HUKUK & DANIŞMANLIK
İcra ve İflas Hukuku’nda Yabancı Para Alacaklarında Yaşanan Sorunlar
Yabancı para birimi üzerinden oluşan alacakların İcra ve İflas Hukuku’ndaki yeri karmaşıktır. Bu yazımız, Türkiye’deki mevcut yasal düzenlemeleri, uygulama alanlarını ve bu alandaki hukuki sorunları detaylı bir şekilde ele alıyor. Okuyuculara, alacakların tahsilat sürecinde karşılaşılabilecek zorluklar ve çözüm yolları hakkında kapsamlı bilgiler sunarak, alanda karşılaşılan sorunlara ışık tutuyor.
“Yabancı Para” Kavramı Nedir?
Borçlar Kanunu m. 99/1 hükmü uyarınca, kural olarak konusu para olan borçlar ülke parası ile ödenmekte olup, yabancı para ile ödeme yapılacağının kararlaştırılması istisnai niteliktedir.[1] Türk Hukuku’nda yabancı para tanımına yönelik yasal bir düzenleme bulunmadığından öğretide farklı tanımlamalar yapılmaktadır. NOMER ve AYAN’ın görüşleri doğrultusunda yabancı para; borcun ifa edileceği yer devletinin yasal para birimi dışındaki para birimleridir.[2] Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasal para birimi Türk Lirası ve kuruştur.
Gerçek Yabancı Para Borcunun İcra Takibine Konu Olması
Mutlaka yabancı para birimiyle ifa edilmesi gereken yabancı para borçlarına, “gerçek yabancı para borcu” denir.
Borçlar Kanunu m. 99/3 uyarınca, gerçek yabancı para borçlusu temerrüde düştüğünde alacaklı, bu alacağının vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyemez. Gerçek yabancı para alacaklısı yalnızca alacağını aynen isteyebilir. Borçlar Kanunu hükümleri gerçek yabancı para alacaklısına, alacağını Türk Lirası olarak isteme ve bunun çevirisini vade ya da fiili ödeme tarihine göre yapılmasını isteme şeklinde bir seçimlik yetki vermemiştir.[3]
İcra ve İflas Kanunu m. 58/2, bent 3’te yer alan “alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi” ifadesi ile Borçlar Kanunu m. 99/3 arasında bir çelişki ortaya çıkmaktadır. İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan bu hüküm çerçevesinde, gerçek yabancı para alacaklısının alacağını, vade veya fiili ödeme tarihi kuru üzerinden talep etme yetkisinin bulunup bulunmadığı öğretide tartışmalıdır. Borçlar Kanunu hükümleri yabancı para alacağının maddi hukuk bakımından nasıl talep edileceğine ve ödeneceğine ilişkin kurallar getirmekteyken, İcra ve İflas Kanunu hükümleri ise yabancı para alacağının cebri icra safhasındaki şekline ilişkin kurallar getirmektedir.[4] Bu sebeple, cebri icra safhasına ilişkin getirilen kurallar, maddi hukuka uygun olarak yorumlanmalı, şekli hukuk kuralları alacaklıya maddi hukuk bakımından sahip olmadığı bir hak vermemelidir.[5] Maddi hukuk bakımından gerçek yabancı para alacaklısı alacağını ancak aynen isteyebildiğine göre, aksi yönde bir talebi icra takibiyle de isteyememelidir.
İcra ve İflas Kanunu tarafından, kamu düzeni gerekçesiyle, yabancı para üzerinden icra takibi yapılması yasaklanmıştır.[6] Takibin, Türk Lirası üzerinden başlatılması mecburidir.
HD, 02.03.2012, 3716/4675:
“3678 Sayılı Kanun’la Borçlar Kanunu’nun 83. maddesine eklenen son fıkraya göre; “Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesini isteyebilir”. İncelenen takip talepnamesi ve icra emrinde alacağın … EURO’luk kısmının Türk Parası karşılığı belirtilmemiştir. Bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır. Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi irdelenemeyeceğinden, mahkemece anılan kısım yönünden re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.”
