[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava

Yazarlar: BURCU ÖZER, BEGÜM BAYRAM, TALHA EREN KURUKIZ, BELEMİR AÇAN
İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava

Belirsiz alacak davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 107’de, kısmi dava ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 109’da ilk kez düzenlenerek yasal mevzuatımıza dahil olmuşlardır. Konu itibari ile belirsiz alacak davasının hangi koşullarda açılabileceği ile koşulları oluşmadan açılmış bir belirsiz alacak davasının oluşturduğu hukuki sorunlar üzerinden incelemelerde bulunulmuştur.

Belirsiz Alacak Davası Kavramı Nedir?

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre;

(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

Buna göre, belirsiz alacak davasının açılması için üç koşul gerekmektedir:

  1. Talep Sonucunun Miktarının Belirlenmesinin İmkânsız veya Davacıdan Beklenemeyecek Olması Gerekir.
  2. Alacaklı Dava Dilekçesinde Geçici Talep Sonucunu Belirtmelidir.
  3. Belirsiz Alacak Davası Açan Davacı, Talep Sonucunu Dayandırdığı Tüm Vakıaları Eksiksiz Olarak Bildirmelidir.

Bu dava öncelikle bir eda davası olup; diğer eda davalarından farkı talep sonucunda istenilen alacağın dava açıldığı anda tam olarak belirlenememesidir. Alacak belirlenebilir hale gelirse eda davasına dönüşecektir (davacının talebinde davalının bir şeyi yapmayı, bir şeyi vermeyi veya bir şeyi yapmamayı emrettiği dava türüne eda davası denir).[1]

Davacı, belirsiz alacak davası açarak; yanlış ya da düşük talepte bulunma riskinden kurtulup, alacak miktarını tam olarak belirleyemediğinden, hak kaybına uğramamak için talep sonucunu yüksek tutması nedeniyle talep edilen alacağın bir kısmının kabul edilmemesi halinde haksız çıktığı kısım için yargılama giderlerine mahkûm olma riskini ortadan kaldıracaktır. Tüm bu nedenlerle, alacak miktarını tam olarak belirleyemeyen davacı için belirsiz alacak davası açmak daha avantajlı ve usul ekonomisine daha uygun olacaktır.[2]

Öğretideki bir görüşe göre, belirsiz alacak davası, sadece para alacakları için açılabilecekken diğer bir görüşe göre ise, HMK’ da böyle bir sınırlama olmadığından Türk hukukunda uygulamada ender görülebilecek olsa da konusu paradan başka şeyler için de belirsiz alacak davası açılabilecektir.[3]

Kısmi Dava Kavramı Nedir?

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre:

(1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.

(2) (Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.)

(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.

Buna göre kısmi davanın açılabilmesi için üç koşul olduğunu söyleyebiliriz:

  1. Talep konusunun bölünebilir nitelikte olması,
  2. Aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması,
  3. Hukuki yararın olması.

Hüküm uyarınca talep konusu alacağın niteliği itibari ile bölünebilir olduğu durumlarda kısmi dava açılabilir. HMK madde 109/3 ile yeni getirilen düzenleme uyarınca davacı açıkça feragat etmedikçe fazlaya ilişkin haklarını kaybetmez; yani davacı kısmi dava açarken alacağının geri kalan kısmını saklı tutmak zorunda değildir.[4] Bu yüzden davaya konu edilmeyen kısım ayrı bir davayla talep edilebilir ya da ıslah yoluyla aynı dava konusuna dahil edilebilir.

Davacının davasını açarken açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesi zorunlu olmayıp, dava dilekçesindeki açıklamalardan alacağın dava edilenden daha fazla olduğunun ve şimdilik yalnızca bir kısmının dava edildiğinin anlaşılması gerekli ve yeterlidir.[5]

Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Davanın Karşılaştırılması

Makalemizin bu bölümünde, belirsiz alacak davası ve kısmi davayı karşılaştıracağız.

Zaman Aşımı Bakımından

  • Belirsiz alacak davasında alacaklının alacağının tamamı için hak düşürücü süre ve zaman aşımı kesilecek,
  • Kısmi davada ise zaman aşımı ve hak düşürücü süre yalnızca dava konusu edilen alacak miktarı için kesilecektir.

Islah Prosedürü ve Faiz Bakımından Farklar

  • Belirsiz alacak davasının açılmış olması halinde; alacaklı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın ve ıslaha başvurmasına gerek olmaksızın dava açtığı sırada belirttiği talep miktarını bir dilekçe ile artırabilir. Bu artırdığı meblağa işleyecek faizin başlangıç tarihi ise varsa borçlunun temerrüt tarihidir. Dava tarihinden önce gerçekleşen bir temerrüt olgusunun bulunmadığı durumlarda ise dava tarihidir.
  • Kısmi davada alacaklının başlangıçta ileri sürdüğü talebini artırabilmesi için ıslah yoluna başvurması gerekir. Islah ile artırılan meblağa işleyecek faizin başlangıç tarihi ise ıslah tarihidir.

Talep Sonucu Bakımından Farklar

  • Belirsiz alacak davasında davacının dava açtığı sırada gösterdiği değer geçici olup, bununla birlikte yargılama sırasında ortaya çıkacak alacağın tamamının da hüküm altına alınması istenmektedir.[6]
  • Kısmi davada dava açıldığı sırada dava değeri belirlidir.

İş Hukuku Bakımından Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava

Belirsiz alacak davasının hukuk hayatımıza girmesi ile işçi alacakları bakımından uygulanabilirliği tartışma konusu olmuştur. Bunun sebebi ise, işçilerin alacaklarının miktarını tam olarak belirleyememeleri ve tam eda davası açmalarının onların zararına sonuçlar doğurmasıdır.[7]

Tartışmaların odak noktası olan husus, işçilerin kendi ücretleri, kıdem tazminatları, fazla çalışma ücretleri gibi alacaklarını, yargılama sürecinden önce belirleme gücüne sahip olup olmadıkları hususudur.[8]

Kayıt dışılığın yaygın olduğu ülkemizde, işçi kayıtlı olsa dahi bordrosunda gösterilen ücret ile ödenen ücret arasında fark olduğu, işyerinde tutulan kayıtların işçilere gösterilmediği ortamda başta ücret alacağı ve buna bağlı olarak;

  • Ücretin ekleri (prim, ikramiye vb.),
  • Yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, bakiye süre ücreti,
  • Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı, ayrımcılık tazminatı, sendikal tazminat, maddi tazminat, manevi tazminat, iş kaybı tazminatı, rekabet yasağının ihlali nedeniyle tazminat,
  • Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar,
  • Fazla ve varsa eğitim gideri talebi ile cezai şart talebi gibi işçilik alacaklarının işçinin bilmemesi veya bilse dahi ilgili bilgi ve belgelerin işverenin uhdesinde olduğundan kanıtlayamaması kuvvetle muhtemeldir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/7816 E. ; 2023/12378 K. sayılı ilamında

Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere veya yargılama ile belirlenecek ise kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Ancak, Yargıtay 9. Dairesi Kararlarınca;

İş yargılamasında sıklıkla davaların yığılması söz konusu olmakla birlikte aynı dava dilekçesinde talep yığılması şeklindeki bazı alacaklar için belirsiz alacak davası bazıları için kısmi dava açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere veya yargılama ile belirlenecek ise kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Öğretideki Görüşler

Bu konuda bazı yazarlar, işçi alacakları bakımından belirsiz alacak davasının uygulanmasını, diğer davalardan farklı görmemekte, işçi alacakları için de belirsiz alacak davasının şartlarının oluşup oluşmadığının tespit edilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Aksini düşünen bazı yazarlar ise “işçinin korunması” ve “işçi lehine yorum” ilkeleri çerçevesinde bu şartların varlığını sorgulamaksızın belirsiz alacak davasının uygulanabileceğini ileri sürmektedirler.[9]

İş Hukukçuları işçi alacaklarının hesabının uzmanlık gerektirmesi, kesin tespitinin ancak yargılama aşamasında bilirkişi incelemesinden sonra sağlanabilmesi ve işverenlerin genelde yasal yükümlülüklerini yerine getirmemeleri sebebiyle işçilerin ispat sorunu yaşamaları sebebiyle belirsiz olduğunu savunurlarken; Usul Hukukçuları ise, işçi alacaklarını en iyi işçilerin bilebileceği ve bir hakkın dava edilmesi ile ispat edilmesinin ayrı hususlar olduğu gerekçesiyle işçi alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olamayacağını savunmaktadırlar.[10]

BUDAK ve ÇİL/KAR bu tür alacakların belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılmasında işçinin hukuki yararı olduğunu ancak işyeri ile ilgili kayıtların doğru tutulduğu ve bunlardan işçilerin de haberdar edildiği durumlarda söz konusu alacakların belirsiz olarak kabul edilmeyeceğini ileri sürer.

ÇELİK ise işçi alacaklarını her zaman ve her durumda tartışmalı ve belirsiz olarak nitelendirmektedir.

Buna karşılık PEKCANITEZ, işçilik alacaklarına ilişkin davalarda, davacı, kaç yıldır hangi ücretlerle çalıştığını, ne kadar izin kullandığını ve fazla çalışma yaptığını dilekçesinde belirtmek zorunda olduğundan ve bu bilgiler de belirli veya belirlenebilir olduklarından, belirsiz alacak davası veya kısmi davanın söz konusu uyuşmazlıklarda uygulama alanı bulmayacağı savunmaktadır.

SİMİL, belirsiz alacak davasındaki belirsizliğin, borçlunun maddi hukuktaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi (iş yeri kayıtlarının usulüne uygun tutulmaması gibi) veya yükümlülüğüne ilişkin kayıtların istendiğinde teslim edilmemesi kural olarak işçiye belirsiz alacak davası açma hakkını tanımayacağı, işçinin iş ilişkisinde zayıf konumda olmasının da belirsiz alacak davası açılabilmesine gerekçe gösterilemeyeceği, iş hukukunda kabul edilen işçi lehine yorum ilkesinin de usul hukukuna ilişkin hükümlere uygulanamayacağı ve ücretin belirli olması ile gerçek miktarının ispatlanması farklı şeyler olduğundan ücretin gerçek miktarının hesaplanabilmesi için belirsiz alacak davası açılamayacağı görüşündedir.

AKİL ise, dava konu alacağın miktarının tespiti, karşı tarafın elindeki bilgi ve belgelere bağlı ise alacağın belirli olmayacağını kabul etmek gerektiğini, her ne kadar maddi hukuka ilişkin olan “işçi lehine yorum ilkesi” nin usul hukuka kurallarına uygulanamayacak olsa da, davanın açılması ve savunulmasında zayıf konumda bulunmasından dolayı yapabileceği yanlışlar nedeniyle zarar görmemesi için, hâkimin davayı aydınlatma görevinin (HMKm. 31) gereği olarak somut olaya göre davacı/işçi lehine yargılamaya müdahalede bulunmasına da bir engel olmadığı görüşündedir.[11]

Sonuç

Öğreti görüşleri incelendiğinde ortak bir paydada buluşamadıklarını görüyoruz. Ancak sayılan tüm unsurlar dikkate alındığında işçi alacaklarının belirsiz alacak davası şeklinde istemi mümkündür. İşçi; gerçekten çalışma süresini, ücretini ve diğer hususları belirleyemeyecek ise davayı açabilmelidir am alacak miktarının taraflar arasında tartışmalı olması gerekçesiyle belirsiz alacak davası açılamamalıdır.

İş hukukunun temel amacı olan zayıf tarafı koruma ilkesinin hayata geçirilmesi adına hukukumuzda yasa yapımından öteye pek gidilememektedir. İş yargılaması usulünün temel ilkelerinden olan ucuzluk ilkesinin gerçekleştirilmesi için işçilere ucuz dava açma hususunda hiçbir muafiyet ya da ayrıcalık tanınmamıştır. Tüm bu şartlar altında, belirsiz alacak davası gibi bir imkan getirilmişken, işçileri bundan mahrum bırakmak ve haksız zamanaşımı ve faiz uygulamaları sebebiyle hak kaybına uğramalarına izin vermek hakkaniyete aykırıdır.[12]


Kaynakça

  • Alp, M. & Çelebi, D. (2016). İŞ YARGILAMASINDA BELİRSİZ ALACAK DAVASI. Journal of Istanbul University Law Faculty, PROF. DR. FEVZİ ŞAHLANAN’A ARMAĞAN SAYISI, 83-137. Retrieved from: <https://dergipark.org.tr/tr/pub/iuhfm/issue/29863/321860> (E.T. 04.05.2023)
  • Korkmaz, A. E. “İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava”. Ankara Barosu Dergisi, (2016), (E.T. 05.05.2023).
  • Uğur, A. (2014). Belirsiz Alacak Davası (Hmk M. 107) ve Temel İşçilik Alacakları Bakımından İncelenmesi. FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 0 (3), 323-340. DOI: 10.16947/fsmiad.61782 (E.T. 05.05.2023).
  • Karakimseli, A. (2016). İŞÇİ ALACAKLARI BAKIMINDAN BELİRSİZ ALACAK DAVASI UYGULAMASI. Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 11 (1), 199-227. Retrieved from: <https://dergipark.org.tr/tr/pub/eruhfd/issue/35553/394703> (E.T. 04.05.2023).

Referanslar

  • [1] Alp, M. & Çelebi, D. (2016). İŞ YARGILAMASINDA BELİRSİZ ALACAK DAVASI. Journal of Istanbul University Law Faculty, PROF. DR. FEVZİ ŞAHLANAN’A ARMAĞAN SAYISI, 83-137. Retrieved from: <https://dergipark.org.tr/tr/pub/iuhfm/issue/29863/321860> (E.T. 04.05.2023).
  • [2] Korkmaz, A. E. “İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava”. Ankara Barosu Dergisi, (2016), (E.T. 05.05.2023).
  • [3] Korkmaz, A. E. “İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava”. Ankara Barosu Dergisi, (2016 ).
  • [4] Uğur, A. (2014). Belirsiz Alacak Davası (Hmk M. 107) ve Temel İşçilik Alacakları Bakımından İncelenmesi . FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 0 (3), 323-340. DOI: 10.16947/fsmiad.61782 (E.T. 05.05.2023).
  • [5] Korkmaz, A. E. “İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava”. Ankara Barosu Dergisi, (2016 ), (E.T. 05.05.2023).
  • [6] Korkmaz, A. E. “İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava”. Ankara Barosu Dergisi, (2016 ), (E.T. 05.05.2023).
  • [7] Karakimseli, A. (2016). İŞÇİ ALACAKLARI BAKIMINDAN BELİRSİZ ALACAK DAVASI UYGULAMASI. Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 11 (1), 199-227. Retrieved from: <https://dergipark.org.tr/tr/pub/eruhfd/issue/35553/394703> (E.T. 04.05.2023).
  • [8] Karakimseli, A. (2016). İŞÇİ ALACAKLARI BAKIMINDAN BELİRSİZ ALACAK DAVASI UYGULAMASI. Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 11 (1), 199-227. Retrieved from: <https://dergipark.org.tr/tr/pub/eruhfd/issue/35553/394703> (E.T. 04.05.2023).
  • [9] Karakimseli, A. (2016). İŞÇİ ALACAKLARI BAKIMINDAN BELİRSİZ ALACAK DAVASI UYGULAMASI . Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 11 (1), 199-227. Retrieved from: <https://dergipark.org.tr/tr/pub/eruhfd/issue/35553/394703> (E.T. 04.05.2023).
  • [10] Uğur, A. (2014). Belirsiz Alacak Davası (Hmk M. 107) ve Temel İşçilik Alacakları Bakımından İncelenmesi . FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 0 (3), 323-340. DOI: 10.16947/fsmiad.61782 (E.T. 05.05.2023).
  • [11] Korkmaz, A. E. “İş Hukukunda Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava”. Ankara Barosu Dergisi, (2016 ), (E.T. 05.05.2023).
  • [12] Uğur, A. (2014). Belirsiz Alacak Davası (Hmk M. 107) ve Temel İşçilik Alacakları Bakımından İncelenmesi . FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 0 (3), 323-340. DOI: 10.16947/fsmiad.61782 (E.T. 05.05.2023)