HUKUK & DANIŞMANLIK
Orman Yangınına Neden Olma Suçu ve Cezası Nedir?
MGC Legal ekibinin kaleme aldığı işbu “Orman Yangınına Neden Olma Suçu ve Cezası Nedir?” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız.
Türkiye’de 2020 yılında 20.000 hektardan daha fazla alan orman yangınlarından zarar görmüştür.[1] Yaşadığımız coğrafyada orman yangınları doğal olarak çıkabildiği gibi insan eliyle de ormanlarımız yakılmaktadır. Ülkemizde orman varlığımızı tehdit eden orman yangınlarına sebebiyet vermek detaylı açıklanacağı üzere Orman Kanunu ve sair mevzuat ile yaptırım altına alınmıştır.
Orman Yangını Nedir?
Orman yangını, serbest yayılma eğiliminde olan ve ormanda yaşama birliği içinde bulunan canlı ve cansız bütün varlıkları yakarak yok eden ateş olarak tanımlanmaktadır.[2]
Orman Yangını Neden ve Nasıl Olur?
Türkiye’de 2007 ile 2018 yıları arasındaki on yıllık periyotta çıkan ve nedeni belirlenebilen orman yangınlarının %88’i insan kaynaklıdır. Özellikle ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklanan anız, çöplük, sigara ve çoban ateşi yangın nedenlerinin başlıcalarıdır.[3]
Bunların yanında doğal olarak çıkan orman yangınları da görülmektedir. Doğal olarak çıkan orman yangınlarının sebepleri yıldırım, volkanik faaliyetler ve gaz emisyonu olarak sayılabilir.[4]
Orman Kanunu’na Göre Neler Orman Sayılır?
Orman Kanunu’na göre;
- Sazlıklar,
- Step nebatlariyle örtülü yerler,
- Dikenlikler,
- Parklar,
- Mezarlıklardaki ağaç ve ağaçlıklarla örtülü yerler,
- Sahipli arazide bulunan ve civarındaki ormanlarda tabii olarak yetişmeyen ağaç ve ağaççık türlerinin bulunduğu yerler,
- Özel mülkiyette bulunan ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerler,
- Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazilerde tabii olarak yetişen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler,
- Özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan her tür meyveli ağaç ve ağaççıklar,
- Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, özel kanunu gereğince Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş ve imar, ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 9/7/1956 tarih ve 6777 sayılı Kanunda tasrih edilen yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar,
- Funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler,
- Orman sınırları dışında olup sahipli arazilerde ekim ve dikim yolu ile yetiştirilen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler hariç tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır.
Yargıtay ise orman kavramını geniş yorumlamakta, orman sınırları dışında kalmakla beraber sonradan orman bitki örtüsünün oluştuğu yerlerin bilimsel ve teknik özellikleri ile orman sayılması gerektiğini ifade etmektedir.
Bu nedenle de ormana işlevsel açıdan yaklaşarak, orman idare hukukuna göre orman sayılmayan bir alanın işlevsel olarak orman özelliklerini bünyesinde barındırması halinde ceza hukuku bakımından orman olarak kabul edileceğini ifade etmektedir.[5]
Davalarda yanan alanın orman olup olmadığı detaylı araştırmalar sonucunda belirlenebilmektedir. Bu husus bir Yargıtay kararında;
“Davanın dayanağını oluşturan suç tutanağında suçun işlendiği alanda üç farklı noktada yangın çıktığının yanan alanlardan ikisinin milli park sınırları içinde diğer noktanın ise ziraat alanı sınırları içinde yer aldığının tespiti karşısında suçun sübutu ve yanan alanın niteliğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından suça konu yerde alanında uzman orman ve harita mühendisi bilirkişiler ile keşif yapılarak suça konu yerin orman olup olmadığının net olarak tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi(…)”[6] şeklinde belirtilmiştir.
Sayıştay da bu durumu onaylamaktadır;
“Ormanlarımızın hukuki sınırlarının tespitine yönelik kadastro çalışmalarının tamamlanmamış, tamamlanan çalışmaların önemli bir kısmının da tapu tescilinin yapılmamış olması ormancılık faaliyetleri ve koruma çalışmalarını olumsuz etkilemektedir.”[7]
Orman Yakma Suçu Nedir?
Orman yakma suçu iki alt başlıkta sınıflandırılabilir. Bunlar; taksirle orman yakma suçu ve kasten orman yakma suçudur.
Taksirle Orman Yakma Suçu Nedir?
Orman Kanunu 110/2’de; “Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmedilmiştir.
