[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim ve Limited Şirket Denetimi

Yazarlar: ÇAĞRI KAPLAN, MURATCAN KORKMAZ, MELİSA GİZEM AKTAŞ, POLEN ÖKTEN
Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim ve Limited Şirket Denetimi

Anonim ve limited şirketler, ticari faaliyetlerin sürdürülmesinde önemli yapı taşlarından biridir. Bu şirket türlerinde denetim, hem iç yapıyı güçlendirmek hem de dış düzenlemelere uyumu sağlamak açısından kritik bir rol oynar.

Denetim süreci, şirketlerin finansal raporlamalarının doğruluğunu teyit etmenin yanı sıra, iş süreçlerinin verimliliğini artırma ve risk yönetimini geliştirme fırsatı sunar.

Bu makalemiz de anonim ve limited şirketlerde denetimin önemi, uygulanması ve yasal çerçevesi hakkında derinlemesine bir bakış sunmayı amaçlamaktadır.

Anonim Şirket

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 329 uyarınca; anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız şirket tüzel kişiliğinin kendi malvarlığıyla sorumlu olduğu, pay sahiplerinin sadece taahhüt ettikleri sermaye paylarından ve ancak şirkete karşı sorumlu oldukları şirket tipidir.

Daha geniş bir ifade ile anonim şirketler, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş, payları kıymetli evrak niteliğinde pay senetlerine bağlanarak veya Merkezi Kayıt Kuruluşu’na kayıt yoluyla tedavül edebilen ve ortaklarının sorumlulukları taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlı olan bir sermaye şirketleridir.

Limited Şirket

TTK’nın 573. maddesinde tanımlanan limited şirketler, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulan, esas sermayesi belirli olan ve bu sermayenin, esas sermaye paylarının toplamından oluştuğu şirket türüdür.

Limited şirketler, kanunen yasak olmayan (örneğin; sigortacılık, bankacılık ve finansal kiralama alanlarında faaliyet gösteremezler) her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilmektedir.

Anonim Şirkette Denetim

Anonim şirketlerin denetimi TTK’da detaylı olarak düzenlenmiştir. Kanun’da açık bir tanım olmamakla beraber; denetçiler, şirketin yıllık faaliyet raporlarını ve finansal raporlarını inceleyerek şirketin faaliyetlerinin doğru ve şeffaf şekilde yansıtıp yansıtılmadığını tespit etmekle görevlidirler.

Denetimden geçmemiş veya geçmekle birlikte; denetçi görüşünün yer almadığı raporlar düzenlenmemiş sayılır. Dolayısıyla, denetime tabi olan verilerin denetimden geçmiş olması gereklidir.

Denetim sırasında şirketin denetime tabi raporlarda değişiklik yapması mümkündür. Denetçilerin bu değişik raporları da tekrar denetlemesi gerekir. Buna ilişkin denetçi raporunda kayıt olmalıdır (bakanlığın çıkardığı yönetmelik detaylı).

TTK’ya bakıldığında anonim şirketlerde denetçi organının zorunlu olmadığını ancak denetimin zorunlu olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla, anonim şirket denetimi şirket içinden veya dışından yapılabilir. Dışından yapılan denetim bağımsız denetimdir. Pay sahiplerinin genel kuruldan istediği denetim ise özel denetimdir.

Bağımsız Denetçilik

Denetim Kapsamı

Anonim şirketin finansal tabloları, yıllık faaliyet raporları, envanteri ve muhasebesi genel olarak denetime tabidir. Denetçiler, şirket faaliyetlerinin ve tabloların-raporların kanuna, Türkiye Muhasebe Standartlarına ve esas sözleşmeye uygunluğunu inceler.

Denetçinin bunu denetçiliğin gerekleriyle denetçilik etiğine uygun bir şekilde ve özenle gerçekleştirmesi gerekir. Denetçi, şirketin kayıtlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını, yansıtmıyorsa neden yansıtmadığını dürüstçe açıklamakla yükümlüdür.

Bununla birlikte, denetimin kapsamı sadece olanı incelemek değildir; yönetim kurulunun riskleri tespit etmek ve yönetmek için gerekenleri yapıp yapmadığını da inceler. Yönetim kurulunun bu riskler için gereken önlemi alıp almadığı, bu amaçla gereken oluşumları kurup kurmadığı hakkında da ayrı bir rapor düzenler. Bu raporun esaslarını belirleyen mercii de Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’dur.

Denetçiler

Anonim şirketin genel kurulu denetçi seçme yetkisini haizdir. Yönetim kurulu genel kurulun seçtiği denetçiyi tescil ve ilan eder. Şirketin denetçilik yetkisini geri alması yalnızca tek bir koşulda olabilir. Bu koşul ise denetçinin risk tespiti ve yönetimine ilişkin rapor hazırlamaması halidir. Fakat, denetçinin şahsına ilişkin haklı sebeplerden ve/veya denetçinin tarafsız olmadığı yönünde bir şüphenin varlığı halinde şirketin dava açma hakkı bulunmaktadır.

