[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

Anonim ve Limited Şirkette Haklı Sebeple Ortaklığın Feshi Davası

Yazarlar: OZAN OĞUZ, ADEM BURAK YILMAZ, KEMAL ŞANLI
Anonim ve Limited Şirkette Haklı Sebeple Ortaklığın Feshi Davası

MGC Legal ekibinin kaleme aldığı işbu “Anonim ve Limited Şirkette Haklı Sebeple Ortaklığın Feshi Davası” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız.

Anonim ve Limited Şirkette Haklı Sebeplerle Ortaklığın Feshi Davası Nedir?

Anonim şirketlerde egemen olan ilkelerden birisi çoğunluk ilkesidir.[1] Bu demek oluyor ki; bir anonim şirketin işleyişinde kural olarak sürekli muhalif bir azınlığın varlığı kaçınılmazdır. Ancak, azınlığın menfaatlerinin önemli ölçüde ihlal edilmesi riskine karşılık mehaz İsviçre Borçlar Kanunu, haklı bir sebeple azınlık tarafından anonim şirketin feshini istemesine imkân tanımıştır.

Buna karşılık, 6762 sayılı eTTK[2] şirketin sona erme hallerini sayarken (m. 434-437) azınlık tarafından anonim şirketin haklı bir sebeple feshini isteyebilme hakkına yer verilmemiştir. Bu durum doktrinde tartışmalara sebebiyet vermiştir.

Tartışmanın odak noktası ise bu boşluğun niteliği olmuştur. Şöyle ki doktrinde azınlık görüş İsviçre BK madde 736 fıkra 4’ün 6762 sayılı eTTK’ye alınmamasının bir olumlu boşluk yarattığını savunmaktadır. Böylece, mehaz Kanun hükmü kıyas yolu ile uygulanarak anonim şirkette haklı sebeple fesih davası açılabilirdi.

Diğer taraftan Yargıtay ve çoğunluk görüşü boşluğun olumsuz nitelikte olduğunu ve bu yüzden kıyas yapılamayacağını söylemiştir. Sonucunda da azınlık hak sahiplerinin haklı bir sebebe dayanarak fesih davası açamayacağını savunmuştur.[3]

Bununla birlikte, ana sözleşmeye yazılmak koşuluyla azınlık sahiplerine böyle bir olanağın tanınabileceği kabul edilmiştir.[4]

Kanun koyucu bu gelişmeler ışığında söz konusu boşluğu doldurmak adına 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 531 ile Türk hukukuna anonim şirketlerde haklı sebeple fesih davasını kazandırmış bulunmaktadır.

Limited şirketler bakımından eTTK (m. 549) ve yürürlükteki TTK (m. 636), haklı sebeplere dayalı olarak şirketin feshinin mahkemeden talep edilebileceğini öngörmüştür.

Bu çalışmada, anonim ve limited şirketlerin sona erme hallerinden biri olan haklı sebeple fesih davası doktrindeki görüşler, Yargıtay uygulaması ve İsviçre Federal Mahkemesi kararları doğrultusunda irdelenecektir. O halde, ilk önce haklı sebep kavramını incelemekte yarar vardır.

Haklı Sebep Kavramı Nedir?

Kanun koyucu haklı sebeplerin varlığı halinde ortaklığın sona erdirilebileceğini söylemekle birlikte haklı sebebin tanımını vermemektedir. Haklı sebep, sözleşmeler hukukunda tarafları bir sözleşme akdetmeye sevk eden şartların daha sonradan adaletsizliğe yol açacak şekilde değiştiren sebeptir.[5]

Dolayısı ile taraflardan sözleşmeye bağlı kalması beklenemediğinden ya sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması ya da sözleşmenin sona erdirilmesi ile karşılaşılır. Bu tanımı şirketler hukukuna uygun olarak yapacak olursak haklı sebep, ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin ortaklar için katlanılmaz bir hal alması, ortaklardan şirketin devamı için çaba göstermelerinin beklenememesi olarak tanımlayabiliriz.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere haklı sebep, her somut olay bakımından hâkim tarafından değerlendirilmesi gereken bir durum olarak karşımıza çıkar. Bu durumda hâkim, Türk Medeni Kanunu (TMK)[6] madde 4 gereği hakkaniyete uygun olarak haklı sebebin olup olmadığını takdir edecektir.[7]

Son olarak belirtmek gerekir ki her hak gibi haklı sebeple ortaklığın feshini talep etme hakkı da TMK madde 2’de vücut bulan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edemez. Unutulmamalıdır ki haklı sebeple ortaklığın feshini talep hakkı, çoğunluğun keyfi ve kötü yönetimi karşısında azınlığın korunması amacını taşır.

