[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

Anayasa Mahkemesi’nin Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkına İlişkin Kararı T.C. Resmî Gazete’de Yayımlandı

Yazar: MGC LEGAL
Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkıyla Bağlantılı AYM Kararı

Anayasa Mahkemesi’nin 2018/6161 Başvuru Numaralı ve 20.12.2022 Tarihli T.C. Resmî Gazete’de Yayımlanan Kararı ile, Anayasa Mahkemesi, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Başvuruya konu kararda; başvurucunun talep ettiği ve adına kayıtlı telefon hattına ait internet verileri, log kayıtları, telefonunun IMEI bilgileri, Hotspot (açık Wi-Fi noktası) kullandığı tarihe ilişkin bilgilerin belirli bir gerçek kişi hakkındaki bilgi kapsamında olduğu, bu bilgilere erişmenin, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etmenin ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmenin özel hayata saygı hakkı kapsamında, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Başvurucunun cep telefonu üzerinden internet kullandığında aynı, ortak, tek IP numarası alan başka abonelere ait telefon numaralan ile log kayıtlarına ilişkin bilgiler de bu kişiler yönünden belirli bir gerçek kişi hakkındaki bilgi kapsamında olup, bu bilgilere erişilememesi özel hayata saygı hakkı kapsamında, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiaları çerçevesinde ele alınmıştır ve başvuru Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

Kararda; özel hayatın korunması kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden de devletin pozitif yükümlülüğü bulunduğu ve yetki alanında bulunan tüm bireyleri gerek kamusal makamların ve diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunduğu ifade edilmiştir. Bu doğrultuda, kişilerin maddi ve manevi varlıklarının korunmasını ve devam eden müdahalelerin durdurulmasını sağlayabilmelidir. Müdahalenin kaynağı olan işlemler, eylemler veya ihmaller konusunda kişilere etkili bir karşı çıkma ve oluşan zararların tazmin edilebilmesi için telafi etme imkanı tanınması gerektiği belirtilerek; bu imkanın ise ancak etkili bir başvuru yolu ile mümkün olacağı belirtilmiştir.

Kararda; kişisel verilerin korunması hakkına yönelik eylemler ya da ihmaller konusunda muhataplarınca dava açılması, itirazlarda bulunulması ve hukuka aykırılıkların tespit edilerek kaldırılması konusunda etkin bir hukuk yolunun varlığının önemi vurgulanmıştır. Bu yolun işlevsel kılınması gerektiği belirtilerek etkili başvuru hakkının ancak bu şekilde sağlanabileceği ifade edilmiştir.

Başvuruya konu olayda; davayı inceleyen mahkemelerin çok dar bir yorumla söz konusu talepleri bir hak ya da hukuki ilişkiden ziyade, maddi verilere ilişkin bulduğu ve tüketici mahkemesi nezdinde güncel bir yararın bulunmadığından menfaat şartı yokluğu nedeniyle davanın esasına girilmeyerek davanın reddedilmesini etkili başvuru hakkını ihlal edecek nitelikte bulunmuştur.

Mahkemelerin dar yorumunun, başvurucunun kişisel verilerine erişiminin engellediği, nitekim başvurucunun bu verilere erişme yönündeki talebi reddedildiği için bu davayı açtığı, kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme ve bu verilere erişme hakkı Anayasa ve ikincil mevzuat ile güvence altına alındığı ve kişisel verilerin şeffaflığı ilkesi de bu güvencelerin sağlanmasını gerektirmektedir.

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun anayasal güvencelerden yararlanabilmesini sağlayabilecek nitelikteki davada, uyuşmazlığın esasının incelenmemesinin teorik olarak mevcut olan etkili hukuk yolunun uygulamada işlevsiz kalmasına yol açtığını belirterek etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.


Diğer T.C. Resmî Gazete Yayınlarını okumak için tıklayınız.