Bu davayı açabilmek için şirket yönetim kurulunun veya sermayenin %10’unu oluşturan pay sahipleri davayı açmalıdır. Süre ise denetçinin tescil ve ilanından itibaren üç haftadır. Azınlığın genel kurulda denetçi için olumsuz oy vermiş ve bunu tutanağa geçirtmiş olması da şarttır.

Şirket faaliyet döneminin dördüncü ayı sonuna kadar denetçiyi seçmelidir. Aksi halde, yönetim kurulu veya üyelerinden biri ile bir pay sahibi mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. Aynı şekilde aşağıdaki durumlarda da mahkemeye başvurulabilir:

  • Denetçinin görevi reddetmesi veya sözleşmeyi feshi,
  • Görevlendirme kararının iptali veya butlanı,
  • Denetçinin kanuni veya başka sebeplerle görevini yapamaması veya engellemesi.

Mahkemenin bu konularda vereceği kararlar kesindir. Mahkeme atadığı denetçinin ücreti ve diğer giderler için gereken ödemeleri de tespit eder. Bu karara karşı itiraz yolu bulunmaktadır; bununla birlikte, itiraz üzerine mahkemenin vereceği karar kesinleşir.

Denetçinin sözleşmesini fesih hakkı yalnızca belirli durumlarda geçerlidir. Anonim şirket, denetçiye karşı görevden alma için dava açmışsa denetçinin sözleşmeyi fesih hakkı vardır. Bununla birlikte, haklı sebeplerin varlığı da sözleşmeyi fesih hakkı vermektedir. Feshin yazılı ve gerekçeli olmalıdır. Denetçinin görevi feshe kadar devam eder.

Bu nedenle, feshe kadar yaptığı denetimleri rapor halinde şirkete sunmak zorundadır. Yönetim kurulu, sözleşmesini fesheden denetçinin yerine geçici bir denetçi atar. Aynı zamanda, fesih ihbarını ve seçtikleri denetçinin onayı hususunu da genel kurula sunar.

Şu kişiler bağımsız denetçi olabilir:

  • Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik ruhsatı almış yeminli mali müşavirler,
  • Serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yetkili kıldığı kişiler.

Fakat bu kişiler şu hallerin varlığı halinde denetçi olma hakkını kaybeder:

  • Şirkette pay sahibi olması,
  • Şirketin yöneticisi veya çalışanı olması,
  • Denetçi olmadan önce üç yıl içinde bu faaliyetlerde bulunmuş olması,
  • Şirketle bağlantısı olan başka bir şirketin kanuni temsilcisi veya yöneticisi, yöneitm kurulu üyesi olması. Ayrıca, bu şirketlerde %20’den fazla payının olması ya da bu durumdaki bir kişinin yanında çalışıyor olması,
  • Şirket yönetim kurulu üyesi ya da yöneticisiyle arasında belirli düzeyde akrabalığının olması,
  • Şirket defterlerini düzenlemede yardımcı olması ya da bunu yapan gerçek/tüzel kişinin kanuni temsilcisi, yöneticisi, ortağı vs. olması,
  • Denetçilikten gelen gelirinin %30’undan fazlasını bu şirkette elde etmesi. Ayrıca, bu şirkette %20’den fazla payla iştirak etmiş şirketlerde bu geliri etmişse aynı yasağa tabidir.
  • 10 yıl içinde şirket 7 yıl denetçilik yapmışsa tekrar denetçi olması için 3 yıl geçmesi gerekir.

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu buna ilişkin kuralları belirlemeye yetkilidir.

Denetçi, denetim yaptığı şirkete, vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında başka tür danışmanlık veya hizmet vermekten yasaklıdır. Aynı şekilde, bunu paravan bir şirket aracılığıyla yapması da yasaktır.

Özel Denetçilik

Anonim şirkette pay sahibi olanların bilgi alma ve inceleme hakkı bulunur. Bu nedenle, her bir pay sahibi genel kurul gündeminde yer almasa dahi özel denetçi atanmasını talep edebilir.

Özel denetçi atanması talebi genel kurul tarafından kabul edilirse şirket tüzel kişiliği ve her bir pay sahibi 30 gün içerisinde, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nden özel denetçi atanmasını talep edebilir.

Özel denetçi atanması talebi genel kurul tarafından kabul edilmezse, azınlık pay sahipleri ve paylarının itibari değeri 1 milyon Türk lirasını bulan pay sahipleri 3 ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilir.

Mahkeme tarafından atanan özel denetçiye bütün bilgi ve belgelerin sağlanması, denetçinin de denetim faaliyetini objektif bir şekilde gerçekleştirmesi, edinmiş olduğu şirket sırlarını saklaması gerekmektedir.

Özel denetçi denetim faaliyeti sonunda hazırlamış olduğu raporu mahkemeye verir. Mahkeme bu raporu şirkete gönderir. Mahkeme tarafından gönderilen rapor yönetim kurulu tarafından genel kurula sunulur. Her pay sahibi, genel kurul toplantısını izleyen 1 yıl içerisinde raporun bir suretinin kendisine verilmesini şirketten isteyebilir.