Dolayısı ile bu hak, özellikle anonim şirketin yapısının fesih kavramı ile örtüşmediği göz önüne alındığında çoğunluk kararının her beğenilmediği takdirde azınlığın elinde tutulan bir silah olarak görülmemelidir.[8]

Anonim Şirkette Haklı Sebeple Fesih

Anonim şirketin haklı sebeple feshi, sona erme halleri başlığı altında TTK m.531’de düzenlenmiştir. Madde metninde “Haklı sebeplerin varlığında, … şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler.” ifadesi yer almaktadır.

Ne madde metni ne de madde gerekçesinde haklı sebeplerin neler olabileceğine dair bir örnekleme yapılmış değildir. Gerekçede, haklı sebeplerin neler olduğu örnekleme yoluyla dahi sayılmamış, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır.

Belirtelim ki doktrin veya yargı kararları sonucu oluşan örnekler de haklı sebeplerin tayininde ancak yol gösterici rol oynamalıdır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere hâkim, haklı sebebin tespitinde gerçekten davacıdan katlanması beklenemeyeceği durumların ortaya çıkmasını aramalıdır. Yoksa çoğunluk ve azınlık arasında uyuşmazlıklar, kötü yönetim, fikir ayrılıkları olması tek başına haklı sebebin varlığını kanıtlamaya yetmez.[9]

Doktrin, Yargıtay ve Federal Mahkeme[10] Kararları Işığında Anonim Şirkette Haklı Sebepler

Doktrinde anonim şirketin feshini gerektirecek haklı sebepler belirli kategoriler altında toplanmaya çalışılmıştır. Bunlar genel olarak çoğunluğun gücünü kötüye kullanması, pay sahiplerinden kaynaklanan sebepler (kişiler sebepler), şirkete ilişkin sebepler olarak sınıflandırılabilir.[11]

Burada tartışılması gereken bir husus pay sahiplerinden kaynaklanan sebeplerin haklı sebep olarak sayılıp sayılamayacağı hususudur.

Bir görüş, bir sermaye şirketi olan anonim şirkette şahsi ilişkilerin fesih için bir haklı sebep olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını savunmaktadır. Dolayısı ile de, kolektif ortaklığa ilişkin olan ve atıf yoluyla komandit şirkete de uygulanan TTK m. 245 sayılan nedenler anonim ortaklık bakımından haklı sebep teşkil etmemesini gerektiğini belirtir.[12]

Aksi görüşte kararları olmakla birlikte; Yargıtay 2015 tarihli bir kararında aile bireylerinden oluşan anonim şirketin, aile bireyleri arasında bağların kopması gerekçe gösterilerek şirketin feshinin istenemeyeceğine hükmetmiştir.[13]

Diğer taraftan, TTK m. 245’in tamamen bir kenara atılamayacağını, niteliğine uygun düştüğü ölçüde anonim şirketler bakımından bir haklı sebep olarak sayılabileceğini söyleyen bir görüş bulunmaktadır.[14]

Bu konuda Yargıtay, kişisel sebeplerin halka kapalı bir aile şirketi olması gibi durumlarda haklı sebep olarak değerlendirilebileceğine hükmetmiştir.[15]

Aynı doğrultuda, İsviçre Yüksek Federal Mahkemesi, 22 Mayıs 1971 tarihinde verdiği kararda,[16] aile şirketlerinde kişisel sebeplerin haklı sebebin tespitinde tamamen göz ardı edilmemesini söylemektedir. Kanaatimce, “anonim” şirket kavramının pay sahiplerinin kişiliğinden tamamen bağımsız olarak ortak amaç etrafında toplanmış sermaye ortaklığı olduğu göz önünde tutulursa kişisel sebeplerin bir anonim şirket bakımından fesih için haklı bir sebep oluşturması için somut olayın gerçekleri haklı sebep oluşturma konusunda şüpheye yer bırakmamalıdır.

Her ne kadar maddede örnekleme yapılmamışsa da, maddenin gerekçesinde İsviçre doktrininde genellikle kabul gören birtakım haklı sebepler sayılmıştır. Bunlar;

  • Genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması,
  • Azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi,
  • Şirketin sürekli zarar etmesi,
  • Dağıtılan kâr payının düzenli olarak azalması, şeklindedir.[17]

Nitekim Yargıtay 2015 yılında verdiği bir kararında,[18] anonim şirketin kötü yönetilmesinin, pay sahibinin bilgi alma ve denetleme hakkının engellenmesinin, anonim şirketin gelirlerinin diğer ortaklar tarafından şahsi menfaatler için kullanılmasını, şirket mallarının satılarak gelirlerinin harcanmasını ve bunların sonucunda anonim şirketin mali durumunun iyice sıkıntıya düşmesini haklı sebep olarak görmüştür.

Anonim şirketlerde haklı sebeple fesih davasında karşılaşılan bir zorluk da haklı sebeplerinin tespitinde eski hukuk zamanında meydana gelen olayların dikkate alınıp alınamayacağı meselesidir. Bazen gerçekten haklı sebeplerin oluşması, pay sahiplerinin ortaklığa katlanamaması durumuna gelmesi için uzun sürelerin geçmesi gerekebilir.

Haklı sebep kavramının yakın tarihte yürürlüğe giren TK ile hukukumuza girdiği düşünülürse bu sorunun çözümü önem teşkil etmektedir. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2’inci maddesi gereği kural olarak bir olay ne zaman gerçekleşirse hukuki sonuçları bakımından o zaman yürürlükte olan kanun hükümleri uygulanır.

Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014 yılında verdiği kararında, eski hukuk zamanında meydana gelen olayların 6102 sayılı TTK döneminde haklı sebep olarak sayılabilmesi için 6103 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi gereği etkilerinin devam etmesi veya bağlantılı olmasını aramamıştır.

Karşı oyda, söz konusu olayların 6102 sayılı TTK döneminden önce meydana geldiği ve 6762 sayılı eTTK ’de anonim şirketin haklı sebeple feshi imkânı görülmediğinden şirketin feshine karar verilmesini uygun bulmamıştır.[19]

Çağlar/Kaşak’a göre çoğu zaman haklı sebep kavramının yapısı gereği devamlılık arz etmesi göz önünde tutulduğunda, fakat noktasal bir olay da haklı sebebin oluşmasına katkı sağlayabileceğinden şöyle bir ayrıma gidilmiştir;

  • Eski hukuk döneminde tek başına haklı sebep oluşturabilen ve 6102 sayılı TTK döneminde de etkisi hala devam ediyorsa, ya da,
  • Kendi başına haklı sebep oluşturmamakla birlikte 6102 sayılı TTK döneminde gerçekleşen olaylarla bir bütün halinde değerlendirildiğinde haklı sebep teşkil ediyorsa, eski hukuk dönemindeki olaylara 6102 sayılı TTK m.531 uygulanması gerekir.[20]

Bu doğrultuda İsviçre Federal Mahkemesinin, “… geçmişteki olayların tek başına değil, çoğunluğun gelecekte azınlığı kötü yönetmeye ve azınlığın haklarına tecavüz etmeye devam etme iradesinin işaretleri olarak görülmelidir.” şeklinde ifadesi yer almaktadır.[21]

Aynı kararda, gelecekte gerçekleşmesi beklenen korkuların tek başına haklı sebep teşkil etmeyeceği de belirtilmektedir.

Limited Şirketlerde Haklı Sebeple Fesih

Limited şirketin haklı sebeple feshi TTK m. 636/3 düzenlenmiştir. Maddenin düzenleniş biçimi bakımından anonim şirketin haklı sebeple feshini düzenleyen m. 531 ile paralellik göstermektedir.[22]

Burada da kanun koyucu haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshinin mahkemeden istenebileceğini söylemiş ancak haklı sebeplerin ne olduğunu açıklamamıştır. Bu durumda yine haklı sebebin ne olduğu doktrin ve yargı kararlarına bırakılmış durumdadır.

Mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nun 821’inci maddesinin 3’fıkrasında da limited şirkette haklı sebeplere dayanılarak şirketin feshinin istenebileceği belirtilmiş, haklı sebep kavramının tanımı veya herhangi bir örnekleme yapılmamıştır.[23]

İlginizi Çekebilir: Limited Şirketlerde Sona Erme, Tasfiye, Borçlardan Sorumluluk, Hileli İflas ve Ticareti İzinsiz Terk Suçu.

Doktrin, Yargıtay ve Federal Mahkeme Kararları Işığında Limited Şirkette Haklı Sebepler

Anonim şirketler hakkında yapılan açıklamalar ve gösterilen haklı sebep örnekleri de limited şirket açısından geçerli olmaya devam edecektir.

Yani limited şirketin kötü yönetilmesi, zorunlu organların mevcut olmaması veya işlevsiz kalması, şirketin sürekli olarak zarar etmesi, şirket malvarlığının şirket faaliyetlerini yürütecek nitelikte olmaması, çoğunluğun azınlığın haklarına müdahale bulunması haklı sebeplere örnek olarak sayılabilir.[24]

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019 yılında verdiği bir kararında;[25]

  • Pay sahibinin bilgi alma ve denetleme hakkının engellenmesi,
  • Kar payının ödenmemesi,
  • Diğer ortak(lar) tarafından şirketin gelirlerinin keyfi olarak harcanması,
  • Şirket mallarının keyfi olarak elden çıkarılması ve bu nedenle şirketin faaliyetlerini yürütememesi, haklı fesih nedenleri olarak kabul edilmiştir.