Kanun koyucu söz konusu hükmü sevk ederken özen yükümlülüğüne aykırı davranışları önleyerek insan faktörüne bağlı orman yangınlarını azaltmak istemiştir. Özen yükümlülüğüne aykırı hareketlere yaptırım getirilmesi doğrudan orman varlıklarımızı ve çevre haklarını dolaylı olarak da sağlık hakkını korumaktadır.
Orman Kanunu’nda söz edilen özen yükümlülüğü objektif özen yükümlülüğüdür. Özen yükümlülüğü, öngörülebilir bir hak ihlalinden kaçınabilmek için ilgili kişinin faaliyetleri sırasında kendisinden objektif olarak talep edilebilir tüm tedbirleri almasını ve gerekli dikkati göstermesini öngörmektedir.[8]
Taksirle orman yakma suçunda özen yükümlülüğüne aykırı davranışlar mercek görevi görerek yangın başlatabilecek cisimlerin kuru otlar arasında bırakılması, yakılan ateşlerin söndürülmeden alanın terk edilmesi, hala yanmakta olan sigara izmaritlerinin ormanlık alana atılması olarak sıralanabilir.
Her ateş orman yangını olarak sınıflandırılmamalıdır. Suçun tipiklik unsurunun oluşabilmesi için ateşin ormana zarar verebilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Bu suç tipinde hareket kanunda belirlenmemiştir. Özen yükümlülüğüne aykırı herhangi bir hareket orman yangını neticesini gerçekleştirmişse suç oluşmaktadır. Bu özelliğiyle Orman K. 110/2 serbest hareketli bir zarar suçudur. Herkes fail olabilirken mağdur toplumdur.
Orman K. 110/2 taksirle işlenebilen bir suçtur, orman yangını neticesini meydana getiren hareket kasıtla yapıldığı takdirde fiil 110/4 (kasten orman yakma) suçunu oluşturacaktır. Ceza hukukunda taksir sorumluluğunun istisna olmasına karşın kanun koyucu suçun taksirli haline de yaptırım getirmiştir.
Bunun sebebi orman varlığımızın taşıdığı hayati önemdir. Buna karşılık failin cezalandırılabilmesi için neticenin mutlaka öngörülebilir olmasının gerektiği de unutulmamalıdır. Kaza veya tesadüf eseri meydana gelen orman yangınları sonucunda failin kusurundan bahsedilemeyecektir.
Kasten Orman Yakma Suçu Nedir?
Orman Kanunu’nda belirtildiği üzere: “Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu maddede yazılı suçların işlenmesi sebebiyle, ölüm veya yaralanmanın meydana gelmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur.”
Taksirle orman yakma suçunda da olduğu gibi burada da korunan hukuki değer orman varlıklarımız, çevre ve sağlık hakkıdır. Fail herkes olabilirken mağdur toplumdur. Aynı şekilde başlatılan ateşin yangın boyutuna ulaşmış olması gerekmektedir. Türk Dil Kurumuna (TDK) göre yangın, zarara yol açan büyük ateş olarak tanımlanmaktadır.
Fail bu suçu kasten işlemiş olmalıdır yani gerçekleştirdiği hareketin orman yangınına sebep olacağını bilmeli ve orman yangınına sebep olmayı istemelidir.[9] Hareket tipte belirtilmediğinden taksirle orman yakma suçuyla paralel olarak serbest hareketli bir zarar suçudur.
Orman Yakma Suçunun Yargılaması Nasıl Yapılır?
Orman yakma suçlarında mağdur toplum olduğundan bu suçlar şikâyete bağlı değildir. Soruşturma re’sen (kendiliğinden) yapılmaktadır. Soruşturma sonucunda suçun oluşmadığına kanaat getirilirse kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir, ancak savcı suçun oluştuğuna kanaat getirirse iddianame hazırlayarak ceza davasını başlatır.
Ceza davasında sanık savunmasını verir, tanıklar ve müştekiler dinlenir, deliller incelenir. Ceza davası sonucunda sanık suçlu bulunursa mahkumiyet kararı verilir. Sanığın suçlu olduğu makul şüpheye yer olmadan kanıtlanamazsa beraat kararı verilir.
Orman Yakma Suçunun Affı Var Mıdır?
Orman yakma suçu hukukumuzda af çıkartılamayacak tek suçtur. Anayasa’da: “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” ifadesiyle kanun koyucunun ormanlar varlığımıza verdiği önemin altı çizilmiştir.
