HUKUK & DANIŞMANLIK
İşçinin Rekabet Etmeme Borcu ve Rekabet Yasağının Sınırları
MGC Legal ekibinin kaleme aldığı işbu “İşçinin Rekabet Etmeme Borcu ve Rekabet Yasağının Sınırları” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız.
İşçinin Rekabet Etmeme Borcu Nedir? Ve Rekabet Yasağının Sınırları Nelerdir?
İş sözleşmesi ile sözleşmenin tarafları olan işçi ve işverene birtakım sorumluluklar yüklenmektedir. Bunlardan biri de işçinin işverene karşı üstlendiği rekabet etmeme borcudur.
İş sözleşmesinden doğan sadakat borcunun bir gereği olarak karşımıza çıkan rekabet etmeme borcu, sözleşmede öngörülmediği veyahut da başkaca bir sözleşme ile düzenlenip imza altına alınmadığı takdirde iş sözleşmesinin sona ermesiyle beraber sona erecektir.
İşçiye iş sözleşmesi süresince yüklenen rekabet etmeme borcu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra da işçiye borç olarak yüklenebilmektedir. Bu da ancak iş sözleşmesi içerisinde kanuni düzenlemelere uygun olarak rekabet etmeme borcunun hüküm altına alınması veya ayrıca bir sözleşme düzenlenip imzalanmasıyla mümkün olabilmektedir.
Rekabet Etmeme Borcunun Kanuni Dayanağı Nedir?
Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi rekabet etmeme borcunun temelini sadakat yükümlülüğü oluşturmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) madde 396 hükmünde düzenlenen bu yükümlülüğün temelini ise Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) madde 2 hükmünde düzenlenen “dürüstlük kuralı” oluşturmaktadır.
İşçinin Borçları Nelerdir?
Bu kısımda işçinin borçlarından bahsedeceğiz.
İşçinin Özen ve Sadakat Borcu
MADDE 396 – İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır.
İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.
İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.
Rekabet Yasağı ise özel olarak Türk Borçlar Kanunu’nun madde 444-447 hükümleri arasında düzenlenmiştir. Madde 44’te rekabet yasağının koşulları, 445’te sınırlandırılması, 446’da aykırı davranışların sonuçları, 447’de ise sona ermesi düzenlenmiştir.
Madde 444/2’de, “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” Denmektedir.
Yani öncelikle iş sözleşmesiyle işçiye müşteri çevresi, üretim sırları, işverenin yaptığı işler bakımından bilgi edinme imkanı sağlanıyor olmalıdır ve bu bilgilerin kullanılması ihtimalinde işverenin önemli bir zarara uğrayacak olması gerekmektedir. “Satış yöneticisi” pozisyonundaki bir işçinin bu ticari sırların bir kısmına dahi olsa erişebileceği açıktır.
Madde 445 hükmünde ise rekabet yasağının sınırlarından bahsedilmektedir. Rekabet yasağının işçinin gelecekteki çalışma hayatını engelleyecek şekilde geniş kapsamlı olmasını kanun hükümleri engellemektedir. Yani, işçinin ekonomik geleceği tehlikeye düşürülmemelidir.
Hüküm; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.”, şeklinde sınırlandırma getirmektedir. Burada rekabet yasağının ölçülü olması gözetilmektedir.
Herhangi bir yer ve zaman şeklindeki sınırlamalar veyahut da işçinin ekonomik koşullarını zorlayıcı şekilde getirilen koşullar mevcut olduğu takdirde rekabet sözleşmesi veya iş sözleşmesinde yer alan rekabet hükmü geçerliliğini yitirecektir.
İşçinin mesleğini icra etme imkanının elinden alınmaması önem arz etmektedir. Yasağın, konu ve yer bakımından sınırlarının açık bir biçimde belirlendiği sözleşmelerde, iş sözleşmesi sona erdikten sonra koşullarda yasağın sınırlarını daraltacak biçimde değişiklik meydana gelmişse, rekabet yasağı açısından işçinin lehine olarak yeni durum dikkate alınmalıdır.
