanında uygulamaya giren bir işlemdir.
İmar Kanunu’nda ifraz ve tevhid birlikte düzenlenmiştir.
Tevhid, ifraz işleminin aksine birbirine bitişik birden fazla arsanın birleştirilmesi işlemidir. İfraz, arazilerin farklı kullanım amaçları ile özgülenecek birden fazla parçaya bölünmesini sağlamak için, taşınmaz malikin taşınmazdan en iyi şekilde yararlanmasını, taşınmazın optimal değerine ulaşabilmesi amacıyla gerçekleştirilmektedir.
Türk Ticaret Kanunu (TTK) Hükümleri Doğrultusundan Bölünme
İşletmeler, ağırlıklı olarak ekonomik ve hukuki nedenler ve başka pek çok faktörün etkisiyle yeniden yapılanma şeklinde ifade edilen ekonomik ve hukuki yapılanma değişikliğine gitmektedirler. Şirketin faaliyet alanında veya yapılarında gerçekleşen değişiklik bu adlandırma ile ifade edilir. Sermaye şirketleri bakımından yeniden yapılandırma modelleri, tasfiye, birleşme, hisse değişimi ve bölünme olarak sınıflandırılabilir.[4]
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) bölünmenin tanımı yapılmamış, yalnızca bölünmenin türleri olan, aşağıda detaylıca bahsedilecek olan tam bölünme ve kısmi bölünme tanımlanmıştır. TTK madde 159’da tam bölünme de, bölünen şirketin dağıtılarak faaliyetlerinde son verilmesi ifade edilirken; kısmı bölünmede ise bölünen şirket tamamen ortadan kalkmamakta, yalnızca mal varlığının bir kısmı en az iki şirkete ayni sermaye olarak konulmaktadır.[5]
İlginizi Çekebilir: Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Sermaye Şirketlerinde Bölünme.
Bununla birlikte, hangi şirketlerin bölünmeye konu olabileceği TTK madde 160’ta belirtilmiştir. TTK madde 160’a göre; sermaye şirketleri ve kooperatifler sermaye şirketlerine ve kooperatiflere bölünebilirler. Bölünme hakkı yalnızca sermaye şirketleri ve kooperatiflere tanınmış, şahıs şirketlerine tanınmamıştır. Sermaye şirketleri ile kooperatifler kendi türü içinde bölünebileceği gibi bir sermaye şirketi bir kooperatife veya tersi şekilde bir kooperatif sermaye şirketine bölünebilir.[6]
Tam Bölünme
Mal varlıklarına göre bölünmeye baktığımızda, TTK madde 159/1 hükmüne göre; “Bir şirket tam veya kısmi bölünebilir.” ve TTK madde 159’a göre tam bölünme, şirketin tüm mal varlığının bölümlere ayrılıp diğer şirketlere devrolunmasıdır.
Danışmanlık: Şirket Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Hukuki Danışmanlık.
TTK madde 159/1/a:
“a) Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir.”
İlgili maddeye göre; tam bölünmenin gerçekleşebilmesi için, bir devrolunan şirket, ikisi devralan şirket olmak kaydıyla en az üç şirket bulunacaktır. İkinci şart ise, yukarıda bahsedildiği üzere, bölünmeye konu olan şirketler kapsamında olması gerekir. Yani, devrolunan ve devralan şirketler sermaye şirketi veya kooperatif olmalıdır. Devrolunan şirket ortaklarına devralan şirketin sermayesini tahsil ettiğini temsil eder şirket payları geçmelidir. Dördüncü şart ise bölünmeye katılan şirketlerin alacaklarının hakları korunmasıdır. Devrolunan şirket Ticaret Siciline tescil ile birlikte ortadan kalkmalıdır.
Tam bölünmede konu olan şirketin varlıkları, kayıtlı değer üzerinden devralan şirkete aktarılacaktır. Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 265’e göre bu değer,[7] iktisadi değerin muhasebe kayıtlarında yer alan hesap değeri üzerinden belirlenir.
Bu varlıklar, devralan şirket tarafından da kayıtlı değerleriyle kendi kayıtlarına intikal ettirilecektir. Böylece, bölünme işlemiyle gerçekte bir vergi ertelemesi yapılmış olmaktadır. Zira, varlıkları devralan şirket ileride bunları elden çıkardığında satış bedeliyle kayıtlı bedel arasındaki fark kurum kazancına dahil edilecektir.
Kısmi Bölünme
Kısmi bölünme, bir şirketin tüm malvarlığının değil, bir kısmının bir veya birden fazla bölüme ayrılarak mevcut ya da yeni kurulacak en az bir şirkete devrolunması ve bölünen şirketin elinde kalan malvarlığı ile faaliyete devam etmesidir.
Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) Hükümleri Doğrultusunda Kısmı Bölünme
Kısmı bölünme, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) madde 19/3/b düzenlemede açıklanmıştır.
KVK madde 19/3/b’de kısmi bölünme;
“Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilânçosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirket ne devretmesi, bu Kanun’un uygulanmasında kısmî bölünme hükmündedir.”[8]
Şeklinde ifade edilmiştir.
Bu doğrultuda kısmi bölünmenin Kurumlar Vergisi Kanunu’na uygun yapılmış sayılabilmesi için dikkat edilmesi gereken unsurlar bulunmaktadır. Kısmi bölünmede, bölünecek şirketin tam mükellef sermaye şirketi veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisi olması gerekir. Devredilecek kıymetler ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef şirkete devredilecektir. Bölünecek şirket bilançosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki yıl tam süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçının VUK madde 265 uyarınca belirlenen mukayyet değerleri üzerinden devredilmesi gerekir. Geçmiş yıl zararların devredilmesi mümkün olmayacaktır. Yapılacak bölünmede aktifi ve pasifi düzenleyici hesaplar, ilgili olduğu aktif veya pasif hesaplarla birlikte devrolunacaktır.[9]
Türk Ticaret Kanunu (TTK) Hükümleri Doğrultusunda Kısmi Bölünme
Türk Ticaret Kanunu’nda bölünmeye ilişkin hususlar 159-179 maddeleri arasında yer almaktadır.
Bir şirketin kısmen bölünmeye konu olacağı yukarıda da belirtildiği üzere, TTK madde 159’da hüküm altına alınmıştır. İlgili maddeye göre; şirketin malvarlığı bir veya birden fazla bölümünün diğer şirketlere devrolunması olarak tarif edilmiştir. Kısmi bölünmede, sermaye şirketleri sermaye şirketlerine bölüneceklerdir.
Kısmi bölünmede şirket payları ve hakları TTK madde 140’a göre; kısmen bölünen şirket ortaklarının mevcut ortaklık payları ve haklarını karşılayacak değerde, devralan şirket payları ve hakları üzerinde istemde bulunma hakkı vardır.
TTK madde 163 uyarınca, devralan şirket sermayesini, kısmen bölünen şirket ortaklarının haklarını koruyacak miktarda artıracağı, bölünmede, ayni sermaye konulmasın ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
Şirket kısmi bölünme yoluyla malvarlığının bölümlerini var olan şirketlere devredecekse, bölünmeye katılan şirketlerin yönetim organları tarafından bölünme sözleşmesi yapılabilecektir. Şirket kısmi bölünmeyle mal varlığının bölümlerini yeni kurulacak şirketlere devredecek ise yönetim organı bir bölünme planı düzenleyecektir.
Bölünmeye katılan şirketlerden her biri, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde, sermaye şirketleri ayrıca internet sitesinde, inceleme yapma haklarına işaret eden bir ilan yayımlarlar.
Bölünme onaylanınca, yönetim organı bölünmenin tescilini ister. Kısmi bölünme sebebiyle devreden şirketin sermayesinin azaltılması gerekiyorsa buna ilişkin sözleşme değişikliği de tescil ettirilir. Tescil ile tescil anında kısmi bölünmede yer alan bütün aktifler ve pasifle devralan şirketlere geçer.
Yazımıza konu olan düzenleme, yukarıda ne olduğu açıklanan kısmi bölünmenin 7456 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle vergisel avantajlarını kaybetmesidir. Çünkü, Kurumlar Vergisi Kanunu’na uygun olarak yapılan kısmi bölünme işlemi ile, vergi kanunlarında düzenlenen, kurumlar vergisi, katma değer vergisi, damga vergisi ve tapu harcı gibi istisnalardan faydalanmak mümkündür.
Bu vergisel avantaj ise KVK’nin 20. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir;
“Bu Kanun’un 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde belirtilen işlemlerden doğan kârlar hesaplanmaz ve vergilendirilmez.”[10]
Yani, bu madde kapsamında gerçekleşen kısmi bölünme sonrasında oluşacak karların hesaplanmayacağı ve vergilendirilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
7456 Sayılı Kanun’la T.C. Resmî Gazete’de Getirilen Düzenleme ve Bu Kapsamda Kısmi Bölünmenin Vergilendirilmesi
Getirilen düzenlemenin önemi bu noktada ortaya çıkıyor. 7456 Sayılı Kanun’un yasalaşması ile birlikte taşınmazların kısmı bölünme yoluyla devri, KVK’nın 19. maddesi kapsamından çıkacağından vergisel avantajların yer aldığı KVK’nın 20. maddesinde sayılan istisnalardan da yararlanılamayacaktır. İlgili madde de;
““taşınmazlar ile” ibaresi “ve” şeklinde, dördüncü cümlesinde yer alan “taşınmaz ve iştirak” ibaresi “iştirak” şeklinde değiştirilmiş ve “taşınmaz ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.”[11]
Şeklinde ifade edilmiştir.
Değiştirilen KVK madde 19’un gerekçesinde taşınmazların vergisiz kısmı bölünme kapsamından çıkarılmasının sebebi “bölünmenin vergisiz yapılmasına olanak sağlanarak, işletmelerin belli alanlarda uzmanlaşmaları, böylece daha verimli ve etkin çalışabilmesi ve yapılanma ihtiyaçlarının karşılanması” olarak açıklanmış.
Şirket sermaye yapılarının güçlendirilmesi, faaliyet birleşmeleri ile kaynak kullanımlarının verimli hale getirilmesine yönelik yapılan düzenlemelerle ekonomide şirket verimliliklerinin artırılmasını amaçlanmaktadır.
Şirket sermaye yapılarının güçlendirilmesi, faaliyet birleşmeleri ile kaynak kullanımlarının verimli hale getirilmesine yönelik yapılan düzenlemelerle ekonomide şirket verimliliklerinin artırılmasını amaçlanmıştır.
İlgili düzenleme, hem şirketlerin vergi yükünü artıracak olması hem de madde gerekçelerinin açıklayıcı ve kapsamlı olmaması sebebiyle eleştirilmektedir.
Ancak, bir yandan da üzerinde belirtmek gerekir ki; taşınmazların kısmi bölünmeye konu olması kaldıran düzenlemenin yürürlük tarihi 1 Ocak 2024. Dolayısıyla, istisnayı kaldıran maddenin yürürlüğe gireceği tarihten önce şirketlerin aktiflerinde yer alan taşınmazların bölünme işlemlerinde istisna devam ettirilecektir. Dolayısıyla, sağlanan vergisel avantajlar gereği kısmi bölünme işlemlerin, istisnanın yürürlüğe gireceği tarihe tamamlanmasını öneririz.
Sonuç
Sonuç olarak; bir torba yasa ile taşınmazların vergisiz kısmi bölünme kapsamından çıkartılması ile birlikte Vergi İdaresi’nin vergisiz elden çıkarma görüşünü baz aldığını çıkarımına ulaşabiliyoruz. Bunun temelinde; şirketlerin verimli ve karlı kuruluşlar haline gelmesi yatıyor.
