HUKUK & DANIŞMANLIK
Yargıtay Cep Telefonu Numaralarının Rıza Olmaksızın Paylaşımını Suç Olarak Niteledi
6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) 3’üncü maddesine göre; “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi” kişisel veri olarak tanımlanmıştır. Kişisel veri kapsamına; ırk, etnik, inanç, siyasi görüş gibi veriler girebildiği gibi iletişim bilgisi niteliğinde olan telefon numarası ve e-posta adresi gibi veriler de girmektedir.
Günlük hayatta özellikle telefon numaraları sosyal çevrelerde kişiden kişiye geçirilerek yayılabilmektedir. Bu noktada KVKK yönünden tartışılması gereken nokta ise olayda açık rıza olup olmadığıdır. Açık rıza KVKK’da “belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza” şeklinde tanımlanmıştır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin önüne gelen davaya konu olayda; sanık tarafından bir işletmeden alışveriş yapılmış akabinde ise alışveriş ücretini daha sonra ödeyeceğini belirtilmiştir. Ücretin daha sonra ödeneceğinin belirtilmesi üzerine ise işletme görevlisi olan dosyanın tanığı, sanıktan cep telefonu numarasını istemiş, sanık ise kasti olarak husumetli olduğu katılanın numarasını verdiği tespit edilmiştir.
Yargıtay tarafından 19.10.2020 Tarihli 2020/1541 Esas ve 2020/5242 Sayılı Karar ile kişinin cep telefonu numarasının başka bir kişi tarafından rıza olmaksızın üçüncü bir kişiyle paylaşması durumunu Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 136/1 hükmü kapsamında “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçunu oluşturduğuna kanaat getirilmiştir.
İlgili karar, cep telefonu numarası gibi bir kişisel veririnin kişinin izni olmadan paylaşılmasının ve yayılmasının önüne geçerken aynı zamanda cep telefonu numarası yoluyla oluşabilecek tacizlerin de önüne geçilebilmesi, caydırıcı etkide bulunacak olması adına önemli olup emsal teşkil etmektedir.