HD, 24.10.2008, 12818/16115:
“Alacağın Türk Lirası karşılığının takip talebinde gösterilmesi zorunlu olduğu gibi ödeme emri veya icra emrinde de gösterilmesi gerekir. Dosya kapsamından, takip talebinde talep edilen doların Türk Lirası karşılığının gösterildiği, ancak icra emrinde gösterilmediği anlaşılmaktadır. Söz konusu noksanlık re’sen dikkate alınmalı ve icra emrinin iptaline karar verilmelidir.”
Maddi hukuk bakımından gerçek yabancı para borcu ancak aynen talep edilebilmekle beraber, alacağın Türk Lirası karşılığının icra takibinde gösterilmesinin zorunlu kılınması sebebiyle, gerçek olmayan yabancı para borcu icra takibine konu edildiğinde takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı icra takibinde gösterilmeli ve harç ve masraflar bu tutar üzerinden hesaplanmalıdır.[7]
Bu aşamada ise iki farklı görüş ortaya çıkmaktadır. Birinci görüşe göre, İcra ve İflas Kanunu’nun bu hükmü uyarınca takip tarihi esas alınarak çeviri yapılır ve bu tarihten sonra alacak Türk Lirası’na dönüşerek Türk Lirası faizi talep edilebilir.[8] İkinci görüşe göre ise, yabancı para alacağı Türk Lirası’na dönüşmez ve takip tarihi itibariyle yabancı para alacağına yabancı para faizi uygulanır.[9]
Gerçek yabancı para alacağının icra takibine konu edilmesi halinde, alacaklı, temerrüt daha önce oluşmuşsa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyen faizi, 3095 sayılı Kanun 4A gereğince hesaplayarak anaparayla beraber takip tarihi itibariyle Türk Lirası’na çevirerek takip talebinde bulunur.[10] Takip tarihinden sonra işleyecek olan faiz de yabancı paraya uygulanan faiz üzerinden olacak olup, İcra ve İflas Kanunu hükümleri gereğince alacaklının takip tarihinden itibaren Türk Lirası’na uygulanan faizi talep etme imkanı bulunmamaktadır.[11]
Yabancı Para Alacaklarında Hacze İştirak Sorunu Nedir?
Bir alacaklı, yabancı para alacağına dayanarak fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının tahsili için başlattığı takip neticesinde bir başka alacaklının haczine iştirak ederse, Yargıtay’a göre, yabancı para alacağının satış tarihindeki Türk Lirası karşılığı paylaştırmada dikkate alınmalıdır (19. HD. 20.1.2003, 502/8944, 11. HD 6.11. 1988, 922/5981).[12]
İflas Masasında Alacakların İncelenmesi
İflas masasına bildirilen yabancı para alacağının aynen kabul edilip edilemeyeceği, aynen kabul edilemeyecekse Türk Lirası’na çevirinin hangi tarih itibariyle yapılacağı uygulamada sorun yaratmaktadır. Öğretide yabancı para alacaklarının iflas masasına yabancı para olarak yazdırılamayacağı, iflas tarihi itibariyle yabancı paranın Türk Lirası’na çevrilerek sıra cetveline alınması gerektiği görüşü hakim olmakla birlikte; Yargıtay kimi kararlarında yabancı para alacağının aynen kaydının mümkün olduğunu kabul ederken (11.HD. 12.S. 1990. 970/2089), yakın tarihli kimi kararlarında ise yabancı para alacağının iflas tarihi itibariyle Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilmesi gerektiğini ifade etmektedir.[13]
HD. 22.5.1997, 947/5257:
“İİK’nun 195. maddesinde iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel alacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüştür. Bu hükmün amacı iflas tarihinde maşımın aktif ve pasiflerinin eşit şekilde ve aynı zamanda belirlenerek müflisin tüm alacaklılarına eşit ödeme yapılmasıdır. Bunu sağlamak içinde yabancı para alacaklarının aynı paraya (Türk parasına) çevrilmesi gerekir. Çeviri zamanı ise, yabancı para alacakları ve konusu para olmayan alacaklar için iflas kararının verildiği tarih olmalıdır. Diğer taraftan yabancı para alacağının aynen kaydı iflas hukukunun alacaklılar anısında eşitliği ön planda tutan prensibini de zedeler. Zira iflasta imtiyazlı alacaklılar İİK’nun 206. maddesinde ilk beş sıra da sayılmış olup, yabancı paranın aynen kaydedilmesi halinde yabancı para alacakları lehine kanunda öngörülmeyen bir imtiyaz yaratılmış olur. Bu durumda ise. aynı sırada bulunan türk parası alacaklısı ile yabancı para alacaklısı arasında eşitsizlik meydana gelir. Bu sonuç ise her sıradaki alacaklıların eşit hakka sahip olduğunu belirten İİK’nun 207. maddesine aykırılık teşkil eder. Mahkemece bu yönler gözetilerek yabancı paranın iflas masasına aynen kaydına yönelik davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.”
