HUKUK & DANIŞMANLIK
İhtiyati Tedbir Talebi Nedir?
Davanın açılması ile hüküm kurulması arasında geçen zaman zarfında dava konusunun çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası mümkün olmayabilir, güçleşebilir veyahut anlamsız kalabilmektedir. Bu çalışmamızda kanun koyucunun, meydana gelen bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla düzenlediği ihtiyati tedbir müessesesine dair bilgiler verilecektir.
İhtiyati Tedbir Nedir?
İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma tedbirlerinin en önemlilerinden birisini oluşturmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 389 vd. düzenlenmiştir. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından veya tamamen imkânsız hale geleceğinden ya da gecikme sebebiyle bir zararın doğacağından şüphe duyulması halinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir.
Henüz dava konusu yapılmayan veya dava açılmadıysa, ileride açılacak olan davayla ilgisi bulunmayan şey veya hakla alakalı ihtiyati tedbir kararı verilememektedir. Ayrıca, ihtiyati tedbir talebinde bulunan kişinin öncelikle dava taraf ehliyeti ve dava ehliyetine sahip olması gerekmektedir. İhtiyati tedbir talebinde bulunan taraf, haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmekte olup; başka bir deyişle, tedbir talebi verilmez ise telafisi güç durumların oluşabileceğinin ispat edilmesi gerekmektedir.
Genel olarak ihtiyati tedbir; hak, taşınır veya taşınmaz bir mal hakkındaki davalarda alınmaktadır. Üzerine tedbir konulan hak, taşınır veya taşınmaz çekişmelidir. İhtiyati tedbir çabucak karara bağlanması gereken bir taleptir. Bu sebeple hâkim genellikle karşı tarafı dinlemeden ve kesin bir ispat aramadan eldeki delillerle yetinerek karar verebilmektedir. İhtiyati tedbir talebinde bulunan kişi haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacağı muhtemel zararlara karşı teminat göstermesi öngörülmektedir.
İhtiyati tedbir talep eden kişinin gösterebileceği teminatın cins ve miktarını her olayın özelliğine göre hâkim tayin etmektedir. Fakat ihtiyati tedbir talebini inceleyen hâkim teminat gösterilmeden de tedbir kararı verebilmektedir, bu konuda geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır. Eğer ihtiyati tedbir talep eden taraf lehine karar alınırsa, kişi bu kararın uygulanması için icra dairesine ya da belirtildiyse mahkemenin yazı işleri müdürüne başvurabilecektir.
İhtiyati Tedbir Türleri Nelerdir?
İhtiyati tedbirler; eda, teminat ve düzenleme amaçlı tedbirler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Teminat amaçlı tedbirler, ihtiyati tedbirlerin temel şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Tedbire konu mal ya da hakkın koruma altına alınması ya da yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebilmektedir.
Anonim şirketlerde sermaye koyma borcunun yerine getirilmesine yönelik ihtiyati tedbirler de teminat amaçlı ihtiyati tedbirler grubunda yer almaktadır. Bazı yazarlar teminat amaçlı ihtiyati tedbirleri iki ana gruba ayırmaktadır. İlk grup faaliyetin durdurulmasına yönelik tedbirler, ikinci grup ise önleyici tedbirler olarak nitelendirilmektedir. Hakkın devrini yasaklamaya yönelik tedbirler ile dava konusu mala el koymaya yönelik olanlar faaliyetin durdurulmasına yönelik tedbirler grubuna girmektedir.
Bazı yazarlar tarafından, banka hesaplarına mahkemece konan tasarruf tahditleri ise önleyici tedbirler grubuna dahil edilmektedir. Eda amaçlı tedbirler ise, ihtilaf konusu olan hakkın geçici olarak ifa edilmesi, mahkemece tedbiren bir şeyin verilmesi, bir işin yapılması yahut yapılmaması gibi taleplerin geçici olarak gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Düzenleme amaçlı tedbirler, ihtilaflı hukuki ilişkinin geçici olarak düzenlenmesini amaçlamaktadır. Edimin yerine getirilmesinden çok geçici düzenleme yapılması söz konusu olmaktadır.
HMK m. 389/1’de gösterilen şartlardan birinin bulunması halinde, mahkeme; taşınırlar veya taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir koyabilmekte çekişmeli mal veya hakkı muhafaza altına alabilmekte ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın veya ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Kanun koyucu ihtiyati tedbirleri düzenlerken sınırlı sayım (Numerus Clausus) ilkesinden yararlanmamıştır. HMK 391/1’e göre, gecikme sebebiyle bir sakıncanın veya ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, mahkeme, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü ihtiyati tedbire karar verebilmektedir.
Taşınmazlara İhtiyati Tedbir Konulması
Taşınmazlara ihtiyati tedbir konulması durumunda; mahkeme, dava konusu olan ya da dava konusu yapılacak olan ve mülkiyeti aynı taraflar arasından çekişmeli bulunan bir taşınmazın, dava esnasında başkasına devrinin önleyebilmek için taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına karar verebilmektedir.
