HUKUK & DANIŞMANLIK
Akıllı Sözleşmeler Nedir?
Hukuk biliminde akıllı sözleşmelerle (smart contracts) ilgili ana tartışma konuları; yasal anlamda sözleşme olup olmadıkları, yasal sistemde yıkıcı bir yenilik olup olmadığı, faydaları ve potansiyel tehditlerinin neler olduğu gibi ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, literatürde hızlı bir şekilde büyümesine rağmen, akıllı sözleşmelerin gelecekte sahip olabileceği efekte kıyasla hukuki araştırmalar hala oldukça azdır.[1]
Akıllı Sözleşmelerin Tanımı Nedir?
Akıllı sözleşme, tarafların ayrı bir işlem yapmasına gerek kalmaksızın, kendi kendini yürüten bir sözleşme türüdür. Akıllı sözleşmenin geleneksel örneği, doğru para birimi girildikten sonra bir kutu soda dağıtan bir otomat makinesi olarak örnek gösterilebilir. Fakat, günümüzde akıllı sözleşmeler blok zinciri teknolojisi ve dağıtılmış defter teknolojisi kullanarak oluşturulmuştur.
Nick Szabo’nun -akıllı sözleşmelere dair ilk tanımı yapan kişi- tanımı tetikleyici bir olayın meydana gelmesi üzerine, sözleşmeden doğan görevleri otomatik olarak yürütmek için oluşturulan bir bilgisayar koduna veya yürütme işleminin genellikle bir bilgisayar programı tarafından otomatikleştirildiği anlaşmalar olarak indirgenebilir.[2]
Ek olarak, dijital varlık ve blok zinciri temsil eden dünyanın en mühim ticaret birliği olan Dijital Ticaret Odası (The Chamber of Dijital Commerce), akıllı sözleşmeleri “belirli bir koşul veya koşulların ortaya çıkması üzerine belirlenmiş fonksiyonlar üzerinde otomatik olarak çalışabilen bir bilgisayar kodu” olarak tanımlamıştır.[3] Akıllı sözleşmeler, bir bilgisayar tarafından çalıştırılan ve kendi kendini yürütebilen ve kendi kendini uygulayabilen bir bilgisayar kodudur bu sebeple yapay zekanın varlığı bir gereklilik değildir.
Blockchain Teknolojisi Nedir?
Akıllı sözleşmelerin oluşması ve yapısı açısından blok zinciri teknolojisinin hukuksal alandaki dijital dönüşüm kapsamında önemli bir yer arz etmektedir. Blok zinciri (Blockchain), iki taraf arasındaki verilerin kolay, korumalı ve kalıcı bir şekilde kaydedilebilen, taraflara açık ve katılımcılar tarafından güncellenebilen dağınık veri tabanı olarak tanımlanmıştır. Merkesizleştirilmiş bir sisteme sahip olan blok zinciri, yani herhangi bir yönetim yetkisine veya çerçeveye bakan tek bir otoriteye sahip değildir. Aksine, bir grup düğüm, ağı merkezi olmayan hale getirerek sürdürür.
Ek olarak, değiştirilemeyen bir veri sisteminin varlığı şüphesiz blok teknolojisi sisteminin en temel özelliklerinden biridir. Değiştirilemez bir ağ, teknolojisinin olduğu gibi kalmasını sağlayan en iyi block zincir örneklerindedir. Sistemdeki her düğümde dijital defterin bir kopyası bulunur. Bir işlem eklemek için her düğümün geçerliliğini kontrol etmesi gerekir. Çoğunluk bunun geçerli olduğunu düşünürse, deftere eklenir.
Bu, şeffaflığı teşvik eder ve yolsuzluğa karşı korumalı hale getirir. Dolayısıyla, düğümlerin çoğunun izni olmadan, hiç kimse deftere herhangi bir işlem bloğu ekleyemez. Anahtar blok zinciri özelliklerinin listesini yedekleyen bir başka gerçek de işlem blokları deftere eklendiğinde, hiç kimsenin geri dönüp onu değiştiremeyeceğidir. Bu nedenle, ağdaki hiçbir kullanıcı onu düzenleyemez, silemez veya güncelleyemez.
Akıllı Sözleşmeler ile Kripto Paralar Arasındaki Bağlantı Nedir?