HD., 16.12.1996:
“Mahkemece, davacı bankanın yabancı para alacağı iflas tarihi itibarıyla Türk lirasına çevrilirken bankanın kendi satış kuru esas alınmıştır. Bankalara müşteri ile ilişkilerinde Merkez Bankasının değil kendi satış kurlarını uygularlarsa da iflas tüm alacakları ilgilendiren kollektif bir tasfiye olması nedeniyle masanın aktif ve pasiflerinin eşit şekilde ve aynı zamanda belirlenmesi gerekir. İflasta alacaklılar arasında eşitlik ön planda olduğundan tüm alacaklılar için belirli bir satış kuru esas alınarak yabancı paranın iflas tarihi itibarıyla Türk Lirasına çevrilmesi gerekir. Bu satış kum tüm alacaklılar yönünden Merkez Bankasının efektif satış kuru olması doktrinde de kabul edilmektedir. (Pekcanıtez. Hakan; Yabancı Para Alacaklarının Tahsili, Ankara 1994. sh. 144). Mahkemece davacı bankanın yabancı para alacağının Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirip bulunacak meblağın masaya kaydı gerekirken, davacı bankanın kendi kuru üzerinden türk lirasına çevrilerek masaya kaydına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.”
Kayıt Kabul Davasında Yabancı Para Alacağının Durumu Nedir?
Kayıt kabul davası neticesinde masaya kaydı istenen alacağın yabancı para alacağı olması halinde, bu alacağın iflas tarihindeki Türk Lirası karşılığının masaya kayıt ve kabulüne biçiminde olmak üzere hüküm kurulmalıdır.[14]
İlginizi Çekebilir:
Kaynakça
- Ayan, Serkan (2013) “Yabancı Para Borçlarının İfası”, Yaşar Üniversitesi Dergisi, <https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/179441>.
- Deynekli, Adnan (2008) “Sıra Cetveli ile İlgili Sorunlar”, Bankacılar Dergisi, <https://www.tbb.org.tr/dosyalar/arastirma_ve_raporlar/sira_cetveli.pdf>.
- Yanık, Ercüment (2020) “Yabancı Para Borçları”, (Yüksek Lisans Tezi), Yalova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Referanslar
- [1] Yanık, Ercüment (2020) “Yabancı Para Borçları”, (Yüksek Lisans Tezi), Yalova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 14.
- [2] Yanık, Ercüment, s. 14.
- [3] Ayan, Serkan (2013) “Yabancı Para Borçlarının İfası”, Yaşar Üniversitesi Dergisi, <https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/179441>, s.e.t. 20.02.2022, s. 533.
- [4] Ayan, Serkan, s. 530.
- [5] Ayan, Serkan, s. 530.
- [6] Ayan, Serkan, s. 530.
- [7] Ayan, Serkan, s. 531.
- [8] Ayan, Serkan, s. 532.
- [9] Ayan, Serkan, s. 532.
- [10] Ayan, Serkan, s. 533.
- [11] Ayan, Serkan, s. 534.
- [12] Deynekli, Adnan (2008) “Sıra Cetveli ile İlgili Sorunlar”, Bankacılar Dergisi, <https://www.tbb.org.tr/dosyalar/arastirma_ve_raporlar/sira_cetveli.pdf>, s.e.t. 20.02.2022, s. 36.
- [13] Deynekli, Adnan, s. 52.
- [14] Deynekli, Adnan, s. 63.