Federal Mahkeme, 2012 yılında verdiği bir kararında[26] limited şirket ortakları arasındaki ilişkinin çekilmez hale gelmesi, genel kurul toplantılarının yapılamaması, şirketin faaliyetlerini yürütememesini haklı sebep olarak görmüştür.

Burada üzerine düşünülmesi gereken bir nokta anonim şirketler bakımından oldukça istisna tuttuğumuz pay sahipliğinden kaynaklanan (kişisel) sebeplerin limited şirketler bakımından nasıl bir etkiye sahip olduğudur. Bu durumda tespiti yapılması gereken ilk husus şirketin niteliğidir.

Şöyle ki limited şirket, şirket sözleşmesi ve yan sözleşmelerde şahıs şirketine yaklaştırılabilir. Böyle bir durumda şahıs şirketleri bakımından kişisel sebepler önemli bir etken olduğundan haklı sebep olarak sayılma ihtimalleri de daha yüksek olacaktır.[27]

Buna karşılık, pay sahiplerinin özelliklerinin rol oynamadığı sermaye şirketine yakın bir limited şirketten bahsediyorsak kişisel nedenlerin haklı sebep olarak görülmesi pek de mümkün olmayacaktır.

Dava Açma Süresi Nedir?

Davanın hangi süre içerisinde açılacağı konusunda ne TTK m. 531 ne de TTK m. 636 herhangi bir süre öngörmüş değildir. Bu anlamda, haklı sebeple fesih davasının bir süre sınırı olmadığını belirtmek gerekir. Ancak bu sınır, dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmemelidir.[28]

Haklı sebeple ortaklığın feshini talep etme hakkı, kullanılmasının etkisi bakımından bozucu yenilik doğuran dava hakkıdır.[29] Bu nedenle eğer madde metninde bir süre belirtilmesi durumunda bu sürenin hukuki niteliği hak düşürücü süre olabilirdi.[30]

Haklı sebebin yapısı gereği ne zaman oluştuğunun tespit edilmesindeki zorluklar, haklı sebebin ortaya çıkmasının kimi zaman çok uzun süreler alması; pay sahipleri açısından olağanüstü nitelikteki bu savunma mekanizmasından mahrum kalmalarına sebep olabilirdi. Bu yüzden aslında madde metninde bir sürenin öngörülmemiş olması daha isabetli olmuştur.[31]

Kimler Haklı Sebeple Fesih Davası Açabilir?

Anonim şirketler bakımından TTK m. 531 “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, … şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler.” hükmünü içermektedir.

Yani halka kapalı anonim şirketler bakımından %10, halka açık anonim şirketler bakımından %5’lik bir orana sahip olmak yeterlidir. Ayrıca, bu orana pay sahibinin tek başına sahip olması zorunlu değildir. Birden fazla pay sahibi de bir araya gelerek bu orana ulaştıkları takdirde sorun olmayacaktır.

Limited şirketler açısından kanun koyucu, TTK m. 636/3’de “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir.” ifadesine yer vermiştir. Görüldüğü üzere haklı sebeplerle ortaklığın feshini talep etme hakkı anonim şirketlerde bir azınlık hakkı olarak öngörülürken limited şirkette ise her pay sahibine tanınan bir ortaklık hakkı olarak karşımıza çıkmaktadır.[32]

Davacılar bakımından cevaplandırılması gereken iki soru bulunmaktadır. Birincisi, haklı sebebin oluşmasında kusuru bulunan ortağın, şirketin feshini talep edip edemeyeceğidir. İkinci olarak anonim şirketler bakımından TTK m.531’de öngörülen oranların azaltılmasının/artırılmasının mümkün olup olmadığıdır.

İlk olarak, haklı sebebin ortaya çıkmasında kusuru bulunan ortak, ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak dağıtılmasını isteyebilir mi? Belirtelim ki hiç kimse kendisinin ahlaka veya hukuka aykırı davranışa dayanarak bir hak talep edemez.[33] Bu doğrultuda haklı sebeple ortaklığın feshini talep eden ortağın kusurunun olmaması veya en azından daha az kusurlu olması gerekir.[34]

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de 2017 yılında verdiği bir kararında; davacı ortakların sermaye borcunu ödemediği halde şirketin faaliyetlerini yürütebilmek için yeterli sermayeye sahip olmadığı gerekçesine dayanarak ortaklığın haklı sebeple feshini istemelerini uygun görmemiştir.[35]

İkinci olarak, anonim şirket bakımından TTK m. 531’de öngörülen oranların azaltılması/artırılması mümkün müdür? Maddenin gerekçesinde esas sözleşmede daha düşük oranların öngörülebileceğini söylemektedir.[36]

Fakat anonim şirketlere ilişkin emredici hükümler başlıklı TTK m. 340 göz önüne alındığına bunun pek mümkün olmadığı da görülebilir. TTK m. 340 hükmünde ortakların ancak TTK’nin açıkça izin verdiği durumlarda kanundan saparak şirket ana sözleşmesinde başkaca hükümlerin konulabileceği söylenmektedir.

O halde kanunun lafzını ele aldığımızda, TTK m. 531’de oranların artırılması veya azaltılmasına izin verilmediğinden esas sözleşmeye hüküm konulamaz. Diğer taraftan, TMK madde 1’de belirtildiği üzere kanun sözüyle ve özüyle ayrılmaz bir bütün teşkil eder.

Bu durumda TTK m. 340 yorumlanırken de sadece lafzındaki “açıkça” ibaresinden hareketle yola çıkılmamalı, maddenin amacı da esas alınmalıdır.[37] Gerçekten de madde gerekçesinde hükmün getirilme sebepleri arasında pay sahipleri haklarının çoğunluk tarafından esas sözleşmeye koyulacak hükümlerle ihlal edilmesinin önüne geçilmesidir.[38]

Sonuç olarak madde özüyle birlikte ele alındığında TTK m. 531’de öngörülen oranların esas sözleşmeye hüküm konularak daha aşağı çekilebilmesi, pay sahipleri bakımından hak arama hürriyetlerini daha da kolaylaştıracakları için mümkün olmalıdır. Ancak hiçbir şekilde maddede öngörülen oranlar artırılamaz. Burada şunu da belirtelim ki TTK m. 340 hükmünün kanun yapma tekniği bakımından biraz daha iyi kaleme alınabileceğini belirtmek gerekir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?

Anonim şirketler bakımından yetkili ve görevli mahkeme TTK m. 531’de “…şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden…” denilerek belirtilmiştir.

Limited şirketler bakımından görevli mahkeme TTK madde 4 gereği asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu 14/2 gereğince şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Yani limited şirketin haklı sebeple fesih davası limited şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılacaktır.[39]

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 14/2’de bu yetki kurallarının kesin yetki olduğu belirtildiğinden taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılması mümkün olmayacaktır.

Dava Sonunda Verilebilecek Kararlar Nelerdir?

Ülke ekonomisi bakımından anonim ve limited şirketler önemli bir role sahiptir. Gerçekten de ticari hayata ciddi etkide bulunabilen şirketlerin anonim şirket olması, ayrıca bankacılık vb. sektörlerde sadece anonim şirketlerin faaliyet göstermesine izin verilmesi bunu gözler önüne sermektedir. Limited şirketler de uygulamada en çok tercih edilen şirket tipidir.[40]

Bu nedenle kanun koyucu, haklı sebeple anonim veya limited şirketin feshi davasında şirketin feshine karar verilmesini son çare (ultima ratio) olarak görmektedir.[41]

Bu demek oluyor ki haklı sebebin ortadan kaldırmaya elverişli başka bir imkân varsa şirketin feshine karar verilmeyecektir.

Bu doğrultuda TTK m. 531 “Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” Paralel olarak limited şirket için de TTK m.636/3’de aynı ifadelere yer verilmiştir.

Nitekim Federal Mahkeme de kararlarında anonim şirketlerin haklı sebeple feshine karar verilirken sadece davacı ve davalının menfaatleri değil üçüncü şahısları etkileyebilecek sosyal ve ekonomik yönlerinin de göz önüne alınmasına hükmetmiştir.[42]

Hâkimin fesih kararı yerine verebileceği kararların neler olabileceğine göz atmak gerekirse;

  • Madde metninde de belirtildiği üzere hâkim, davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerini gerçek değerlerinin ödenerek şirketten çıkarılmalarına karar verebilir.
  • Haklı sebep, azınlık haklarını ihlal eden bir genel kurul kararı veya yönetim kurul kararı ile ilgili ise hâkim şirketin feshi yerine genel kurul/yönetim kurul kararının geçersizliğine karar vermelidir.[43] Burada mahkemenin genel kurul ya da yönetim kurulunun kararını değiştirip değiştiremeyeceği sorusu gündeme gelebilir. Hâkimin, ortakların irade serbestisi içinde oluşturdukları ve anonim şirketin anayasası niteliğinde olan esas sözleşmeyi değiştirmesi mümkün olmamalıdır.[44]
  • Kar payının uzun süre dağıtılmaması sonucu TTK m. 531’e dayanarak fesih davası açılması durumunda hâkim, kar payı dağıtılmasına hükmedebilir.
  • Genel kurul veya yönetim kurulu toplantılarının yapılmaması sonucu dava açılmışsa, hâkim toplantının yapılmasına karar verebilecektir.

Görüldüğü üzere hâkim, HMK m. 26’da yer alan taleple bağlılık ilkesinin bir istisnası olarak yukarıda örnekleme yoluyla saydığımız ve durumun gerektirdiği diğer çözüm yöntemlerine başvurabilir. Unutmamak gerekir ki Ancak mahkeme tarafından fesih dışında bir çözüme hükmedilmesi için söz konusu çözümün davacı ve davalının menfaatlerine aykırı olmamalı, azınlık haklarını korumakta etkili olmalı, somut olay bakımından kabul edilebilir ve anonim şirket yapısına uygun düşmelidir.[45]

Tasfiye Süreci Nedir?

Mahkemenin başka bir çözüm yerine fesih kararı vermesi sonucu anonim şirketler TTK m. 533 gereğince tasfiye sürecine girer. Limited şirketler bakımından TTK m. 643’te yapılan atıf dolayısıyla anonim şirketin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanır. Tasfiye sürecine giren anonim ve limited şirkette izlenecek adımlar şu şekildedir;

Tasfiye Memurlarının Atanması

Tasfiye süreci bakımından farklılık gösteren nokta tasfiye memurlarının atanmasıdır. Kanun koyucu, TTK m. 536/3’de şirketin feshine mahkemece karar verilmesi durumunda tasfiye memurlarının da mahkeme tarafından atanmasını öngörmüştür. Nitekim bu durum madde gerekçesinde aynen şu şekilde ifade edilmiştir;

Haklı sebeplerin varlığı halinde, mahkeme fesih kararı verirken tasfiye memurunu da atayacaktır. Çünkü bu üç durumun söz konusu olduğu varsayımlarda artık pay sahiplerinin anlaşarak tasfiye memuru tayin etmelerini beklemenin gereksiz sayılması gerektiği, söz konusu yetkinin mahkemeye bırakılmasının şart olduğu düşünülmüştür. Bu fıkranın uygulanması için hiçbir şart öngörülmemiştir. Dolayısıyla, şirketin feshine karar veren mahkeme, tasfiye memuru tayin edebilmek için kendisinden bu yönde bir talepte bulunulmasını beklemek zorunda olmadan tasfiye memuru atayabilir. Keza, feshe karar veren mahkeme tasfiye memuru atayıp atamama hususunda serbest değildir, tasfiye memurunu belirlemek zorundadır.[46]

İlk Envanterin ve Bilançonun Hazırlanması

Tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz, şirketin tasfiyenin başlangıcındaki durumunu incelerler; gerekirse şirket mallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak, şirketin malvarlığına ilişkin durumu ile finansal durumunu gösteren bir envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun onayına sunarlar.[47]

Şirket Mal, Belge ve Defterlerine El Konulması

Envanter ve bilançonun onaylanmasından sonra, tasfiye memurları şirketin envanterde yazılı bütün malları ile belgelerine ve defterlerine el koyarlar.[48]

Alacakların Çağrılması ve Korunması

Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.[49]

Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir.[50]

Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir; meğerki bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun.[51]

Süregelen İşlemlerin Tamamlanması

Tasfiye memurları şirketin süregelen işlemlerini tamamlamak, gereğinde pay bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımlarını tahsil etmek, aktifleri paraya çevirmek ve şirket borçlarının, ilk tasfiye bilançosundan ve alacaklılara yapılan çağrı sonucunda anlaşılan duruma göre, şirket varlığından fazla olmadığı saptanmışsa, bu borçları ödemekle yükümlüdürler.[52]

Yıl Sonu Finansal Tabloları

Tasfiyenin uzun sürmesi hâlinde, her yılsonu için tasfiyeye ilişkin finansal tablolar ve tasfiye sonunda da kesin bilanço tasfiye memurları tarafından düzenlenerek genel kurula sunulur.[53]

Dağıtma

Tasfiye hâlinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı hâlinde esas sözleşmedeki düzenleme uygulanır.[54]

Defterlerin Saklanması

Tasfiyenin sonunda defterler ve tasfiyeye ilişkin olanlar da dâhil, belgeler TTK m. 82 uyarınca saklanır.[55]

Sicilden Silinme

Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesi tasfiye memurları tarafından sicil müdürlüğünden istenir. İstem üzerine silinme tescil ve ilan edilir.[56]


Kaynakça

  • Antalya, Gökhan, ve Murat Topuz. Medeni Hukuk Cilt:1. Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • Budak, Cem, ve Varol Karaaslan. Medeni Usul Hukuku. İstanbul: Filiz Kitabevi, 2021.
  • Çağlar, Hayrettin, ve Esra Kaşak. «Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshine İlişkin TTK M. 531 Hükmünün Zaman Bakımından Uygulanması.» Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2016: 659-686.
  • Çebi, Hakan. Şirketler Hukuku. Seçkin Yayıncılık, 2020.
  • Çetiner, Selma, ve Armağan Ebru Yüksel Bozkurt. Ticari İşetme ve Şirketler Hukuku. Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • Erdem, Nuri. «Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi.» Doktora Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012.
  • Ertan, Füsun Nomer. «Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davası -TTK m.531- Üzerine Düşünceler.» İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2015: 421-440.
  • Erten, Cengiz. «Anonim Şirketlerde Haklı Sebeplerle fesih Hakkının Yargıtay İçtihatları Çerçevesinde Değerlendirilmesi.» Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2019: 189.
  • Karasu, Rauf. «Emredici Hükümler İlkesinin Kapalı Tip Anonim Şirketler ve Limited Şirketler Açısından Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Önerileri.» Ticaret Hukuku Uluslararası Sempozyumu. 2014. 117.
  • Kervankıran, Emrullah. Anonim Şirketlerin Tasfiyesi. Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • Mineliler, Zeynep. «Limited Şirketlerin Haklı Sebeple Feshi.» Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2012: 102-103.
  • Oğuzman, Kemal, ve Nami Barlas. Medeni Hukuk. İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2018.
  • Ünlütepe, Mustafa. Medeni Hukuka Giriş ve Türk Medeni Kanunu’nun Başlangıç Hükümleri. Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • Yılmaz, Abdüssamet. «Yargıtay 11 HD., 02.06.2014 T., 3669 E. / 10238 K. Kararının İsviçre Doktrini ve Federal Mahkeme Kararları Işığında Değerlendirilmesi.» Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2016: 3082-3089.