Ancak, şirketlerin vergi yükünü artıracağı ve madde gerekçesinin yetersiz olması sebebiyle oldukça eleştiri almıştır. Şirketlerin, vergisel avantajlardan faydalanabilmeleri için aktiflerindeki taşınmazların kısmi bölünme işlemlerini 1 Ocak 2024’e kadar yapmalarını tavsiye ederiz.
Kaynakça
- YILDIZ, ÇORUHLU, Plansız Alanlarda Taşınmaz Malların Bölünmesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2017.
- OĞUZMAN/SELİÇİ/OKTAY-ÖZDEMİR, Eşya Hukuku, 23. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2021.
- ÖZBALCI, Y. 2001. “4684 Sayılı Kanun’da Yapılan Değişiklikler Çerçevesinde Birleşme, Bölünme ve Hisse Değişimi”. Vergi Dünyası, Eylül.
- Taşınmazların Bölünmesi, Taksimi ve Birleştirilmesinin Yeni Tapu Sicili Tüzüğü Karşısındaki Durumu, MATRAK, 2013, Ankara.
- Carrefoursa Sabancı Ticaret Merkezi Anonim Şirketi’nden Kısmi Bölünme Suretiyle Ayrılacak Bazı Taşınmazların Kısmi Bölünme Suretiyle Ayrılacak Bazı Taşınmazların Kısmi Bölünme Suretiyle Kuruluşu Tescil Edilecek Adanabir Gayrimenkul Geliştirme ve İşletme Anonim Şirketi Tarafından Devralınması ve İlgili İşlemlerin Türk Ticaret Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve İlgili İkinci Mevzuatlar Kapsamında Bilirkişi Tasdik Raporu, 2277 Oda Sicil No, 2856 Mühür No, 2014 Hesap Dönemi.
- Ticaret Şirketlerinin Bölünmesi Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Ocak, 2018.
Referanslar
- [1] OĞUZMAN/SELİÇİ/OKTAY-ÖZDEMİR, Eşya Hukuku, 23. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2021.
- [2] Plansız Alanlarda Taşınmaz Malların Bölünmesi, YILDIZ, ÇORUHLU, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2017.
- [3] Taşınmazların Bölünmesi, Taksimi ve Birleştirilmesinin Yeni Tapu Sicili Tüzüğü Karşısındaki Durumu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı, 2013, Ankara.
- [4] 6102 Sayılı Yenı̇ Türk Tı̇caret Kanunu’na (TTK) Göre Tam Bölünme İşlemı̇: Vergı̇lendı̇rme Karşısındakı̇ Durumu ve Muhasebeleştı̇rı̇lmesı̇, ULUSAN, KOÇSOY, Ankara SMMMO, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Dergisi.
- [5] Özbalcı, Y. 2001. “4684 Sayılı Kanun’da Yapılan Değişiklikler Çerçevesinde Birleşme, Bölünme ve Hisse Değişimi”. Vergi Dünyası, Eylül.
- [6] Ticaret Şirketlerinin Bölünmesi Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Ocak, 2018.
- [7] 4/1/1961 Kabul Tarihli, 3475 Sayılı Vergi Usul Kanunu.
- [8] 13/6/2006 Kabul Tarihli, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 2605 Sayı, 45 Cilt.
- [9] Carrefoursa Sabancı Ticaret Merkezi Anonim Şirketi’nden Kısmi Bölünme Suretiyle Ayrılacak Bazı Taşınmazların Kısmi Bölünme Suretiyle Ayrılacak Bazı Taşınmazların Kısmi Bölünme Suretiyle Kuruluşu Tescil Edilecek Adanabir Gayrimenkul Geliştirme ve İşletme Anonim Şirketi Tarafından Devralınması ve İlgili İşlemlerin Türk Ticaret Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve İlgili İkinci Mevzuatlar Kapsamında Bilirkişi Tasdik Raporu, 2277 Oda Sicil No, 2856 Mühür No, 2014 Hesap Dönemi.
- [10] 13/6/2006 Kabul Tarihli, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 2605 Sayı, 45 Cilt.
- [11] 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Kanun No: 7456, 15 Temmuz 2023 Cumartesi, Sayı: 32249.