Limited Şirketlerde Denetim

Mülga 6762 Sayılı TTK’ da ortak sayısına göre denetimin zorunlu olup olmaması objektif açıdan zarar vermesi ayrıca denetimin şirketin bir organı olarak kendi tarafından da yapılması objektifliğe ne kadar zarar verdiği ortadadır.

Ancak, yeni 6102 Sayılı TTK’ da ise durum değişmiş, denetçinin bağımsız olması sağlanmış ve ayrıca denetçinin meslek mensubiyet şartı getirilerek ortaya profesyonelleşme yolunda adımlarla ilerlenmiştir.

Zorunlu Denetim

Burada zorunlu denetim işletmenin kendi iradesinde olmayan bir durumdur; başka bir anlatımla, işletme dışındaki bir kurumun işletmenin kendi iradesi dışında denetlemesi söz konusudur. Bu denetime “yasal denetim” adı da verilmektedir.

Bir örnek verilecek olursak; T.C. Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı veya T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan denetimleri örnek gösterebiliriz.

Buradaki örnekten yola çıkacak olursak; zorunlu denetim, devletin kamu ve kurumları tarafından çıkartılan kanun ve yönetmeliklere göre yapılan denetimlerdir.

İsteğe Bağlı Denetim

İsteğe bağlı denetimde ise yukarıda yazan zorunlu denetimden farklı olarak işletmenin zorunluluk olmadan kendi ortakları tarafından veya dışarıdan bir işletmenin yapacağı denetimlerdir.

Örnek vermek gerekirse; şirkete kredi verecek olan banka, şirketin ne durumda olduğunu görmek için veya istediği koşulların olup olmadığını görmek için finansal tablolar üzerinde veya muhasebesi üzerinde denetim yaptırabilir.

Genel Açıklamalar

Mülga 6762 Sayılı Kanun’da limited şirketlerde denetim organının varlığı, ortak sayısına göre belirlenmekteydi. Eğer ortak sayısı 20’nin altında ise limited şirket ortakları, ortaklığın işleyişi, mali durumu hakkında bilgi alma, defter ve kayıtlarını inceleme hakkına sahipti yani limited şirkete denetçi atanması zorunlu değilken ortak sayısı yirmiyi aşan limited şirketlerde bir veya birden fazla denetçi bulunması öngörülmüştür.

6102 Sayılı TTK da ise limited şirketler, TTK madde 397’nin atfıyla TTK madde 398’de düzenlenen bağımsız denetime tabi olacaklardır. TTK madde 398’e göre; Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen ölçütleri aşan limited şirketler bağımsız denetim hükümlerine göre denetlenecektir. Ancak, ölçütleri sağlayamayan limited şirketler ise bağımsız denetime tabi olmayacaktır.

Denetimin yeni 6102 Sayılı Kanun’a göre iç denetimden alıp, dış denetime verilmesi hem devlet açısından hem de şirket açısından objektif ve tarafsız şekilde bakılmasından ötürü daha yararlı ve daha sağlıklı bir işleyiş oluşturmuştur. Pay sahiplerinin bilgi edinme hakkını kullandıktan sonra özel denetçi isteyebilmesi bunu güzel bir örneğini oluşturur. Sistem daha hesap verilebilir daha tarafsız ve daha objektif bir yaklaşım benimsemiştir.

6102 Sayılı TTK ‘da gereksiz tekrarlardan kaçınılmış ve istisnalar dışında anonim şirketlerin denetimine ilişkin hükümlere atıf yapılmıştır. Bu hükümlere göre; limited şirketlerin denetlenmesi Ticaret Bakanlığı’nın denetimi, “Bağımsız Denetim” ve “Özel Denetim” olmak üzere üç şekilde öngörülmüştür.

Ticaret Bakanlığı’nın Denetimi

TTK madde 210/1 e göre, ticaret şirketlerinin yapacağı işlemler Ticaret Bakanlığı’nın denetimine tabi olmakla birlikte; bu denetimin ilkeleri, usulü ve denetime tabi olacak işlemleri bakanlık tarafından hazırlanan “Ticaret Şirketlerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik” (Yönetmelik) ile düzenlenmiştir.

6102 Sayılı TTK nın 210. maddesinin ilk fıkrasına dayanılarak hazırlanan “Ticaret Şirketlerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik” uyarınca Ticaret Bakanlığı’na bağlı müfettişler şirketleri denetleme yetkisine haizdir.

Yönetmelik uyarınca denetime konu olan işlemler madde 5 te sayılmış olup; örnek vermek gerekirse ticaret siciline tescil ve ilan işlemleri Ticaret Bakanlığı’nca denetime tabi tutulacaktır.

Ticaret Bakanlığı tarafından işletme konusuna kamu düzenine, aykırı işlemlerde bulundukları yahut bu yönde hazırlık yaptıkları tespit edilen ticaret şirketleri hakkında bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde fesih davası açılabilecektir.

Bu Yönetmeliğin detaylı ve ayrıntılı çıkarılmasının amacı ticaret şirketleri tarafından yapılan işlemlerin yürürlükte olan hükümlere uygunluğunun denetlenmesi amacını taşır. Bu denetim sonucunda gerek genel kurula gerekse yönetim kuruluna ve yatta gerekirse de Ticaret Bakanlığı gerekli tedbirleri almaya haizdir.

Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı denetim ile bağımsız denetimi karşılaştıracak olursak; bakanlık denetimi kendi çalışanlarınca yapılacağı ve denetimin bağımsız denetime göre daha çok konu olacağı aşikârdır. Bağımsız denetim ise sadece belli başlı konularda yani finansal tablolar gibi belli konularda yapılmaktadır.

Bir başka örnek verecek olursak; bağımsız denetim sürekli yapılan bir denetim iken bakanlıkça yapılan denetim ise uygunluk denetimi olduğu ve belli zamanlarda yapılacağı göz önüne alınmalıdır.

Bakanlıkça denetimi ifa edecek müfettişler mesleki özen yükümlülüklerine özelikle gizlilik yükümlülüklerine göre faaliyette bulunurlar. Bakanlık denetçileri tarafsız ve önyargısız bir şekilde evrakları toplamalı ve denetimi yapmalıdırlar.

Ticaret Şirketlerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Denetlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesine göre ticari şirketlerin denetimine bakanlık, re’sen, ortakların veya üçüncü kişileri ihbar, şikayetleri ve istem üzerine karar verebilir. Denetimi Bakanlık denetim elemanları, Ticaret Müfettişi ile Ticaret Müfettiş Yardımcısıdır. Denetim elemanlarının görevlendirilmeleri, çalışma biçimleri, düzenlenen raporların değerlendirilmesi ve raporlar üzerine yapılacak işlemler hakkında “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliği” uygulanacaktır.

Denetim sonunda bakanlık denetçilerinin hazırladığı rapor neticesinde eğer kamu adına soruşturmayı ve kovuşturmayı gerektiren bir suç var ise bu durumu Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirerek raporlarını hazırlarlar. Ayrıca şirket kamu düzenine, işletme konusuna aykırı iş ve işlemler yapan veya bu yönde hazırlık veya muvazaalı faaliyetlerde bulundukları tespit edilen şirketler hakkında bakanlık müfettişleri tarafından düzenlenen rapora dayalı olarak Ticaret Bakanlığı fesih davası açabilir. Bunun dayanağı ise TTK 210/3’ten gelmektedir. Ayrıca raporun sunulduğu tarihten itibaren Bakanlık’ın bir yıllık hak düşürücü süresi olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Yönetmeliğin 11. maddesine göre denetimi yapılan şirketlerin bakanlık müfettişleri tarafından talep edilen belge ve bilgiyi sağlamakla yükümlüdür. Eğer bu yükümlülüğe aykırı davrananlarsa; durum ilk olarak yazılı olarak bildirilecek, eğer uyarı cezasından sonra aynı şekilde bu yükümlülüğe uymaz ise şirket hakkında TTK 562/4. maddesine göre bakanlık müfettişlerince soruşturma ve kovuşturma başlatılabilmesi için soruşturma raporu düzenlenecektir.

Bağımsız Denetim

660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 38 madde 2/1-b bendine göre;

  • Bağımsız denetim, şirketlerin finansal bilgilerinin ve tablolarının, finansal raporlama standartlarına uygunluğunun gerekli bağımsız denetim teknikleri kullanılarak kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve denetim sonucunun rapora bağlanmasıdır.
  • Bağımsız denetim, denetlenen şirket ile arasında organik bağı bulunmayan ve bu işi meslek edinmiş tarafsız, uzman denetçiler tarafından yapılan ve denetim sonucunun, bir raporla ortaya konulduğu sürekli denetimdir.

Bağımsız Denetime Tabi Limited Şirketler

Bağımsız denetime tabi olan limited şirketleri ayıracak olursak; doğrudan bağımsız denetime tabi olan limited şirketler, ölçütlerine göre bağımsız denetime tabi olan limited şirketler ve bağımsız denetime tabi olmayan limited şirketler olarak ayırabilir.

  • Doğrudan Bağımsız Denetime Tabi Olan Limited Şirketler: 2018/11597 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar’ın 3. maddesine göre, (I) sayılı listede yer alan şirketler faaliyetlerinin niteliği gereği, herhangi bir ölçüte bağlı olmaksızın doğrudan bağımsız denetime tabidir.
  • Ölçütlerine Göre Bağımsız Denetime Tabi Olan Limited Şirketler: 2018/11597 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar’ın m. 3/1-b bendinde sayılan ölçütlerden en az ikisinin eşik değerini art arda iki hesap dönemi aşan şirketler bağımsız denetime tabi olacaklardır.
  • Bağımsız Denetim Kapsamına Alınmayan Şirketler: 2018/11597 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar’ın 4. maddesinde bağımsız denetime tabi olmayacak şirketler sayılmıştır.

Bağımsız Denetçi Olabilmek İçin Koşullar

Denetim görevini yeminli mali müşavirler, serbest muhasebeci mali müşavir ya da Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilen kişilerden oluşan bağımsız denetim kuruluşları gerçekleştirecektir.