Akıllı sözleşmelerin gerçek yükselişinin en önemli nedenlerinden biri, blok zinciri teknolojisinin hızlı gelişmesi olduğuna dair şüphe yoktur. Bu teknoloji, akıllı sözleşmelerin otomasyon için tüm potansiyellerini kullanmasına izin vermektedir.
Bu teknolojiyi besleyen Bitcoin, daha karmaşık işlemlere (para veya Bitcoin transferlerinin ötesinde) izin veren daha sofistike bir blok zinciri platformu olan Ethereum‘un kurulmasına yol açmıştır.[4] Ethereum, “Solidity” adlı kendi kodlama dilini geliştirmiştir.[5] Blok zinciri teknolojisi, bir ağın nasıl kurulabileceğini gösterir böylece bir işlem bir kez harekete geçirildiğinde ağ herhangi bir tarafın veya herhangi bir aracının doğrudan müdahalesi olmadan otonom olarak çıktılar üretebilir.
Blok zincir, her işlemin yalnızca düğümler (zincirdeki bilgisayarlar) aracılığıyla doğrulanmasına izin vermekle kalmaz, aynı zamanda bir ‘blok’ içinde sözleşme yapmak ve her düğüme göndermek, yürütmeyi otomatik ve prensipte değişmez kılar. Böylece ‘yürütmenin kesinliği yoluyla güvenin dijitalleştirilmesine’ ve ‘aracıların kaldırılması’ yoluyla verimlilik yaratılmasına ve bunların getirdiği maliyetler işlemlerinin azalmasına olanak sağlar.[6]
Akıllı Sözleşmelerin Kullanım Alanları Nelerdir?
Akıllı sözleşme, Ethereum’le ortaya çıktığından, hâlen bankacılık ve finans sektörlerinde kullanım alanı geniştir. Ne var ki IBM‘de blok zinciri teknolojileri başkan yardımcısı Jerry Cuomo, akıllı sözleşmelerin finansal hizmetlerden sağlık hizmetlerine ve sigortaya kadar tüm zincirde kullanılabileceğine inanmaktadır ve akıllı sözleşmelerin kullanıldığı alanların birçok farklı sektöre açıldığını belirtmiştir. Bazı örnekler aşağıda listelenmiştir.
Sağlık Uygulamaları
Kişisel sağlık kayıtları, yalnızca belirli kişilere erişim sağlayacak özel bir anahtarla blok zincirinde kodlanabilir ve saklanabilir. Bu da blok zinciri teknolojinin, hasta gizliliğine ve kişisel verilerin korunmasında etkili olduğunun kanıtıdır.
Öte yandan, ameliyat makbuzları bir blok zincirinde saklanabilir ve teslimat kanıtı olarak otomatik olarak sigorta sağlayıcılarına gönderilebilir. Son olarak, dağınık defterde ilaçların denetlenmesi, düzenlemelere uygunluk, test sonuçları ve sağlık bakım malzemelerinin yönetimi gibi genel sağlık yönetimi için kullanılabilir.
Tedarik Zinciri Uygulamaları
Tedarik zincirleri, akıllı sözleşmelerden yararlanabilecek ayrı bir iş alanıdır. Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) cihazları, bir ürünün attığı her adımı kaydetmek için tedarik zinciri boyunca kullanılabilir. Akıllı sözleşme tedarik zincirleri, şirket içi hırsızlığı ortadan kaldırabilme potansiyelini barındırır, çünkü; yöneticiler eksik bir ürünün tam olarak eksik olduğu zamanı ve konumunu tespit edebileceklerdir.
Eklemek gerekirse, büyük depolar gibi devasa tedarik zincirlerinde, bu akıllı sözleşmeler (smart contracts) yöneticilerin gerçek zamanlı stok seviyelerini ve ürünlerin tedarik zincirinde hareket etmesi için geçen süreyi görmelerini sağlayacaktır.
Yöneticiler bu verilerin stok seviyelerini ayarlamak, teslimat sürelerini iyileştirmek ve yeni çalışma uygulamaları geliştirmek için kullanabilir. Hatta, bu sözleşmelerde yer alan bilgiler, tedarikin yoğun dönemlerinin belirlenmesine ve yılın farklı zamanlarında hangi ürünlerin stoklanacağının belirlenmesine yardımcı olabilme potansiyeline sahiptir.