Mahkemenin dava konusu olan taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı, tapu kütüğüne şerh verilmektedir. Bu aşamadan sonra artık davalı taşınmazı başkasına devredememektedir. Mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunan bir taşınmaz mala yönelik açılan davada, ihtiyati tedbir kararı dava konusu taşınmaz üzerine alınabilmektedir.
Anonim şirketlerde sermaye koyma borcunun yerine getirilmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin konusu, ayni sermaye taahhütlerinin esas sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirilmesinin teminat altına alınmasıdır. Ayni sermaye taahhütlerinin esas sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirilmesi anonim şirket açısından son derece önem arz etmektedir.
Anonim şirketlerde sermaye taahhüdünün konusunu taşınmazların oluşturduğu durumlarda, esas sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirilmesinin teminat altına alınabilmesi için taşınmazların devredilmesi ve üzerinde sınırlı bir ayni hak tesisinin engellenmesi gerekmektedir. Bu sebeple, taşınmaz sermaye taahhütlerinde taşınmazın tapu kaydına devir yasağı şerhi konulması gerekmektedir. Taşınmaz sermaye taahhütleri konusunda alınabilecek diğer bir ihtiyati tedbir de taşınmazın yediemine tevdi edilmesi olacaktır. Bu durum özellikle taşınmazın gelir getirmesi durumunda söz konusu olmaktadır.
Banka Hesaplarına İhtiyati Tedbir Konulması
Banka hesapları pek çok türden sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır. Bu banka hesap türlerine göre ihtiyati tedbir durumu söz konusu olmaktadır. Genel ilke bankalarda açılan mevduat hesaplarının “şahsi hesap” niteliğinde olmasıdır. Yani hesabı açan gerçek ya da tüzel kişi hem o hesabın sahibi hem de o hesap üzerinde tam tasarruf yetkisine haiz kişidir. Hesap üzerinde tasarrufu kısıtlayan rehin veya bloke kaydı ya da ihtiyati tedbir yoksa hesap sahibi hesap üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilmektedir.
Yabancı hesaplarda ise farklı olarak hesap sahibi ile hesap üzerinde tasarruf yetkisine sahip kişiler farklı olduklarından; tasarruf yetkisine sahip olan kişinin alacaklıları o hesap üzerine ihtiyati tedbir koyduramamaktadır. Özel amaçlı hesaplarda ise ihtiyati tedbir gibi sınırlamalar hesabın; kişisel, yabancı ya da inançlı hesap türlerinden hangisine girdiğinin öğrenilmesine bağlı olmaktadır. Müşterek hesaplarda ise, hesap sahiplerinden birinin alacaklısı, hesap üzerinde ihtiyati tedbir koydurabilmektedir. Genel olarak hesap üzerinde bulunan ihtiyati tedbir, hesap üzerinde hak sahibinin tasarrufta bulunmasını engellemektedir.
Boşanma davası sürecinde banka hesabına tedbir konulabilmektedir. Banka hesabına tedbir konulmasının sebebi, hesapta bulunan bakiyenin taraflardan birinin hak kaybı olmaması adına korunmasıdır. Bu halde hesap hareketleri durmakta olup, banka hesabı üzerinden mahkeme kararı çıkana kadar işlem yapılamamaktadır. Bu tedbir sonrasında mahkeme tarafından kararın onaylanması, mal paylaşımını zorunlu kılmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ise; ilgili kanunun 128. maddesi gereğince el konulabilecek taşınmaz; hak, alacak ve diğer malvarlığı ve malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanığa ait olması gerekmektedir. Eğer bu malvarlıkları şüpheli veya sanık dışında başka birine aitse el koyma söz konusu olamaz. Fakat bu malvarlıkları muvazaalı işlemler sonucunda şüpheli veya sanığa intikal ettirildiği şüphesi mevcutsa, derhal ihtiyati tedbir yoluna başvurulmalı ve mülkiyet hakkındaki uyuşmazlık çözülene kadar malların elden çıkarılması engellenmeye çalışılmalıdır.
İhtiyati Tedbirin Sona Ermesi Nedir?
İhtiyati tedbir kararının sona ermesi çeşitli şekillerde olabilmektedir; iki hafta içinde dava açılmamış olması sebebiyle, itiraz üzerine, teminat karşılığında, durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir sona erebilmektedir.
Aksi takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir devam edecektir. Eğer mahkeme davanın esastan reddine karar verirse, ihtiyati tedbirin kalkmasına da karar vermesi gerekmektedir.
Daha detaylı bilgi almak için ekibimize iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Kaynakça
- Budak, A.C/Karaarslan, V., Medeni Usul Hukuku, İstanbul, Adalet Yayınevi.
- Kuru, B./Aydın, B., Medeni Usul Hukuku, İstanbul, Yetkin Yayınevi.