[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

Ticaret Hukuku Nedir?

Yazarlar: BERKAY KORKMAZ, HÜSEYİN TALHA ASLAN
Ticaret Hukuku Nedir?

Ticaret Hukuku, modern ekonomilerin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilir ve ticari faaliyetlerin yürütülmesinde önemli bir rol oynar. Bu hukuk dalı, işletmelerin kuruluşundan, faaliyetlerine, sözleşmelerine ve uyuşmazlıklarının çözümüne kadar geniş bir yelpazede konuları düzenlemektedir.

Ticaret Hukuku Ne Anlama Gelir?

Ticaret Hukuku, ticari faaliyetlerde bulunan bireyler ve işletmeler arasındaki ilişkileri ve uygulanacak kuralları düzenleyen geniş bir hukuk alanıdır. Bu alanda faaliyet gösteren aktörler, ticari etkinliklerini gerçekleştiren tacirler olarak adlandırılır. Türk Ticaret Kanunu (TTK, Kanun), 13.01.2011 tarihinde yürürlüğe girdikten sonra, ticari işletme ve tacir kavramları üzerine yoğunlaşarak yapılandırılmıştır.

Ticari işletmenin tanımı ve unsurları, TTK madde 11/1 madde kapsamında düzenlenmiştir:

Ticari işletme, esnaf işletmesi düzeyini aşan gelir elde etme amacını taşıyan ve sürekli, bağımsız bir şekilde faaliyet gösteren bir işletmedir.

Bir işletmenin ticari nitelik kazanabilmesi için, esnaf işletmesi düzeyinin üzerinde gelir elde etme hedefi olmalı, işletmenin sürekliliği ve bağımsızlığı bulunmalıdır. Eğer bir kişi başka bir işletmede çalışıyor veya başkasına destek sağlıyorsa ya da işletmeyi taciri adına yönetiyorsa, o kişi tacir kabul edilmez. Tacir kavramı, TTK madde 12/1 madde içeriğinde açıklanmaktadır. Buna göre, kendi adına ve kısmen dahi olsa ticari işletme işleten kişilere tacir denir.

Ticaret Hukuku

Ticaret Hukuku Nasıl Ortaya Çıktı?

Ticaret Hukuku, katı bir hukuk disiplini olmaktan ziyade, adet ve örfiyat hukukuna dayalı olarak evrim geçirmiştir. Ticaret ve tacirlerin (burjuvazinin) altın dönemlerinde, loncalar şeklinde örgütlenmiş, özelleşmiş gruplara özgü yeni bir hukuk alanı olarak zuhur etmiştir. Bu hukuk dalı, “tacirlerin hukuku” şeklinde de anılır.

20. yüzyılın başında ortaya çıkan modern anlayışa göre, ticari etkinlikler artık bireysel düzeyden çıkarak daha büyük hacimli ve küreselleşen bir yapıya bürünmüştür. Bu yapıda, “ticari işletme” kavramı çeşitli unsurların bir araya gelerek oluşturduğu bir organizasyon olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu nedenle, günümüz Türk Ticaret Kanunu ticari işletmeleri temel alarak düzenlenmiştir. Kanun’da yer alan “tacir“, “ticari iş“, “ticari hüküm” ve “ticari dava” gibi kavramların oluşum süreci, “ticari işletme” faktörüne bağlıdır.

Ticaret Hukuku Türleri Nelerdir?

Ticaret Hukuku, kanunumuzda altı ana kategoriye ayrılmıştır: Ticari İşletme Hukuku, Şirketler Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku, Taşıma Hukuku, Deniz Ticareti Hukuku ve Sigorta Hukuku.

Şirketler Hukuku, şirketlerle ilgilidir. Şirket, en az iki kişi tarafından, mal ve emekleri bir sözleşme ile birleştirerek oluşturulan bir ortaklık şeklidir. Türk Ticaret Kanunu’nda beş şirket türü tanımlanmıştır: kolektif, komandit, limited, kooperatif ve anonim şirketler. Şirketler Hukuku, bu tür şirketlerin kuruluşu, işleyişi ve sona erme süreçlerini düzenleyen hukuki kurallar bütünüdür. Şirketler Hukuku, TTK’nın 124 ile 644. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Kıymetli Evrak Hukuku, senede bağlı hakların düzenlendiği ve senetsiz olarak hak iddia edilemeyen veya devredilemeyen belgeleri ele alan bir hukuk dalıdır. Kıymetli evraklar, içerdikleri hakları temsil ederek kendilerine değer kazandıran belgelerdir.