Gayrimenkul Sektörü
Blok zinciri altyapısı merkezîleştirilmiş bir yapıya sahip olduğundan akıllı sözleşmelerle üçüncü taraflara gereksinim olmadan alım-satım işlemlerinin yapılabilmesi avukatlar ve emlakçılar tarafından sağlanan pahalı hizmetlere olan ihtiyacı ortadan kaldırır.
Sigorta Sektörü
Sigorta endüstrisi talepleri işleme koymak için her yıl on milyonlarca dolar harcıyor. Sadece bu değil, aynı zamanda hileli iddialara karşı milyonlarca doları da kaybetmektedir. İlk sigorta poliçesini desteklemenin yanı sıra, akıllı sözleşmeler, talep işleme sürecini birçok yönden iyileştirmeye de yardımcı olabilir.
Hata kontrollerine izin verebilir ve kişi veya kuruluş tarafından tutulan politika türünü dikkate alan bir dizi kriter temelinde ödeme tutarlarını belirleyebilirler. Bir kez daha, azaltılmış işleme süreleri, hatalarda önemli bir azalma ve daha ucuz maliyetler ana faydalar arasındadır.
Ek olarak, daha uzun vadede, akıllı sözleşmeler, ‘kullandığın kadar öde’ sigorta poliçelerine ve bir kazadan sonra taleplerin anında etkinleştirilmesine izin vermek için Nesnelerin İnterneti özellikli araçlarla birlikte kullanılabilir. Sürücü ehliyetleri, sürücü kayıtları, kaza raporları ve politika ayrıntıları gibi bilgiler, her iki tarafın da yararına olacak hızlı ödemeleri kolaylaştırmak için hemen işlenebilir.
Akıllı Sözleşmenin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
Otomasyon: Anlaşmayı yapan taraflar olduğundan, onaylamak için bir komisyoncuya, avukata veya diğer aracılara güvenmeye gerek yoktur. Bu arada, bu aynı zamanda üçüncü bir tarafın manipülasyon tehlikesini ortadan kaldırır, çünkü; yürütme, hatalı olabilecek bir veya daha fazla, muhtemelen önyargılı kişi tarafından değil, ağ tarafından otomatik olarak yönetilir.
Maliyetsiz: Bir sözleşmenin hazırlanması, takibi ve sonuçlandırılmasındaki ara maliyetleri önemli ölçüde azaltır (noter, avukat).
Hızlı: Normalde belgeleri manuel olarak işlemek için çok fazla zaman ve evrak harcanması gerekir. Akıllı sözleşmeler, görevleri otomatikleştirmek için yazılım kodunu kullanır ve böylece çeşitli iş süreçlerinde saatler kısaltır.
Güvenli: Belgeler değiştirilemez defterlerde şifrelenir ve bu da işlemlerin sabit olduğu ve değişemeyeceği anlamına gelir.
Akıllı sözleşmelerin sunduğu birçok avantaja rağmen, yaygınlaşmasına büyük engel teşkil eden teknik dezavantajlar bulunmaktadır.
Hatalı Kod: Akıllı sözleşmeleri kullanmanın çok önemli bir güvenlik endişesi, sözleşmenin kendisinde, blok zinciri teknolojisinin ‘değişmezliği’ nedeniyle kaldırılamayan hataların olasılığıdır. Kodlar onarılabildiği zaman bile, süreç oldukça maliyetli ve yoğun kaynak gerektirir. Farklı bir bağlam da olsa da akıllı sözleşmelerin bu güvenlik açığı, 2016’daki rezil DAO hackiyle vurgulanmıştır. Buna en makul bir çözüm kod denetimlerini kullanması olacaktır.
Referanslar
- [1] A. Börding, T. Jülicher, C. Röttgen, and M. von Schönfeld, ‘Neue Herausforderungen der Digitalisierung für das deutsche Zivilrecht: Praxis und Rechtsdogmatik’, (2017) Computer und Recht (CR)134
- [2] Paech, ‘The Governance of Blockchain Financial Networks’, 1082.
- [3] Chamber of Digital Commerce Releases “Smart Contracts: Is the Law Ready?” White Paper.
- [4] Scholz, ‘Algorithmic Contracts’, 120; Tjong Tjin Tai, ‘Smart contracts en het recht’, 1.
- [5] <https://solidity.readthedocs.io/en/develop/>
- [6] Hsiao, ‘Smart Contract on the Blockchain’, 687.
İlginizi Çekebilir: