HUKUK & DANIŞMANLIK
İftira Suçu Nedir? Hukuki Sonuçları ve Cezaları Nelerdir?
İftira suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) dördüncü kısmında yer alan “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” kısmında ve “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında, 267. maddede düzenlenmiştir. İftira, bir kimsenin suçu işlemediğinin bilinmesine rağmen ya da gerçeğe aykırı olacak şekilde suç isnadında bulunmak suretiyle kişi hakkında soruşturma yahut idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla yapılan eylemlerdir.[1]
İftira suçu bakımından en önemli olgu, mağdurun hukuka aykırı bir fiil işlemediğinin bilinmesidir. Ancak, buna rağmen o kimseye buna dair haksız bir isnatta bulunulmasıdır. Mağdura isnat edilen fiil, somut ve belirli olmalıdır. Bunun yanı sıra, mağdurun işlediği iddia edilen fiil, kanunlarda bir suç olarak tanımlanmak zorunda değildir. İdari/disiplin yaptırım gerektiren fiiller de bu suçun konusunu oluşturur.
İftira suçunu düzenleyen TCK madde 267 hükmünün ilk fıkrasında suçun temel şekli, devamı fıkralarında ise cezayı artıran haller hüküm altına alınmış olup; cezai açıdan sonuçları belirtilmiştir. İftira suçu şikâyete tabi bir suç değildir, re’sen araştırılmaktadır. İftira suçunun dava açma zaman aşımı 8 yıl olarak öngörülmüştür.
İftira suçunun oluşabilmesi için genel kast yeterli olmamaktadır. Bu suç için özel bir kast gerekmektedir. Fail, belirli kimse hakkında o kişinin suç işlemediğini veya gerçekliği bulunmayan bir fiilin söz konusu olduğunun bilinmesi gerekir. Failin tahmine dayalı olarak suç isnadında bulunmasının iftira suçuna vücut vermeyeceği kabul edilmektedir.
Bu bakımdan failde gerçekte suç işlenmiş olabileceği kanısını uyandıran objektif ve somut şüphelerin varlığı, kendisini ihbar ya da şikâyete sevk edebilecek sebeplerin bulunması halinde iftira suçunun kanuni unsurlarının oluşmadığı, bu açıdan anayasal bir hak olan dilekçe ve şikayet hakkının kullanıldığından bahsedilebilecektir.[2]
“…kararları inceleyen ve hakimin biri kısa biri uzun iki farklı imza kullandığı özel bilgisine sahip olmayan herkesçe bu imzaların farklı olduğunun derhal farkedilebilir olduğu, sanıktan hakimin iki farklı imza kullandığını bilmesinin beklenemeyeceği, sanığın avukat olmasının da bu durumu değiştirmeyeceği, sanıkta oluşan şüphenin objektif olarak makul ve kuvvetli bir şüphe olarak kabul edilmesi gerektiği…gerçekleşen eylemin Anayasanın 74. maddesi ile garanti altına alınan “Anayasal dilekçe-şikayet hakkı”nı kullanma niteliğinde olduğu, atılı iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraatine yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” (Yargıtay 16. Ceza Dairesi E. 2016/444 K. 2016/2370 T. 6/4/2016)
İftira Suçu Nedir?
TCK madde 267 hükmü, iftira suçunu hüküm altına almaktadır. İftira suçu yetkili makamlara basın ve yayın yoluyla veya ihbar ya da şikayet yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması ya da idari bir yaptırım uygulanması amacına yönelik bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek şeklinde tanımlanabilir.
İftira suçu 5237 Sayılı TCK’nin “Adliyeye Karşı Suçlar” kısmında düzenlendiğinden, ilgili suçla adliyeye yönelik menfaatler de korunmaktadır. Bu sebeple, mağdurun kendisine yönelik gerçekleştirilen iftira suçuna sonradan onay vermesi yahut rıza göstermesi, fail hakkında cezaya hükmedilmesini etkilemeyecektir.
İftira Suçunun Şartları Nelerdir?
- Mağdura hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için hukuka aykırı bir fiil isnat,
- İsnat edilen hukuka aykırı fiilin mağdur tarafından meydana getirilmediği,
- İsnadın yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla yapılması gerekir.
Yukarıda ifade olunduğu üzere; iftira suçunun vücut bulması için en önemli koşul, mağdura isnat edilen fiilin hukuka aykırı olmasıdır. Fail esasen mağdurun bu fiili işlemediğini bilmekte fakat buna rağmen bu fiili işlediği yönünde suç isnadında bulunmaktadır. Mağdura isnat edilen bu fiilin bir başka kimse tarafından işlenip işlenmediği de önem arz etmemektedir.
“Somut olayda; sanığın BİMER üzerinden gönderdiği dilekçesi ile katılan hakkında bir takım iddialar olduğunu ve bu iddiaların araştırılmasını talep ettiğini beyan ettiği, hakkında yapılan disiplin soruşturmasında iddiaların ispatlanamadığından eylemlerin sübuta ermediğinin kanaat edinildiği ancak başka bir kişi tarafından yeniden yapılan şikayet üzerine, katılanın resmi aracını özel işlerinde kullandığına dair yürütülen disiplin soruşturması sonucu disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, katılan hakkındaki iddiaların kesin bir şekilde aksinin ispatlanamadığı ancak iddiaların bir takım somut vakalara dayandığı ve iddiaların ispatlanamamasının iftira suçuna sübut vermeyeceği anlaşılmakla; sanığın aşamalardaki savunmalarına, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, Bölge Adliye Mahkemesince sanığın eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atma niteliğinde olmayıp, 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74. maddesinde düzenlenen şikayet ve dilekçe hakkı kapsamında kaldığı ve sanığın iftira kastı ile hareket etmediği yönündeki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından katılanın sübuta ilişkin temyiz nedeni reddedilmiş ve verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.” (YARGITAY 8. Ceza Dairesi 2022/4044 E. 2023/5285 K. 21.6.2023 T.)
“İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Bu itibarla; sanığın sahtecilik yapılmadığını bildiği halde, hakkında adli yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla katılana hukuka aykırı bir fiil isnat ettiği anlaşılmakla iftira suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…”(Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/11444 E., 2023/5324 K., 21.6.2023 T.)
İftira suçunun şartları bakımından; suçun fail ve mağduru herkes olabilmektedir. Ancak, belirtmek gerekir ki; suçun faili sadece gerçek kişilerdir, tüzel kişiler tarafından bu suç işlenemeyecektir. Yine suçun mağdurunun sağ olması gerekir, ölmüş kimse hakkında suç isnadında bulunulması durumunda iftira değil, hakaret suçu gündeme gelecektir.
Mağdura yönelik hukuka aykırı bir fiil isnat eden failin, kimliğinin doğru bildirilmesi zorunlu bir unsur değildir. Kamu makamlarına yapılan ihbarın sahte bir isimle ya da isimsiz bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunda da iftira suçunun oluşacağı Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. Bu husus, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 1.10.2015 tarihli ve E. 2015/3512 K. 2015/3162 sayılı kararında şöyle ifade olunmuştur;
“5237 Sayılı Kanun’un 267. maddesinin gerekçesi dikkate alındığında; idari yaptırım uygulanmasını gerektiren eylemler, kabahatler ve disiplin eylemleridir. Hukuka aykırı isnat gerçekleşen bir eylemin mağdur tarafından işlenmediği halde onun tarafından gerçekleştirildiğine yönelik olabileceği gibi yaygın olarak aslında gerçekleşmeyen bir eylemin mağdur tarafından işlenmiş olduğunun ileri sürülmesi şeklinde görülmektedir. Yerleşik yargısal ve bilimsel içtihatlara göre, failin başkasının adını kullanarak yazdığı dilekçe ya da mektupla isnatta bulunması halinde iftira suçu oluşmakta ise de…”
İftira suçu, tehlike suçu olduğundan suç neticesinde bir zararın meydana gelmesi aranmaz. Yine suçun oluşabilmesi için mağdura isnat edilen fiil nedeniyle kamu makamlarının harekete geçmesi şart değildir. İsnat edilen fiilin kamu makamlarını harekete geçirmeye elverişli olması yeterlidir.
İftira suçunun oluşumu için aranan manevi unsur, özel kasttır. Genel kast, iftira suçu için yeterli olmayıp; fail, mağdurun bir kovuşturma ya da soruşturmaya maruz kalmasını sağlamak amacıyla veya mağdura yönelik bir idari yaptırım uygulanması için hukuka aykırı bir fiili isnat etmelidir. Ancak, belirtmek gerekir ki; somut olayda fail, mağdurun hukuka aykırı bir eylemde bulunduğu zannıyla mağduru şikâyet etmişse, bu durumda suç kastı ortadan kalkacaktır.[3]
İftira Suçu Hangi Şekillerde İşlenebilir?
- Şikâyet Yoluyla İftira Suçunun İşlenmesi: Suçun bu yöntemle işlenebilmesi için şikâyetin, soruşturma yahut idari yaptırım uygulamaya yetkili olan makamlara yapılması Örneğin; savcılık, kolluk güçleri.
- İhbar Yoluyla İftira Suçunun İşlenmesi: Vatandaş, yetkili makamlara ihbar yoluyla suç işlendiğini bildirebilir. Her ne kadar kişinin ihbar yükümlülüğü bulunmasa da AY madde 74 gereği dilekçe verme her vatandaş için bir haktır ve ihbar da bu hakkın bir uzantısıdır.
- Basın ve Yayın Araçları Kullanılarak İftira Suçunun İşlenmesi: TCK 6/1-g tanımına göre; basın yayın deyiminden her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınları anlaşılmaktadır. Basın yayın araçları kullanılmak suretiyle bir kimse hakkında hukuka aykırı bir eylem isnadında bunulması ve yetkili makamlarca bu isnadın öğrenilmesiyle iftira suçu işlenmiş olacaktır. Basın yayın yoluyla iftira suçu işleyen kimse hakkındaki mahkûmiyet hükmü, iftiranın atıldığı basın yayın aracına eşdeğer olan araç ile yayınlanır. İlan masrafı da bu suçtan mahkûm olan kişiden alınır.
Nitelikli İftira Suçu Nedir?
Cezanın Artırılmasını Gerektiren Nitelikli Haller
- Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır. Fail bu nitelikli halde, sadece iftira atmakla yetinmeyip, iftiraya konu fiilin işlendiğine dair delilleri üretmektedir.
- İftira konusu fiili işlemediği için beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu isnat sonucunda gözaltına alma ve tutuklama haricinde bir tedbir uygulanmışsa, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
- İftira konusu fiili işlemediği için mağdur hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse; mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu hükümlerine göre dolaylı fail olarak cezalandırılır.
- İftira konusu fiil nedeniyle mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûm olması durumunda; iftira suçu işleyen kişi 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Mağdur iftira suçu sebebiyle mahkûm olmuş ve cezanın infazına başlanmışsa, iftira edene verilen ceza yarısı oranında arttırılır.
Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Nitelikli Haller
Etkin pişmanlık durumunda verilecek cezanın azaltılması gerekir. Türk Ceza Kanunu’nun 269. maddesinde iftira suçuna ilişkin etkin pişmanlık müessesesi düzenlenmiştir. Buna göre; etkin pişmanlığın soruşturma veya kovuşturma aşamasında, hüküm ya da infaz aşamalarında gerçekleşmesine bağlı olarak farklı şekillerde düzenlemeye gidilmiştir.[4]
Başkasına Ait Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suretiyle İftira Suçu
TCK madde 268 hükmüne göre; işlediği suç sebebiyle kendisi hakkında soruşturma/kovuşturma sürecinin uygulanmasını engellemek için bir başka kimseye ait kimliği ya da kimlik bilgilerini kullanan kişi, iftira suçu bakımından düzenlenen hükümlere göre cezai yaptırıma maruz kalır.
“TCK 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için kişinin yetkili makamlara ihbar ya da şikayette bulunarak veya basın-yayın yoluyla işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını veya idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnadında bulunulması gerektiği; somut olayda trafik kontrolünde durdurulan sanığın TCK’nın 179/2-3. maddesindeki suçu oluşturabilecek şekilde 4.00 promil alkollü araç kullanması sebebiyle hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla kamu görevlilerine kendisinin değil, mağdur T… Y…’a ait nüfus cüzdanını ibraz ederek bu şahsın kimlik bilgilerini kullanması ve mağdur hakkında adli soruşturma yapılmaksızın gerçek kimliğini açıklaması yönündeki eyleminin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğu ve sanığın TCK’nın 268/1. maddesi delaletiyle TCK 267/1, 269/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır.” (Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 18.11.2013 E., 2013/7547 K., 2013/14098 T.)
İftira Suçunun Yaptırımı Nedir?
- TCK madde 267/1 hükmü gereğince; iftira suçunun basit halinin işlenmesi durumunda yaptırım 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
- TCK madde 267/2 hükmü gereğince; iftira suçunun nitelikli halinde ceza yarı oranında artırılır.
- TCK madde 267/3 hükmü gereğince; iftira konusu fiili işlemediğinden mağdur hakkında beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmiş ancak mağdur aleyhine bu eylem sebebiyle gözaltına alma/tutuklama dışında bir tedbir uygulanması gerekmişse bir ile ikinci fıkraya göre hükmedilecek cezada yarı oranında artırım uygulanır.
- TCK madde 267/4 hükmü gereğince; iftira konusu fiili işlemediğinden mağdur hakkında beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmiş; ancak mağdur aleyhine bu eylem sebebiyle gözaltına alma/tutuklama tedbirleri uygulanması gerekmişse, iftirada bulunan ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlemiş olacağından bu hükümlere göre dolaylı fail olarak cezalandırılır.
- TCK madde 267/5-6 hükmü gereğince; iftira konusu eylem sebebiyle mağdur müebbet/ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmişse, iftira suçunu işleyen fail 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası; mağdur hakkında süreli hapis cezasına hükmolunmuşsa, iftira suçunu işleyen fail mağdur hakkında verilen cezanın 2/3’ü kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Mağdur, iftira suçunda dolayı mahkum olup; bu ceza infaz aşamasına gelmişse, iftira suçunu işleyen fail bakımından bu fıkra hükümlerince verilen ceza, yarı oranında artırılır.
- TCK madde 267/7 hükmüne göre; iftira sonucunda mağdur hapis cezası dışında adli ya da idari yaptırıma maruz kalmışsa, fail 3 ile 7 yıl arasında hapis cezasıyla cezalandırılır.
İftira Suçu ve Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması nedeniyle suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine davranışlarıyla katkı sağlamasıdır. Etkin pişmanlığın uygulanabilmesi için ilgili suç için etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağına dair açık bir kanun hükmü bulunmalıdır.
İftira suçunun faili için TCK madde 269’da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği açıkça belirtilmiştir.
İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü, mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir. İftira suçu nedeniyle dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce iftiradan dönülmesi halinde verilecek cezada üçte iki oranında ceza indirimi yapılır.
İftira suçu nedeniyle hüküm verildikten sonra, fakat hüküm infaza verilmeden önce iftiradan dönülmesi halinde verilecek cezada yarı nispetinde ceza indirimi yapılır. İftira suçu sebebiyle verilen mahkumiyet hükmü verilmiş ve infazına başlanmışsa, bundan sonra iftiradan dönülmesi halinde verilecek cezada üçte bir nispetinde ceza indirimi yapılır.
İftira suçunun oluşmasına sebebiyet veren eylem, mağdur hakkında sadece idari yaptırım hükmü uygulanmasını gerektiriyorsa, bu suç sebebiyle mağdur hakkında idari yaptırım kararının uygulanmasından önce iftiradan dönülürse faile verilecek cezada yarı oranında, idari yaptırım kararı uygulandıktan sonra iftiradan dönülürse üçte bir oranında ceza indirimi yapılır.
“Sanığın polis memurları tarafından karnına ve kafasına vurulmak suretiyle darp edildiği iddiasıyla şikayetçi olduğu ancak dava dosyasına getirtilen kamera görüntülerine dair inceleme tutanağında darp iddiasına dair görüntünün tespit edilemediği, sanığa kamera görüntülerinin izlettirilmesinden sonra, sanığın iftirasından döndüğü, dolayısıyla gerçek durum ortaya çıktıktan sonraki beyanı nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması gerektiğinin gözetilmemesi…” (Yargıtay 8.Ceza Dairesi E.2022/90 K.2023/4031 T. 1.6.2023)
İftira Suçunda Zaman Aşımı, Şikâyet ve Şikâyetten Vazgeçme
İftira suçu 8 yıllık zaman aşımına tabidir. Zaman aşımının başlangıcı ise fail tarafından ileri sürülen iftiranın, gerçeğe uygun olmadığının ortaya çıkması yani mağdurun bu fiili işlemediğinin sabit olduğu tarih itibariyledir.
İftira suçuna ilişkin bir soruşturma ya da kovuşturma yürütülebilmesi için mağdurun şikayet etmesi aranmaz, TCK madde 267 hükmü şikayete tabi bir suç değildir. Kendisine yönelik hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi, bu fiile yönelik şikayette bulunmasa dahi soruşturma/kovuşturma işlemleri kendiliğinden başlayacaktır.
İftira suçu şikâyete tabi kılınmadığından 6 aylık hak düşürücü şikayet süresine tabi değildir, dava zaman aşımı süresi içinde her zaman bu suça ilişkin bildirim yapılabilecektir. Yine, iftira suçunda şikâyet şartı aranmadığından şikayetten vazgeçme kurumu da uygulama alanı bulmaz.
İftira Suçunda Uzlaşma
Uzlaştırma kurumu; ceza uyuşmazlıklarında suçun mağduru ile failinin veya suçtan zarar göreni kimsenin tarafsız bir kişi aracılığı ile iletişim kurarak barışmalarının sağlanmasını ve bazı edimler sonucunda mağdurun meydana gelen zararının giderilmesi amaçlamaktadır. Ancak, iftira suçu uzlaşma kapsamına alınan suçlardan değildir.
İftira Suçunda Adli Para Cezası
İftira suçunda verilen hapis cezasının 1 yıl ve altında kalması halinde bu ceza aynı karşılıkta olacak şekilde adli para cezasına çevrilebilecektir.
İftira Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat
İftira suçunda failin ceza sorumluluğunun yanı sıra, maddi ve manevi tazminat davası da açılabilir. Maddi tazminat, hukuka aykırı işlem veya fiil sebebiyle mağdurun maddi açıdan zararlarının giderilmesini amaçlarken; manevi tazminat hukuka aykırı işlem veya fiil sebebiyle mağdurun yaşadığı elem, üzüntünün yol açtığı manevi zararların giderimini amaçlamaktadır.
İftira suçu bakımından tazminat miktarının belirlenmesinde gerçekleştirilen haksız eylemin ve doğurduğu zararın boyutu, olayın özellikleri ve tarafların sosyal ve ekonomik durumu gibi kriterler dikkate alınmaktadır.
İftira Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?
İftira suçunun hem basit hem de nitelikli halleri bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Kaynakça
- Gerçeker, H. (2022). Yorumlu & Uygulamalı Türk Ceza Kanunu (s. 2431) içinde, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
- Özbek, V. Ö., Doğan, K., & Bacaksız, P. (2022). İftira (TCK m.267). Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler (s. 1169) içinde, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
- Ünver, Y. (2023). Tck’da Düzenlenen Adliyeye Karşı Suçlar İftira, Suç Uydurma, Suç Üstlenme, Yalan Tanıklık Ve Bilirkişilik, Suçu İhbar Etmemek Suçları (s. 132-138) içinde ,Ankara: Seçkin Yayıncılık.
- Yurtcan, E. (2019). Yargıtay Kararları Işığında İftira Suçu (s. 26-30) içinde, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Referanslar
- [1] Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 17. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2022, s. 1169.
- [2] Erdener Yurtcan, Yargıtay Kararları Işığında İftira Suçu, 3. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2019, s. 26-30.
- [3] Hasan Gerçeker, Yorumlu & Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 6.Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2022, s. 2431.
- [4] Yener Ünver, TCK’da Düzenlenen Adliyeye Karşı Suçlar İftira, Suç Uydurma, Suç Üstlenme, Yalan Tanıklık ve Bilirkişilik, Suçu İhbar Etmemek Suçları, 7. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2023, s. 132-138.