Taşıma Hukuku, eşya ve yolcu taşıma faaliyetlerini düzenleyen bir hukuk alanıdır.

Deniz Ticareti Hukuku, deniz üzerinde gerçekleştirilen ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. Bu alanda, gemi, gemi sicili, gemi ipoteği, donatan, navlun sözleşmeleri, müşterek avarya, çatma, kurtarma ve yardım, gemi alacak hakları gibi başlıklar ele alınır.

Sigorta Hukuku, sigortacının, prim karşılığında, kişinin para ile değerlendirilebilir menfaatini tehlikeye karşı korumayı ve belirli rizikoların gerçekleşmesi durumunda tazmin etmeyi ya da bir ya da birden fazla kişinin hayat süreleriyle ilişkili olarak ya da hayatlarında meydana gelebilecek rizikolardan korunmayı ve zor durumda kalmamayı amaçlayan sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri inceleyen Ticaret Hukuku’nun bir alt dalıdır.

Ticaret Hukuku

Ticaret Hukuku Neden Gereklidir, Ne İşe Yarar?

Ticaret Hukuku, tüccarların ve işletmelerin haklarını yasal çerçevede koruyarak, alıcılar ve satıcılar arasında güvenli ve düzenli ticari ilişkilerin sürdürülmesine yardımcı olur. Ticaret Hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar, ticari uyuşmazlıkların ve anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynarlar. Globalleşen Dünya’da Ticaret Hukuku, uluslararası ticaret ilişkilerinde de etkili bir şekilde uygulanarak, sağlıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlar.

Ticaret Hukuku Uygulamaları Nasıl İşler?

Ticaret Hukuku, ticari faaliyetlere ve ticari işlemlere uygulanan yasal düzenlemeleri içerir. Ticaret Hukuku kapsamında, ticari işletme kavramı merkezi bir öneme sahiptir. Ticari iş, ticari hüküm, ticari dava ve ticari temsilci gibi kavramlar, ticari işletme temelinde ele alınarak tanımlanır.

Ticaret Kanunu’na göre, ticari işletme, sürekli ve bağımsız bir şekilde faaliyet gösteren ve esnaf işletmesi sınırını aşan gelir elde etmeyi amaçlayan işletmelerdir. Ticari işletmenin varlığı için dört temel unsur gereklidir: iktisadi faaliyet, devamlılık, bağımsızlık ve kapasite. Ticaret Hukuku, ticari ilişkilerde karşılaşılan sorunların çözümünde yardımcı olur ve ticari ilişkilerin hukuki düzlemde değerlendirilmesini sağlar.

Ticaret Hukuku, sadece ülke içindeki ticari faaliyetleri değil, küreselleşen Dünya’da uluslararası ticari ilişkileri de düzenler.

Ticaret Hukuku’nun Esasları ve İlkeleri Nelerdir?

Tarih boyunca, Ticaret Hukuku tacirlerin Özel Hukuku olarak gelişmiştir.

  • Subjektif sistemde, Ticaret Hukuku, ticari faaliyetleri yürüten kişilere, yani tüccarlara uygulanan özel kurallar bütünüdür.
  • Objektif sistemde ise, ticaret hukukunun uygulama alanı, belirli niteliklere sahip işlemlerdir. Bu sistemde, belirli işlemlerin unsurları ticaret kanunlarında belirlenir ve bu unsurların gerçekleşmesi durumunda işlem ticari nitelik kazanır.

Modern görüş, gelişmiş ekonomilerde ticari faaliyetlerin ticari işletmeler aracılığıyla yürütüldüğünüğünü ve bu nedenle ticari işletmelerin önemli bir rol oynadığını savunur. Modern ekonomik düzende, girişimcinin kendisinden ziyade, girişimin kendisi önemli hale gelmiştir. Modern Ticaret Hukuku, kapitalist sistemle birlikte gelişen ticaret ve sanayi hayatının ve bu hayatın en önemli yapıları olan büyük işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Modern sistem, Modern Ticaret Hukuku’nun ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulmuştur.

