[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

İşe İade Davası Derdest İken İşçilik Alacakları Davasının Açılmasının Sonuçları

Yazar: NARİN İPEKYÜZ
İşe İade Davası Derdest İken İşçilik Alacakları Davasının Açılmasının Sonuçları

MGC Legal ekibinin hazırladığı işbu “İşe İade Davası Derdest İken İşçilik Alacakları Davasının Açılmasının Sonuçları” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız.

İşe İade Davası Derdest İken İşçilik Alacakları Davasının Açılmasının Sonuçları Nelerdir?

İşe iade davası, işveren tarafından iş sözleşmesi haksız olarak feshedilen işçinin, sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespitini ve haksız fesih nedeniyle işe başlatılmasını, işe başlatılmaması durumunda ise tazminata karar verilmesini talep ettiği davadır.

İşe İade Davası ile Diğer Bir Hukuk Davasının Birlikte Açılmasının Sonucu

Bilindiği üzere uygulamada işe iade davası ve işçilik alacaklarına ilişkin dava birlikte açılmamaktadır. Bu durumun Yargıtay’ın birlikte ileri sürülen bu taleplerin ayrı iki dava olarak görülmesi gerektiği ve bu davaların birleştirilmemesi yönündeki içtihatlarından kaynaklanmaktadır.

Yargıtay’ın, bu davaların ayrılmasına gerekçe olarak gösterdiği sebeplerden biri, işe iade davasında feshin geçerli olup olmadığı tespit edildiğinden bu davanın tespit davası niteliğinde bir dava olması, işçilik alacaklarının ödenmesi davasının ise eda davası niteliğinde bir dava olmasıdır.

Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 02.10.2014 tarih 2014/11696 Esas, 2014/29009 Karar sayılı kararında;

Mahkemece davacının yıllık izin alacağı talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiş ve işe iade ve ikramiye, yemek ve giyim yardımı gibi özlük hakları ile ilgili talepler yönünden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuşsa da iş güvencesine dair ve tespit niteliğindeki işe iade davası ile iş akdinden kaynaklanan ve eda davası niteliğindeki alacak davaları birlikte görülemeyeceğinden davacının ikramiye, yemek ve giyim yardımı gibi özlük hakları ile ilgili talepleri hakkında da tefrik kararı verilerek sadece işe iade konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken her iki talep hakkında karar verilmesi hatalıdır.” Şeklindedir.

İşe İade Davası Derdest İken İşçilik Alacakları Davasının Açılmasının Sonucu

Yukarıda işaret edilen Yargıtay kararından da görülebileceği üzere işe iade davası neticelenmeden işçilik alacaklarına ilişkin işe iade davası kapsamında ya da bu davadan ayrı olarak ikame edilmiş olsa dahi feshe bağlı alacaklar yönünden talepte bulunulabilmesi mümkün değildir.

Bu noktada belirtilmelidir ki bilindiği üzere feshe bağlı alacaklar kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ayrımcılık tazminatı ve yıllık izin ücreti olup bu alacaklar, feshin geçersizliğinin tespitinin istendiği işe iade davası ile birlikte ya da bu dava derdest iken başka bir dava kapsamında talep edilemeyecektir.

Bu durum neticelenmemiş bir işe iade davası sebebiyle henüz ortada geçerli bir feshin bulunup bulunmadığının doğal bir sonucudur. Çünkü kıdem ve ihbar tazminatı ancak iş akdinin sona ermesine bağlı olmak ile birlikte işçiye kullandırılmayan yıllık ücretli izin hakları da ancak iş akdinin sona ermesi ile ücret alacağına dönüşecektir.

Nitekim bu husus Yüksek Mahkemenin 21.01.2020 tarihli kararında;

…işe iade davası derdest iken iş akdi askıda olup henüz fesih gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla feshin askıda olduğu bu dönem içerisinde feshe bağlı haklar dava ve talep konusu edilemez. Açıklandığı üzere 26.06.2014 tarihinde açılan bu davada feshe bağlı haklar olan kıdem, ihbar ve yıllık izin taleplerine ilişkin davanın erken açılması nedeniyle usulden reddi gerekirken,…” denilmek suretiyle ifade edilmiştir. (Yargıtay 9. HD 2016/11969 E., 2020/816 K.)

Ne var ki Yargıtay’ın son zamanlarda verdiği kararlar feshin geçersizliğinin tespiti isteminin yargılaması devam ederken erken açılan işçilik alacağı davasının usulden reddi gerektiğine işaret etse de aksi yönde yargı kararları bulunduğu da unutulmamalıdır.

Gerçekten de, kimi mahkeme kararlarında yukarıda işaret ettiğimiz hususun aksine işe iade davası ile birlikte ya da bu dava sırasında feshe bağlı alacaklar talep edilse de alacak davasının usulden reddedilmemesi gerektiği; sorunun feshin geçersizliği davasının kesinleşmesini bekletici mesele yapılarak çözümlenmesi gerektiğine işaret edilmektedir.

Kaldı ki bu görüş farklılığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin farklı kararlarında dahi kendisini göstermektedir. Nitekim aşağıda belirtilen karar bu durumun somut bir göstergesidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 02.06.2021 Tarih ve 2021/5567 E., 2021/9808 K. Sayılı kararında;

İşçi feshin geçersizliği isteminde bulunduğu davadan başka, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı istemi ile bir dava da açmış bulunabilir. Bu durumda, feshin geçersizliğine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalıdır. Neticeye göre, işe iade davası reddedilmiş ve red kararı kesinleşmiş ise fesih mahkeme kararının sonuca göre haklı ya da geçerli hale geleceğinden alacak davasına devam edilmelidir.” demek suretiyle bu hususa açıkça işaret etmiştir.

Keza Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.10.2014 T. ve 2012/39228 E, 2014/31208 K. Sayılı kararı da aynı doğrultudadır.

Taraflar arasında derdest işe iade davası olup bu davanın sonucunun beklenilmesi gerekirken, mahkemece yerinde ve yasal olmayan gerekçe ile işe iade davası sonucu beklenilmeden, feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bizim de katıldığımız görüş uyarınca; Yargıtayın son zamanlarda işlerlik kazanmış uygulaması yerinde olup işe iade davası ile birlikte ya da bu dava derdest iken işçilik alacaklarına yönelik talepte bulunulması mümkün olmamalıdır. Çünkü ortada feshin geçerliliği ya da geçersizliğine ilişkin henüz yapılmış bir tespit bulunmamaktadır.

Bu doğrultuda geçersiz feshin sonuçları da uygulama alanı bulamayacaktır. Şu durumda sadece işçinin, işverenin bildirdiği çıkış kodu uyarınca işsizlik sigortasından yararlanıp yararlanamayacağı hususu gündeme gelecektir ki bu durum da kanuni bir düzenlenme ile çözüme kavuşturulmalıdır.