Referanslar

  • [1] ÇETİNER, Selma, BOZKURT YÜKSEL, Armağan Ebru, “Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku”, s.307, Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • [2] TTK: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, eTTK: Eski yürürlük tarihli Türk Ticaret Kanunu.
  • [3] TTK Madde Gerekçeleri m. 531
  • [4] ÇAĞLAR, Hayrettin, KAŞAK, Esra, “ANONİM ŞİRKETİN HAKLI SEBEPLE FESHİNE İLİŞKİN TTK M. 531 HÜKMÜNÜN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI” Ankara Üniversitesi. Hukuk Fak. Dergisi, 65 (3) 2016: 659-686.
  • [5] ÜNLÜTEPE, Mustafa, “Medeni Hukuka Giriş ve Türk Medeni Kanunu’nun Başlangıç Hükümleri” s.418, Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • [6] TMK: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
  • [7] ANTALYA, Gökhan, TOPUZ, Murat, “Medeni Hukuk Cilt:1”, s.395-396, Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • [8] ERTEN, Cengiz, “ANONİM ŞİRKETLERDE HAKLI SEBEPLERLE FESİH HAKKININ YARGITAY İÇTİHATLARI ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ”, s.189, Sayı 13, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2019.
  • [9] BGE 104 II 32 s. 43
  • [10] Federal Mahkeme: İsviçre Federal Mahkemesi (Schweizerisches Bundesgericht).
  • [11] ÇEBİ, Hakan, “Şirketler Hukuku”, s.318-320, Seçkin Yayıncılık, 2020.
  • [12] ERTAN, Füsun Nomer, “ANONİM ORTAKLIĞIN HAKLI SEBEPLE FESHİ DAVASI-TTK m. 531 ÜZERİNE DÜŞÜNCELER” İÜHFM C. LXXIII, S. 1, s. 421-440, 2015.
  • [13] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 12/10/2015, Esas: 2015/6768 Karar: 2015/10302.
  • [14] ERDEM, Nuri, “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi”, s. 112, Doktora Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2012.
  • [15] YILMAZ, Abdüssamet. “YARGITAY 11 HD., 02.06.2014 T., 3669 E. / 10238 K. KARARININ İSVİÇRE DOKTRİNİ VE FEDERAL MAHKEME KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRİLMESİ”. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 22 (2016 ): 3082-3089.
  • [16] BGE 105 II 114; “Bei Familiengesellschaften dürfen persönliche Beziehungen der Mitglieder nicht völlig außer Betracht fallen”.
  • [17] TTK Madde Gerekçeleri m. 531.
  • [18] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 12.10.2015, Esas: 2015/6768, Karar: 2015/10302.
  • [19] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 02.06.2014, Esas: 2014/3669, Karar: 2014/10238.
  • [20] ÇAĞLAR, Hayrettin, KAŞAK, Esra, “ANONİM ŞİRKETİN HAKLI SEBEPLE FESHİNE İLİŞKİN TTK M. 531 HÜKMÜNÜN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI” Ankara Üniversitesi. Hukuk Fak. Dergisi, 65 (3) 2016: 659-686.
  • [21] BGE 104 II 32 s. 42
  • [22] TTK Madde Gerekçeleri m. 636/3
  • [23] Schweiz OR Art. 821 Abs. 3 “Jeder Gesellschafter kann beim Gericht die Auflösung der Gesell-schaft aus wichtigem Grund verlangen”.
  • [24] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 06.02.2014, Esas: 2012/9510, Karar: 2014/2041.
  • [25] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 18.02.2019, Esas: 2017/4264, Karar: 2019/1216.
  • [26] BGE 138 III 213 S. 214
  • [27] ÇEBİ, Hakan, “Şirketler Hukuku”, s.510, Seçkin Yayıncılık, 2020.
  • [28] ERTAN, Füsun Nomer, “ANONİM ORTAKLIĞIN HAKLI SEBEPLE FESHİ DAVASI-TTK m. 531 ÜZERİNE DÜŞÜNCELER” İÜHFM C. LXXIII, S. 1, s. 421-440, 2015.
  • [29] OĞUZMAN/BARLAS, “Medeni Hukuk”, s. 165, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018.
  • [30] OĞUZMAN/BARLAS, a.e, s. 166.
  • [31] ERDEM, Nuri, “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi”, s. 185-186, Doktora Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2012.
  • [32] ERTEN, Cengiz, “ANONİM ŞİRKETLERDE HAKLI SEBEPLERLE FESİH HAKKININ YARGITAY İÇTİHATLARI ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ”, s. 189, Sayı 13, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2019
  • [33] OĞUZMAN/BARLAS, a.e, s. 276-280.
  • [34] Anonim şirketler bakımından bkz. ÇEBİ, a.e, s.320, ERDEM, a.e, 225-226. Limited şirketler bakımından bkz. MİNELİLER, Zeynep “YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE LİMİTED ŞİRKETLERİN HAKLI SEBEPLE FESHİ” s. 102-103, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVI, 2012,
  • [35] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 01.03.2017, Esas: 2015/12992, Karar: 2017/1187; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Karar Tarihi: 28.032019, Esas: 2017/3460, Karar: 2019/2407  (Lexpera İçtihat Veri tabanı).
  • [36] TTK Madde Gerekçeleri m. 531
  • [37] KARASU, Rauf, “EMREDİCİ HÜKÜMLER İLKESİNİN KAPALI TİP ANONİM ŞİRKETLER VE LİMİTED ŞİRKETLER AÇISINDAN DOĞURDUĞU SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ”, s. 117, Tebliğ, . Ticaret Hukuku Uluslararası Sempozyumu, 2014.
  • [38] TTK Madde Gerekçeleri m. 340
  • [39] BUDAK, Cem, KARAASLAN, Varol, “Medeni Usul Hukuku”, s.48-49, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2021.
  • [40] <https://ticaret.gov.tr/istatistikler/bakanlik-istatistikleri/ic-ticaret-ve-tuketici-istatistikleri/sirket-bilgileri>
  • [41] KERVANKIRAN, Emrullah, “Anonim Şirketlerin Tasfiyesi”, s. 58, Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • [42] BGE 105 II 114 s. 128, BGE 104 II 35, BGE 95 II 164
  • [43] BGE 104 II 32 s. 35, BGE 84 II 47, BGE 67 II 166
  • [44] ERTAN, a.g.e, s. 433
  • [45] ERDEM, a.g.e, s. 241-248, ERTAN, a.g.e, s. 429-430
  • [46] TTK Madde Gerekçeleri m. 536
  • [47] TTK m. 540 f.1
  • [48] TTK m. 540 f.2
  • [49] TTK m. 541 f.1
  • [50] TTK m. 541 f.2
  • [51] TTK m. 541 f.3
  • [52] TTK m. 542 f.1 b. (a)
  • [53] TTK m. 542 f.1 b. (d)
  • [54] TTK m. 543 f.1
  • [55] TTK m. 544 f.1
  • [56] TTK m. 545

İlginizi Çekebilir:

Anahtar Kelimeler: Anonim ve Limited Şirkette Haklı Sebeple Ortaklığın Feshi Davası, Anonim Şirketlerde Haklı Sebeple Fesih Davası, Anonim Şirketlerde Haklı Sebeple Fesih, Anonim ve Limited Şirkette Haklı Sebeplerle Ortaklığın Feshi Davası Nedir?