Karma sistem, diğer üç sistemin tek başına yeterli olmadığını savunarak, Ticaret Hukuku’nun kapsamını belirlerken tacir, ticari işlem ve ticari işletme kavramlarından farklı ağırlıkta olmakla birlikte ayrı ayrı esinlenir.

Özetle, Ticaret Hukuku, tüccarların haklarını koruyarak güvenli ve düzenli ticari ilişkilerin sürdürülmesine yardımcı olan önemli bir hukuk dalıdır. Ticaret Hukuku uzmanları, ticari uyuşmazlıkların ve anlaşmazlıkların çözümünde büyük rol oynarlar ve bu sayede ticari ilişkilerin sağlıklı bir şekilde geliştirilmesine katkı sağlarlar. Globalleşen dünyada, Ticaret Hukuku uluslararası ticari ilişkilerde de etkili bir şekilde uygulanarak, işletmelerin ve tüccarların haklarının korunmasını sağlar.

Ticaret Hukuku

Haksız Rekabet ve Ticaret Hukuku Kuralları Nelerdir?

Rekabet, mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren işletmelerin ekonomik kararlarını özgürce alabilmesini sağlayan bir süreçtir. İşletmeler, aynı sektörde faaliyet gösteren diğer işletmelere göre daha geniş bir müşteri kitlesine ürün satabilmek veya hizmet sunmak amacıyla bu yarışa katılırlar. Daha uygun fiyatlı ve kaliteli ürün veya hizmetlerin geniş kitlelere sunulabilmesi, toplumun, ekonominin ve teknolojinin ilerlemesini destekler. Bu nedenle, hukuk kuralları rekabetin belirli sınırlar içerisinde gerçekleşmesini düzenler.

Haksız rekabetle ilgili hükümler, işin ticari niteliğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Eğer uyuşmazlık ticari nitelikte ise, Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Haksız rekabet hükümlerinin amacı, katılımcıların çıkarlarını koruyarak dürüst ve sağlam bir rekabet ortamı sağlamaktır. Rakipler arasındaki veya tedarikçilerle müşteriler arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyen yanıltıcı veya dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlar ve ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Rekabet düzenlemeleri, tüm katılımcıların çıkarlarını korumayı amaçlar.

Ticari Davaların Çeşitleri Nelerdir?

Ticari davalar üç gruba ayrılır: Mutlak ticari davalar, Nispi ticari davalar ve Ticari nitelikte kabul edilen davalar.

Mutlak ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili konulardan doğan hukuk davaları, çekişmesiz yargı işleri ve Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen konulardan doğan davalar ve çekişmesiz yargı işleridir. Özel kanunlarda bu şekilde nitelendirilen hususlar (örneğin iflas davası) da mutlak ticari dava veya çekişmesiz yargı işi olarak adlandırılır.

Nispi ticari dava; Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4/1 maddesinde, “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının” ticari dava olacağı belirtilir. Dolayısıyla, bir davanın nispi ticari dava olabilmesi için şu iki şartın bir arada olması gerekmektedir: Her iki taraf da tacir olmalıdır ve söz konusu uyuşmazlık her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olmalıdır.

Bir davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesi için genel olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer almalı ya da her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bir uyuşmazlık söz konusu olmalıdır. Ancak, istisnai olarak, sadece bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren; havale, vedia ve fikri haklara dair davalar da ticari dava olarak kabul edilmektedir.

Haksız rekabet ve Ticaret Hukuku kurallarının önemi, ekonomik büyüme, inovasyon ve tüketici refahının sağlanması için adil ve düzenli bir rekabet ortamının korunmasında yatmaktadır. Bu kurallar sayesinde işletmeler, haksız ve hukuka aykırı uygulamalarla zarara uğramadan, kendi faaliyetlerini geliştirebilir ve müşterilere daha iyi hizmet sunabilirler.

Aynı zamanda, bu düzenlemeler sayesinde tüketiciler, daha kaliteli ve uygun fiyatlı ürün ve hizmetlere erişebilir ve ekonomik büyümeye katkıda bulunabilirler. Haksız rekabet ve Ticaret Hukuku kuralları, işletmeler ve tüketiciler arasındaki dengeyi koruyarak ekonomik faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, haksız rekabet ve Ticaret Hukuku kuralları, rekabetin adil ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlayarak, ekonomik büyüme, inovasyon ve tüketici refahının artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu kurallar, işletmelerin faaliyetlerini geliştirebilmesi ve tüketicilerin daha iyi hizmetlere erişebilmesi için adil ve düzenli bir rekabet ortamının korunmasına katkı sağlar.