Konu Bakımından Sınırlandırma
Rekabet yasağı, işverenin tüm faaliyet alanı ile değil, işçinin işletmede yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili, somut göreviyle sınırlı kalmalıdır. Yasak, işçinin içerisinde bulunduğu veya rekabet yasağını haklı kılacak bilgileri öğrendiği konularla sınırlı kalmalıdır.
Yer Bakımından Sınırlandırma
Kanunda yer bakımından sınırlamaya özel olarak net çizgiler konulmamışsa da genel anlamda işçinin ekonomik koşullarını zorlayıcı ve işini icra etmesini engelleyici şartların konulamayacağı öngörülmüştür.
Yargıtay, Türkiye sınırları içinde rekabet etmeme yönündeki düzenlemeleri geçerli kabul etmemekte, il sınırları ya da belli bir bölge ile sınırlandırmayı işin niteliğine uygun görmektedir.
Yani, Türkiye’de bir bölge ile sınırlanması mümkün olmakla beraber, bu sınırlandırmada işin niteliğine de bakılmaktadır. Şöyle ki, Marmara veya Trakya veyahut da herhangi bir il belirtilerek sınırlandırma yapılabilmekle beraber bu sınırlandırmanın geçerliliği işin niteliğine bağlıdır.
Ancak şunu da belirtmemiz gerekir ki bazı koşullarda örneğin işçinin global olarak çalışma imkanı bulunmaktaysa bu takdirde Türkiye ile sınırlandırılmasının da mümkün olabileceği öngörülmekle beraber yine de bu sınırlamanın çoğunlukla ölçülü olmadığı değerlendirilmektedir. Burada işverenin korunmakta menfaati bulunan alanın sınırlarının aşılmaması gözetilmektedir.
Yargıtay, belirli bir bölge diyerek Türkiye’nin iki bölgesiyle sınırlamayı ölçülü bulmadığını örtülü bir şekilde ifade etmektedir. Bu takdirde iki coğrafi bölge yer bakımından getirilen sınırlandırmanın rekabet sözleşmesinin veyahut da hükmünün geçerliliğini zedeleyeceği, ortadan kaldırabileceği açıktır. Bu da yargılamada, işverenin elinde hiçbir savunma enstrümanı kalmamasına yol açabilecek bir durum olup, işçi lehine yorum görüşünü güçlendirecek bir haldir.
“…Yine, il sınırları ya da belli bir bölge ile sınırlandırma işin niteliğine göre yerinde görülebilir.” Yargıtay 9. HD. 2008/24493 E., 2010/10480 K., 15.4.2010 T.
Yargıtay “işin niteliğine göre yerinde görülebilir.”, ifadesiyle kavramı ucu açık bırakmıştır ki bu da birden fazla bölge ile sınırlandırmanın risk teşkil ettiğini göstermekte ve ölçülü bulunmayarak rekabet hükmünün geçersiz kabul edilme ihtimali olduğunu da ortaya koymaktadır.
Zaman Bakımından Sınırlama
Burada yer bakımından sınırlamayla beraber süre bakımından getirilen sınırlama da önem arz etmektedir. Yargıtay bu iki koşulu birlikte değerlendirmektedir. Şirketin faaliyet gösterdiği alanın sınırlarını Türkiye dahilinde oldukça geniş olduğu halde süre ile kısıtlamanın, geniş bir bölge ile kısıtlamayla beraber makul ölçülerde değerlendirildiğinde (örnek bir Yargıtay kararında “1 Ay” uygun değerlendirilmiştir) bölge sınırlamasını geniş tutulması hukuka aykırı bulunmamıştır.
Madde 445/1 hükmü uyarınca, süre bakımından rekabet yasağı 2 yılı aşamayacaktır.