Taksirle Orman Yakma Suçunda Zarar Azlığı
Orman Kanunu’nda zarar azlığı hafifletici sebep olarak belirlenmiştir: “Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak failin yangının söndürülmesine ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çabaları veya meydana gelen zararın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilir.”
Zararın belirlenme yntemi ise yangın sonucu tamamen yanan ağaç ve ağaççıkların değeri, kısmen yanan ağaç ve ağaççıkların değerinde meydana gelen azalma, alt tabaka orman örtüsünün yanması nedeniyle oluşan zarar ve toprağın humuslu tabakasının yanması nedeniyle meydana gelen verim kaybı dikkate alınmaktadır.
Orman Yangınına Sebep Olma Suçunda Beraat
Beraat kararı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 223/2’ye göre;
a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde verilir.
Somut olayda yukarıda sıralanan hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda orman yangınına sebep olma suçunda beraat kararı verilecektir.
Orman Yangını Neticesinde İnsan Ölmesi Durumu
Orman Kanunu’nda: “Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (…) Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (…) Bu maddede yazılı suçların işlenmesi sebebiyle, ölüm veya yaralanmanın meydana gelmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur.” hükmüyle gerçek içtimanın uygulanacağı belirtilmiştir.
Gerçek içtima failin aynı hareketle işlediği birden fazla suçtan ayrı ayrı cezalandırılması anlamına gelmektedir. Eğer fail orman yakarak hem Orman K. 110’daki hem de Türk Ceza Kanunu (TCK) 81/85’teki suçları işlemişse her ikisinden de cezaya çarptırılacaktır.
Anız ve Benzeri Bitki Örtüsü Yakılması
Anız yakılması ülkemizde her ne kadar yaygın bir uygulama olsa da aslında doğaya zararlıdır. Zararları şu şekilde sıralanabilir;
- Topraktaki faydalı canlıların ve organik maddenin yanarak yok olması,
- Toprağın veriminin düşmesi,
- Su ve rüzgar erozyonunu arttırması, toprağın değerli üst katmanının taşınması,
- Zararlı böceklerin ve buna bağlı hastalıkların çoğalması.[10]
Bu gibi zararları önlemek için kanun koyucu anız yakılmasına çeşitli yaptırımlar getirmiştir. Çevre Kanunu’na göre: “(…) anız yakanlara her dekar için 109,49 TL idarî para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır.”
Orman Kanunu’na göre: “Ormanlara dört kilometre mesafede veya (…) köyler hudutları içinde anız veya benzeri bitki örtüsü yakmak yasaktır.”, “(…) belirtilen fiilleri işleyenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur.”
Orman Yakma Suçlarında Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?
Hukuk sistemimizde Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevleri dışlama yöntemiyle belirlenmiştir. Ağır Ceza Mahkemeleri veya özel bir düzenleme ile başka bir mahkeme görevlendirilmemişse yetkili ceza mahkemesi Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Orman yakma suçunda da görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yerde bulunan Asliye Ceza Mahkemesidir.
Orman Yakma Suçu Hakkında Yargıtay Kararları
> Davanın dayanağını oluşturan 6831 Sayılı Kanun’un 82. maddesi gereğince aksi sabit oluncaya kadar geçerli bulunan suç tutanağı ve mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen orman mühendisi bilirkişi raporu ile, yangının örtü yangını şeklinde seyrettiğinin ve yangından dolayı herhangi bir ağacın hayatiyetini kaybetmediği tespit edilmiş olup, 6831 Sayılı Kanun’un 110 /3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerektiğine göre; ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masrafları da dahil edilerek oluşan zararın sanık tarafından giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi (…).[11]
> Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, yangının tavuk çiftliğinin güney bitişiğindeki bekçi kulübesinin güneyinde köz ve kül dökülen yerden başladığı, sıcak kül döküntüsünün civardaki kuru otları tutuşturması sonucu kuzey yönünde estiği belirtilen rüzgarın etkisiyle çiftliğin kuzeyinde bulunan ormana ulaştığı, yangının başladığı yerle yanan orman sahası arasında 15-20 mt. mesafe olup arada çiftliğin bulunduğu belirtilmesine karşılık Olay Yeri Tespit Tutanağında, yanan bölge içinde yerlerde cam bira şişeleri ve kırıkları olduğunun, yangının bir ucunun çiftliğin bir iki metre yakınına kadar uzandığının, sanığın yakmış olduğu ateşin küllerini yanan bölgeden uzak yol kenarına döküp o bölgedeki ağaçların zarar gördüğünün, sanığın aynı şekilde yanan bölgeye yakın bir yere kül dökebileceğinin ve bu küllerin yangına sebebiyet verebileceğinin değerlendirildiğinin belirtilmesine; 05.09.2011 tarihli olay yeri inceleme raporunun eki krokiden sanığın kül döktüğü alan ile yanan orman alanı arasında yol ve çiftliğin yer alıp yangının yolu ve çiftliği aşarak orman alanına ne şekilde sirayet ettiği hususunda bilirkişi raporunda açıklık bulunmamasına göre öncelikle olay tarihi itibariyle hava durumunun, rüzgarın esiş yönünün ilgili kurumdan tespit edilip mahallinde farklı bilirkişiler vasıtasıyla yeniden keşif yapılarak bilirkişi raporu ile tespit tutanakları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, yangının başlangıç noktasının sanık tarafından dökülen köz ve küllerin bulunduğu alandan başlayıp başlamadığının; olay yerinde tespit edilen cam şişe ve kırıkların mevsim şartları itibariyle yangına sebep olup olamayacağının kesin bir şekilde tespit edilmesi; küllerin döküldüğü alanın orman alanı olup olmadığının belirlenmesi ile sanığın da imzasını taşıyıp zabıt mümziilerince doğrulanan 05.09.2011 tarih 2778 nolu Suç Tutanağında sanığın külleri kendisinin döktüğünü beyan ettiği de dikkate alınarak sonucuna göre bir hüküm tesisi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi (…).[12]
Kaynakça
- ARTUK, Mehmet Emin, GÖKCEN, Ahmet, ŞAHİN, Mehmet Emin, ÇAKIR- Kerim, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2020, Adalet Yayınevi, Ankara.
- Aygörmez, G., 2021, Orman Yakma Suçları. İstanbul Gedik Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı.
- Bayındır, S. (2016). Orman Suçları. İstanbul: Legal Yayıncılık.
- EFFIS. (2020). EFFIS, Forest Fires in Europe, Middle East and North Africa.
- Kilis İl Tarım ve Orman Müdürlüğü. (2022). Anız Yakma Yasağı. <https://kilis.tarimorman.gov.tr/Duyuru/196/Aniz-Yakma-Yasagi> adresinden alındı
- Orman Genel Müdürlüğü. Orman ve Kırsal Alan Yangınlarına Müdahale Modülü.
- Sayıştay Dergisi. Ormanların Korunması Hakkında Sayıştay Raporu,. 15.
- Tiryaki, B., (2008). Özen Yükümlülükleri İle Sözleşmeden Doğan Koruma Yükümlülüklerinin İspat Yükü Bakımından Karşılaştırılması.
- Türkiye Ormancılar Derneği, (2020). İtfaiyeciler İçin Orman Yangınları El Kitabı. Ankara: Kurban Matbaacılık Yayıncılık.
Referanslar
- [1] EFFIS, Forest Fires in Europe, Middle East and North Africa, (2020).
- [2] Bayındır, S. (2016). Orman Suçları. İstanbul: Legal Yayıncılık..
- [3] Türkiye Ormancılar Derneği. (2020). İtfaiyeciler İçin Orman Yangınları El Kitabı. Ankara: Kurban Matbaacılık Yayıncılık.
- [4] Orman Genel Müdürlüğü. Orman ve Kırsal Alan Yangınlarına Müdahale Modülü.
- [5] Aygörmez, G. (2021). Orman Yakma Suçları. İstanbul: İstanbul Gedik Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı.
- [6] 19. Ceza Dairesi, E. 2019 / 32410, K. 2019 / 15783, T. 17.12.2019.
- [7] Ormanların Korunması Hakkında Sayıştay Raporu, Sayıştay Dergisi, 15(54), 165-170.
- [8] Tiryaki, Betül, Özen Yükümlülükleri İle Sözleşmeden Doğan Koruma Yükümlülüklerinin İspat Yükü. Bakımından Karşılaştırılması, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi XII (2008 ): 267-279.
- [9] ARTUK, Mehmet Emin, GÖKCEN, Ahmet, ŞAHİN, Mehmet Emin, ÇAKIR- Kerim, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2020, Adalet Yayınevi, Ankara.
- [10] Kilis İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Anız Yakma Yasağı, 2022.
- [11] Yargıtay, 19. Ceza Dairesi, E. 2018 / 6636, K. 2019 / 10199, T. 27.06.2019.
- [12] Yargıtay, 3. Ceza Dairesi, E. 2013 / 31338, K. 2014 / 5268, T. 13.02.2014.