Kimler Bağımsız Denetçi Olamaz?
  • Denetlenecek şirkette pay sahibi olanlar.
  • Denetlenecek şirkette yönetici, çalışan olan veya denetçi olarak atanmasında önceki 3 sene içerisinde bu niteliklerden birine sahip olan.
  • Denetlenecek şirketle bağlantısı bulunan bir ticaret şirketinin kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi veya sahibi olanlar.
  • Denetlenecek şirketle bağlantısı olan bir işletmede çalışan veya denetlenecek şirketle bağlantı halinde bulunan bir şirkette %20’den fazla paya sahip olan bir işletmede çalışanlar.
  • Denetlenecek şirketin finansal tablolarının düzenlenmesine yardım edenler.
  • Denetlenecek şirketin finansal tablolarının düzenlenmesine yardım etmesi nedeniyle denetçi olamayan gerçek ya da tüzel kişilerin kanuni temsilcisi, çalışanı, yönetim kurulu üyesi olanlar.
  • Son beş yıl içerisinde denetim faaliyetinden elde ettiği gelirin %30’undan fazlasını denetlenecek şirketi denetleyerek ya da böyle bir şirkette %20’den fazla paya sahip olan bir şirketi denetleyerek elde edenler.
  • 10 yıl içinde aynı şirketi üst üste 7 yıl denetleyen denetçi 3 yıl geçmedikçe tekrar denetçi olamaz.

Bağımsız Denetçinin Atanması

Bağımsız denetçi genel kurul tarafından, mahkeme tarafından ve müdürler kurulu tarafından üç (3) şekilde atanabilir.

Bağımsız Denetçinin Genel Kurul Tarafından Atanması
  • Denetçi seçimine ilişkin yetki, limited şirket genel kuruluna verilmiştir. Genel Kurulun bu yetkisi devredilemez yetkilerindendir. Genel Kurul tarafından her faaliyet dönemi için denetçi atanır.
  • Genel Kurul tarafından denetçi atandıktan sonra yönetim kurulu durumu ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ne ilan ettirir.
  • Denetçi atanması önemli kararlar arasında yer almadığından denetçi, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğuyla seçilebilecektir.
Bağımsız Denetçinin Mahkeme Tarafından Atanması
  • Genel Kurul tarafından faaliyet döneminin 4. ayına kadar denetçi atanmamışsa,
  • Genel Kurulun denetçi atama kararı iptal edilmişse,
  • Genel Kurul tarafından atanan denetçi, görevinin reddetmiş veya denetçilik sözleşmesini feshetmişse,
  • Denetçi herhangi bir nedenle görevini yerine getirmezse,
  • Müdür/Müdürler veya bir pay sahibi şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nden denetçi atanmasını talep edebilir.
  • Mahkemenin denetçi atama kararı kesindir.
Bağımsız Denetçinin Müdürler Tarafından Seçilmesi
  • Eğer atanan denetçi, haklı bir sebep varsa veya kendisine karşı görevden alınma davası açılmışsa, denetçilik sözleşmesini feshedebilir.
  • Bu durumda, müdür/müdürler tarafından şirkete geçici olarak denetçi atanır ve akabinde denetçinin fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, yeni seçilen denetçiyi de yine genel kurulun onayına sunarlar.

Bağımsız Denetçinin Görevden Alınması

Denetçinin seçimi ile görevden alınması, limited şirkette genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır.

Bu sebepten, ötürü haklı bir sebebin varlığında müdürler kurulu veya sermayenin yüzde onunu oluşturan pay sahipleri tarafından şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine ticaret siciline tescili tarihinden itibaren üç hafta içerisinde denetçinin görevden alma davası açılmalıdır.

Denetçinin görevden alınabilmesi için mahkemece yeni bir denetçinin atanması gerekir.

Bağımsız Denetçinin Sözleşmeyi Feshetmesi

Denetçi, denetleme sözleşmesini sona erdirebilmesi için kural olarak dava açma yoluna gitmelidir. Ancak, Kanun’da istisnai bazı hallerde (haklı bir sebep varsa veya kendisine karşı görevden alınma davası açılmışsa) denetçiye dava açmaksızın sözleşmeyi sonlandırma hakkı tanınmıştır).

TTK kapsamında, denetçinin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmamaktadır. TTK ’da yer alan haklı sebepler dışında, denetçinin sözleşmeyi feshetmesi söz konusu olamaz.

Bu anlamda, denetçinin sözleşmeyi feshedebilmesi için, ya hakkında bir görevden alınma ve yeni denetçi atanma davası açılmış olmalı ya da denetçinin sözleşmeyi feshedebilmesini sağlayacak bir haklı sebep bulunmalıdır.

Tarafların sözleşmeye TTK’ da yer alanlar haricinde bir başka haklı sebep koyabilmeleri de mümkün değildir.

6455 Sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 80. maddesinde, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 397. maddesine şu fıkralar eklenmiştir:

(5) Dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 Sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu fıkra hükümlerine göre denetlenir. Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Kanun’un denetçinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri, bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilere de kıyasen uygulanır.

(6) Beşinci fıkra kapsamında denetime tabi olduğu hâlde söz konusu denetimi yaptırmayanların finansal tabloları ve yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir.