Ticaret Hukuku

Ticaret Hukuku Davaları ile Hangi Mahkemeler İlgilenir?

Ticaret mahkemelerinde, yargılama yöntemi temelde asliye hukuk mahkemeleri için geçerli olan yazılı usule dayanır. Yazılı yöntemde, dava açma, yanıt verme ve delil sunma gibi süreçler yazılı olarak gerçekleştirilir. Ancak yazılı yargılama yönteminde bile, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) madde 73 uyarınca, hakim tarafları dinlemeden karar veremez.

TTK’nın 4/1 maddesine göre, kanunun aksi belirtilmediği sürece, ticaret mahkemesi, dava konusu olan değer veya tutara bakılmaksızın tüm ticari davalar ve ticari nitelikli çekişmesiz yargı işlerinde yetkilidir. Asliye ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, asliye hukuk mahkemeleri bu davaları ele alacaktır. Mahkeme görevi, tarafların anlaşmasıyla değiştirilemez.

Ticari davanın görüleceği yetkili mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca belirlenir. İlgili düzenlemeye göre genel kural, davayı davalının ikametgahında açılabilmesidir. Fakat, taraflar, uyuşmazlıklarında kesin yetki kuralı olmadıkça, sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilirler. Örneğin, tarafların anlaşarak İstanbul mahkemelerini yetkili kılması mümkündür.

Ticaret Hukuku Avukatının Önemi Nedir?

Deneyimli ve bilgili Ticaret Hukuku avukatı, ilgili dava sürecinin nasıl işleyeceği konusunda öngörü sahibidir. İlerleyen süreçlerde karşılaşabilecek problemleri tespit edebilir ve önleyici önlemler alabilir. Hukuki uyuşmazlık konusu olan işlemlerin düzgün ve profesyonel ilerlemesini sağlar. Ticaret Hukuku mevzuatına hakim avukat, hak kaybını önler. Uyuşmazlık yaşanan durumlarda, karşı taraf ve hakimle sağlıklı iletişim kurabilir.

Ticaret Hukuku sürekli gelişen ve değişen bir alan olduğundan, müvekkilin güncel gelişmeleri ve haberleri takip etmesi önemlidir. Ticaret hukuku avukatı bu gelişmeleri ve haberleri takip ederek müvekkilini veya danışanını bilgilendirebilir. Bu nedenle, hak kaybını önlemek, şirketi hukuki açıdan başarılı yönetmek ve olası sorunlara karşı hazırlıklı olmak amacıyla, ticaret avukatıyla işbirliği yapmanın önemi büyüktür.

Sonuç

Sonuç olarak, Ticaret Hukuku, iş dünyasının düzgün bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla oluşturulmuş kapsamlı bir hukuk sistemidir. İşletmelerin ve ticari faaliyetlerin yasal düzenlemelerle korunması, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma açısından kritik öneme sahiptir.


MGC Legal’in Ticaret Hukuku Kapsamında Sunduğu Hizmetler Nelerdir?

MGC Legal olarak, Ticaret Hukuku ve alt dalları olan Şirketler Hukuku, Taşıma Hukuku, Deniz Ticareti Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku ve Sigorta Hukuku alanlarında deneyimli ve dinamik kadromuzla müvekkillerimizin haklarını korumak adına elimizden gelenin en iyisini yapmaktayız.

Uzman hukuk ekibimiz; birleşme ve devralmalar, alacak tahsilatı, ticari sözleşmeler, yatırım danışmanlığı, deniz ticareti hukuku anlaşmaları, kambiyo senetleri ve ticari işletmeleri ilgilendiren her konuda hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

Müvekkillerimizin karşılaştığı her türlü uyuşmazlıkta arabuluculuk, uzlaştırma, tahkim ve dava yollarıyla haklarını korumak için çalışmaktayız. Yüksek Mahkeme kararları, yönetmelikler ve diğer ilgili mevzuatlara uygun olarak hukuki güvence ve yargıya erişimi sağlıyoruz.