Hakimin Rekabet Yasağı Sözleşmesine Müdahalesi
Madde 445/2 hükmü uyarınca, “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” Hakime re’sen değerlendirme yetkisi tanınmıştır. Yani hakim hakkaniyete aykırı bulduğu koşulları sınırlayabilecektir.
Yargılama bakımından açıklamamız gerekirse, hakim süre bakımından rekabet yasağı sözleşmesini uygun görmekle beraber yer bakımından sınırlandırmanın ölçülü olmadığı durumda kendisi sınırları belirleyebilecektir ki kanun hakime re’sen değerlendirme yetkisi tanımaktadır.
Rekabet Yasağına Aykırılığın Sonuçları Nelerdir?
Madde 446 hükmü uyarınca rekabet yasağına aykırı davranan işçi, işverenin uğradığı tüm zararları gidermekle yükümlüdür.
Rekabet yasağı bir ceza koşuluna bağlandıysa şayet bu takdirde işçi bu cezai şartı ödeyerek sorumluluktan kurtulacak olmakla beraber cezai şartı aşan bir zarar doğmuşsa işçi kanun gereği bu zararı da gidermek durumundadır.
Madde 446/2 hükmü cezai şart ödemesinin dışında işverene menfaatin önemine göre; yasağa aykırı davranışa son verilmesini talep hakkı da tanımaktadır.
Rekabet Yasağının Sona Ermesi
Madde 447’de düzenlendiği haliyle rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Bununla birlikte işverenin haklı nedene dayanmaksızın iş akdini feshettiği veyahut da işçinin işverene yükleyebileceği bir sebeple iş akdini feshettiği durumda da rekabet yasağı son bulacaktır. En nihayetinde rekabet yasağı için getirilen sürenin sona ermesiyle de rekabet etmeme borcu sona erecektir.
Neticeten, rekabet sözleşmesinin sınırlandırılması bakımından belirtmemiz gerekir ki kanuni düzenlemeyle zaman bakımından sınırlandırma net bir biçimde belirtilmişse de yer bakımından sınırlandırmada Yargıtay kararları yol göstermektedir.
Yargıtay’ın her ne kadar bazı durumlarda, örneğin rekabet yasağının süresinin kısa tutulduğu durumda, bölge bakımından sınırlandırmanın geniş olmasını hukuka aykırı bulmadığı görülmekteyse de bölge bakımından geniş bir alanla sınırlandırma yapılmasının hukuka aykırı bulunduğu kararlar da olduğu değerlendirildiğinde, mahkemeler tarafından olay özelinde değerlendirme yapılarak karar verildiği açıktır.
Bölge sınırlandırmasında işletmenin menfaatlerini gözetmekle beraber aşırıya kaçacak şekilde, işçinin mesleğini icrasını engelleyecek ölçüde bir sınırlama konulmaması gerektiğini değerlendirdiğimizi ve Türkiye içerisindeki sınırlamada bir bölgeyle sınırlı kalınmasını, buna ek bir sınırlama yapılmak istendiği ihtimalde en azından şirket menfaatleri bakımından risk teşkil edecek bir şehrin eklenmesinin işveren tarafın yargılamada elinin güçlü olması açısından önem arz edecektir.
Kaynakça
- Türk İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmesi – Nuray Kovancı, <https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/981477>
- Rekabet Yasağı Sözleşmeleri – Muhammed Sulu, <https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/274365>
- Çalışan Rekabet Yasağı Kaydının Değerlendirilmesi– Selen Aydın, <https://startuphukuku.com/calisan-rekabet-yasagi-kaydinin-degerlendirilmesi/>
- İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerlilik Koşulları – Dr. A. Eda Manav, <http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2010-87-613>
- Çalışanın İşverene Karşı Rekabet Yasağı — Av. Hasan Erdem, <https://hrdergi.com/calisanin-isverene-karsi-rekabet-yasagi>
- Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Taşıması Gereken Şartlar ve Bunun Geçerliliği Meselesi — Prof. Dr. M. Fatih Uşan.