TTK’daki bağımsız denetim ile ilgili olan maddeler 397-406. maddelerdir.

Maddenin 4. fıkrası denetime tabi olan şirketlerle ilgilidir. Bu madde 26.06.2012 tarihinde tasarıya eklenmiştir.

Kanun’un tasarı halinde denetime tabi olan şirketlerin büyük, orta ve küçük ölçekli şirketler olarak sınıflandırıldığı görülmektedir (TTK Tasarı Madde 1522).

Bu madde denetime tabi olan şirketleri belirleme yetkisini Bakanlar Kurulu’na vermiştir. Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan “Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar” 23.01.2013 tarihinde T.C. Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Buna göre, Bakanlar Kurulu Kararı ile bağımsız denetime tabi olacak şirketler 01.01.2013 tarihi itibariyle bağımsız denetime tabi olacaklardır. Bu kararın 3. maddesinin 1. fıkrasına göre; bağımsız denetime tabi olan şirketlerin varsa bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile birlikte aşağıda belirtilen üç ölçütten en az ikisini sağlayan şirketler ile ekli (I) sayılı listede yer alan şirketler bağımsız denetime tabidir. Bu ölçütler;

  • a) Aktif toplamı 150 milyon TL ve üstü,
  • b) Yıllık net satış hasılatı 200 milyon TL ve üstü,
  • c) Çalışan sayısı 500 ve üstü Bağımsız denetime tabi şirketlerin belirlenmesi TTK tasarısında şirket ölçeklerine göre yapılırken, 6335 Sayılı Kanun’da Bakanlar Kurulu’nun yetkisine bırakılmıştır. Kanun tasarı halindeyken küçük ve orta büyüklükte işletmeler (KOBİ) de dahil olmak üzere; tüm şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağı beklentisi vardı. Ancak, Bakanlar Kurulu Kararı’nda ölçütlere göre şirketlerin bağımsız denetime tabi olup olmayacakları belirlenecektir. Bu ölçütler incelendiğinde bazı noktalar dikkat çekmektedir. Yıllık net satış hasılatları bakımından şirketler değerlendirildiğinde, İstanbul Sanayi Odasının (ISO) verilerine göre; Türkiye’nin ilk 500 şirketinin sadece 384 adedinin net satış hasılatının 200 milyon TL ve üzeri olduğu göze çarpmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Ekim 2012 itibariyle 500 ve üzeri sigortalı çalıştıran şirket sayılarına bakıldığında bu sayının sadece 1018 şirket olduğu görülmektedir. Bu noktadan hareketle, bağımsız denetime tabi şirketlerin sayısı bakımından büyük beklentiler taşıyan TTK, yalnızca 1000-1500 arası şirketin bağımsız denetim mekanizmasına dahil olmasını sağlamıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin %99’nun KOBİ’lerin oluşturduğu göz önüne alındığında Türkiye’de bağımsız denetime tabi şirketlerin toplamda %1’lik dilime sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Anonim ve Limited Şirket Yapısının Karşılaştırılması

Benzerlikler

  • Anonim şirketler ve limited şirketler, ticaret şirketlerinin bir türü olarak, sermaye şirketleri alt grubu içerisinde sayılmıştır.
  • Her iki şirket türünde de kuruluşta sermayenin en az ¼’ünün yatırılması, kalanının ise kuruluş tescilini izleyen 24 ay içinde tamamlanması gerekmektedir.
  • TTK madde 338 ve 573 uyarınca; her iki şirket de en az 1 ortakla kurulabilir ve faaliyetlerini sürdürebilirler. Ortaklar gerçek ya da tüzel kişi olabilmektedir.
  • Her iki şirket tipinde de ortakların isminin şirket adında yer alma zorunluluğu yoktur.
  • Kurucularının T.C. vatandaşı ya da Türkiye’de yerleşmiş olma zorunluluğu bulunmaktadır.
  • Her iki şirket türünde de kanunen yasak olmayan her tür türlü ekonomik amaç ve konu gerçekleştirilebilmektedir.
  • Her iki şirkette de Genel Kurul zorunlu organdır.
  • Her iki şirket türünde de yönetim organı tüzel kişi olabilmektedir. Yönetim organının tüzel kişi olması halinde tüzel kişiliğin görevi, kendi adına yerine getirecek gerçek kişiyi belirlemektir.
  • Şirketlere ayni sermaye olarak; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen (fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dahil) malvarlıkları konulabilmektedir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermayeye konu olamamaktadır.
  • Her iki şirket tipinde de şirketin yönetiminde bulunanlar diğer ortaklardan izin almadan şirketle rekabet oluşturan işlerde bulunamazlar.
  • Her iki şirket tipinde de ortaklara kâr payı avansı dağıtılabilmektedir.
  • Her iki şirket türünde de ortaklar;
    • (i) sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikleri sürece,
    • (ii) şirketin serbest yedek akçelerle birlikte oluşmuş kârının geçmiş zararlarını karşılamaması halinde, şirkete karşı borçlanmamaktadır.
  • 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) madde 32 ve KVK geçici madde 10 uyarınca Kurumlar Vergisi Oranı, her iki şirket açısından da %20’dir. 2020 yılı için bu oran %22 olarak uygulanmaktadır.
  • 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) madde 94 uyarınca; iki şirket türünde de şirket karının ortaklara dağıtılması %15 stopaja tabiidir.
  • Her iki şirket için de tasfiye süreleri en az altı aydır.

Anonim ve Limited Şirket Farklılıkları

Anonim ve limited şirketlerin farklılıkları aşağıdaki tabloda detaylı olarak listelenmiştir.

# ANONİM ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET
Sermaye Tutarı TTK madde 332 uyarınca; anonim şirketlerde asgari sermaye tutarı 50.000 TL’dir ve TTK madde 476 uyarınca ise her bir payın 1 kuruş ve katları değerinde olması gerekmektedir. Sermayenin artırılmasında yönetim kuruluna tanınmış yetki tavanını gösteren kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi 100.000 Türk lirasından aşağı olamamaktadır. TTK madde 580 uyarınca; limited şirketlerde asgari sermaye tutarı 10.000 TL olmalıdır. Madde 583 uyarınca; esas sermaye paylarının değerlerinin 25 Türk lirası veya bunun katları olması şarttır. Anonim şirketlerden farklı olarak kayıtlı sermaye sistemi limited şirketlerde kabul edilmemiştir.
Pay Sahibi-Ortak Sayısı Anonim şirketlerde pay sahibi sayısı en fazla 500 olabilmektedir. 500’ün üzeri pay sahibi sayısı ancak anonim şirket halka açık ise mümkün olabilmektedir. Limited şirketler en fazla 50 ortaklı olarak kurulabilir ve faaliyet gösterebilirler.
Kamu Borçlarındaki Sorumluluk TTK madde 329 uyarınca; anonim Şirketlerde pay sahiplerinin tek yükümlülüğü taahhüt etmiş oldukları sermaye paylarının ödenmesidir. Taahhüt ettiği sermaye borcunu ödeyen ve yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahibi kamu borçlarından sorumlu değildir. Limited şirketler en fazla 50 ortaklı olarak kurulabilir ve faaliyet gösterebilirler.
Sermaye Blokesi Anonim şirketlerde tescilden önce konulacak sermaye tutarının bankaya yatırılması ve bu yatırılan paranın bloke edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Limited şirketlerde kuruluş aşamasında tescil için sermaye blokesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Halka Arz Anonim şirketler belli koşulların varlığı halinde halka açılabilmektedir. Limited Şirketler halka açılamazlar.
Avukat Bulundurma Zorunluluğu Anonim şirketlerde sermaye 250.000 TL’nin üstünde avukat bulundurma zorunluluğu bulunmaktadır. Limited şirketlerde avukat ile çalışma zorunluluğu yoktur.
Pay Devrindeki Vergilendirme Gelir Vergisi Kanunu (GVK) mükerrer madde 80 uyarınca; tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar vergiye tabii değildir. Limited şirketlerde, esas sermaye payı ne zaman devredilirse edilsin, süre sınırı gözetmeksizin elde edilen kazanç “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabidir.
Hamiline Pay Bastırma Anonim şirketler, hamiline ya da nama pay senedi bastırılabilir. Limited şirketlerde hamiline pay senedi bastırılamaz. Nama yazılı pay senedi bastırılabilir ama bu durum sadece ortaklığın ispatı için kullanılabilmektedir.
Hamiline Pay Bastırma Anonim şirketler, hamiline ya da nama pay senedi bastırılabilir. Limited şirketlerde hamiline pay senedi bastırılamaz. Nama yazılı pay senedi bastırılabilir ama bu durum sadece ortaklığın ispatı için kullanılabilmektedir.
Hisse Satışı Anonim şirketler, hamiline ya da nama pay senedi bastırılabilir. Limited şirketlerde hamiline pay senedi bastırılamaz. Nama yazılı pay senedi bastırılabilir ama bu durum sadece ortaklığın ispatı için kullanılabilmektedir.
Hamiline Pay Bastırma Anonim şirketlerde hisse satışının noterden yapılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hamiline yazılı pay senetleri zilyetliğin geçmesiyle devir edilir. TTK madde 490 uyarınca; Kanun’da veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebileceklerdir. Devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilmektedir. TTK madde 595 uyarınca; lşimited şirketlerde esas sermaye payının devri işlemleri yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Esas sözleşmede aksi öngörülmediyse ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur.
Genel Kurul Toplantılarında Hükümet Temsilcisi Katılımı TTK’nın madde 407/3 düzenlemesi gereğince; kuruluşu TTK’nın 333. maddesi kapsamında Ticaret Bakanlığı’nın iznine bağlı olan anonim şirketlerin genel kurul toplantılarında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcisinin bulunması zorunludur. Ek olarak, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 32. maddesinin (a) bendinde sayılanlarda bakanlık temsilcisi bulunma zorunluluğu öngörülmüştür. Sayılanların dışındaki genel kurul toplantılarında ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurullarında Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu değildir. Ancak, genel kurulu toplantıya çağıranların talep etmeleri ve bu taleplerin görevlendirme makamınca uygun görülmesi halinde bakanlık temsilcisi görevlendirilebilir. Benzer şekilde, sermayenin en az onda birini oluşturan pay sahipleri gerekçelerini de bildirerek Bakanlık temsilcisi görevlendirilmesi için müracaat edilmesi hususunda Şirketten talepte bulunabilirler. Bu talebin, toplantıya çağıranlar tarafından görevlendirme makamına iletilmesi zorunludur. Limited şirketlerde genel kurul toplantılarına hükümet temsilcisi katılması zorunluluğu yoktur.
Yönetim TTK madde 365 uyarınca; anonim şirket yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanabileceği gibi daha sonradan genel kurul tarafından da atanabilir. Atanacak kişi gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir. Bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur. Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğu yoktur. TTK madde 623 uyarınca; limited şirketlerin yönetim organı müdürlerdir. Şirketin temsili ve yönetimi şirket sözleşmesi ile düzenlenir ve bu yetkiler bir veya birden fazla kişiye verilebilir. Genel Kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir, yerlerine yeni müdürler atayabilir. Limited şirketlerde en az bir ortağın şirketi yönetim hakkı ve temsil hakkı bulunması zorunludur. Dolayısıyla, tek ortaklı limited şirketlerde dışarıdan müdür atansa dahi tek ortağın da mutlaka müdür seçilmesi gerekmektedir. Şirketin müdürlerinden biri bir tüzel kişi olduğu takdirde, tüzel kişi görevi kendi adına yerine getirecek gerçek kişiyi belirler. Müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler.
Oy Hakkı TTK madde 479 uyarınca; anonim şirketlerde oyda imtiyaz, eşit itibarî değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek tanınabilir ve bir paya en çok on beş oy hakkı tanınabilir. Bu sınırlama, kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı durumlarda uygulanmayacaktır. Limited şirketlerde bir sınırlama yoktur. Şirket sözleşmesinde, ortaklara veto hakkı tanınabilir.
Şirket Esas Sözleşmesi TTK madde 421 uyarınca; Kanun’da veya esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, esas sözleşmeyi değiştiren kararlar, şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınır. İlk toplantıda öngörülen toplantı nisabı elde edilemediği takdirde, en geç bir ay içinde ikinci bir toplantı yapılabilir. İkinci toplantı için toplantı nisabı, şirket sermayesinin en az üçte birinin toplantıda temsil edilmesidir. Bu fıkrada öngörülen nisapları düşüren veya nispî çoğunluğu öngören esas sözleşme hükümleri geçersizdir. Bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar ve şirketin merkezinin yurt dışına taşınmasına ilişkin kararlar, sermayenin tümünü oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin oybirliğiyle alınır. Şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması, nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin esas sözleşme değişikliği kararları ise sermayenin en az %75’ini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin oylarıyla alınır. TTK madde 589 uyarınca; aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde, şirket sözleşmesi esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir. Şirket sözleşmesinde yapılacak her türlü değişiklik tescil ve ilan edilecektir. Ancak, madde 589’un devamında; TTK’nın 621. maddesi hükümleri saklı tutulmuştur. Şirket için “önemli kararlar” olan; şirket işletme konusunun değiştirilmesi, oyda imtiyazlı esas sermaye paylarının öngörülmesi, esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılması, yasaklanması ya da kolaylaştırılması, esas sermayenin artırılması, rüçhan hakkının sınırlandırılması ya da kaldırılması, şirket merkezinin değiştirilmesi, müdürlerin ve ortakların, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyette bulunmalarına genel kurul tarafından onay verilmesi, bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması, şirketin feshi hallerine ilişkin genel kurul kararları, ancak, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilecektir.
Faaliyet Alanları Kanunen finansal kiralama, banka, sigorta gibi alanlarda faaliyet gösterecek şirketlerin anonim şirketi olarak kurulması gerekir. Bu alanlarda limited şirketlerin faaliyet göstermeleri kanunen yasaktır.
Tahvil Çıkarma Anonim şirketler tahvil çıkarabilirler. Limited şirketler ödünç para sağlayabilmek için tahvil çıkartamazlar.

Sonuç

Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca; anonim şirketler ve limited şirketler arasında benzerlikler ve farklılıklar bulunmakla birlikte;

  • Hisse devri usulü,
  • Halka arz imkanı,
  • Şirket faaliyet alanları,
  • Hamiline ya da nama pay senetleri çıkartılabilmesi,
  • Şirket ana sözleşmesinin değiştirilmesi için aranan oran,
  • Tahvil çıkartabilmesi,
  • Yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahibinin kamu borçlarından sorumlu olmaması ve benzeri açılardan anonim şirketin daha avantajlı olduğu değerlendirilmektedir.

Elbette bu hususta yapılacak nihai değerlendirme; şirket ortaklarının hedefleri, amaçları ve şirketin ihtiyaçları çerçevesinde saptanmalı ve bu çerçevede şirket türü belirlenmelidir.