HUKUK & DANIŞMANLIK
Vergi Kaçakçılığı Suçu ve Cezası
Vergi kaçakçılığı, birçok ülkenin hukuk sisteminde cezai yaptırıma tabi olan ciddi bir suçtur. Vergi kaçakçılığı, vergi beyannamelerinde sahte bilgi veya eksik beyan vererek, vergi borçlarını ödemeden kaçarak veya başka yollarla vergi yükümlülüklerini yerine getirmemek suretiyle gerçekleştirilebilir.
Bu suç, vergi sisteminin işleyişine zarar vererek, ülke ekonomisine olumsuz etkiler yaratır ve cezai yaptırımlarla caydırılması gereken bir suçtur. Vergi kaçakçılığına karşı etkili mücadele için, vergi sistemi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi önemlidir.
Vergi Kaçakçılığı Nedir?
Vergi kaçakçılığı, vergi yasalarını ihlal ederek, vergi ödemelerinden kaçınma veya eksik beyan verme eylemidir. Bu eylem, vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya vergi beyannamelerinde yanıltıcı bilgi sunan kişiler tarafından gerçekleştirilir. Vergi kaçakçılığı, vergi sistemine ve ülke ekonomisine zarar verir, vergi gelirlerinin azalmasına neden olur ve adaleti ve eşitliği bozar.
Vergi kaçakçılığı yapanlar, vergi idaresi tarafından cezalandırılır ve cezalar caydırıcı niteliktedir. Vergi kaçakçılığı ile mücadele için, vergi sistemini güçlendirmek, denetim mekanizmalarını etkinleştirmek ve toplumu bilinçlendirmek önemlidir. Bu sayede, vergi kaçakçılığı önlenerek ülke ekonomisi güçlendirilir ve vatandaşların hak ve adalet duygusu korunmuş olur.
Giriş: Vergi Kaçakçılığı
Vergi, devletin veya vergilendirme yetkisine sahip kamu tüzel kişilerinin egemenlik gücüne dayanılarak kamu giderlerini karşılamak için yükümlülerden mali güçlerine göre kanunlara uygun olarak aldığı ödemelerdir.[1]
Vergi ile ilgili yükümlülüklerinin bazı fiillerle yasaların öngörüldüğü şekilde yerine getirilmemiş olması sonucunda verginin ekonomik gücünü aşan kamu düzenini ilgilendiren niteliği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, bu fiilleri yapanlara hürriyeti bağlayıcı ceza verilmektedir. Hürriyeti bağlayıcı cezanın verilmesi için yapılan fiilin vergi zıyaına yani vergi kaybına neden olması şart değildir.[2] Vergi kaçakçılığı suçu da toplumsal nitelikte bir suç olup; hürriyeti bağlayıcı cezaya sahiptir.
Ceza kanunu dışındaki başka kanunlarda da suç ve ceza ihdas edilebilir. Vergi kaçakçılığı suçu da bir suç olmasına rağmen Vergi Usul Kanunu’nunda (VUK) düzenlenmiştir. Ancak, Türk Ceza Kanunu (TCK) 5. maddesi gereğince; TCK’da yer alan genel hükümler diğer kanunlardaki suç ve cezalarda da uygulanır. Bu suçla ilgili yargılamalarda asliye ceza mahkemesi görevli mahkemedir.
İlginizi Çekebilir: Ceza Hukukunda Ekonomik Suçlar Nelerdir?
Vergi Kaçakçılığı Suçunu Oluşturan Fiiller ve Yaptırımlar Nelerdir?
Vergi kaçakçılığı suçu Vergi Usul Kanunu “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. maddede düzenlenmiştir. Bu maddede belirtilen fiiller suçu oluşturan fiillerdir. Her fiilin cezası da kanunda belirtilmiştir.
VUK 359. maddesinin a fıkrası vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defterlerle ilgili olup; bu fıkranın 1. bendinde 3 farklı suç oluşturan fiil sayılmıştır. Buna göre;
Defter ve Kayıtlarda Hesap ve Muhasebe Hileleri Yapmak
Daha önce doğru yapılan bir işlemin vergi kanunlarına göre tutulması zorunlu olan deftere olduğundan farklı geçirilmesi fiilidir.
Gerçek Olmayan veya Kayda Konu İşlemlerle İlgisi Bulunmayan Kişiler Adına Hesap Açmak
Vergi matrahını azaltmak amacıyla gerçekte çalışmayan ya da kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişilerin çalışıyor gibi gösterilerek bordro düzenlenmesi ve bunu gider olarak belirtilmesi sıkça karşılaşılan vergi kaçakçılığı suçudur.
Defterlere Kaydı Gereken Hesap ve İşlemleri Vergi Matrahının Azalması Sonucunu Doğuracak Şekilde Tamamen ya da Kısmen Başka Defter, Belge veya Diğer Kayıt Ortamlarına Kaydetmek
Suçun oluşması için o yıla ait noter onaylı tutulması ve muhafazası zorunlu defterlere kayıt yapılmadan yasal olmayan diğer defterlere yazılması sonucunda vergi matrahının azalması gerekmektedir. Eğer tutulması ve muhafazası zorunlu defterlere kayıt yapıldıktan sonra ayrıca yasal olmayan defterlere de kaydedilmesi durumunda suçun unsuru oluşmayacaktır.
Aynı fıkranın 2. bendinde ise suçu oluşturan 3 farklı fiil belirtilmiştir. Buna göre;
Defter, Kayıt ve Belgeleri Gizlemek
Defter, kayıt ve belgeler noter tasdik kayıtlı veya sair suretlerle sabit olduğunda, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi suretiyle gizlemek suçunu oluşturur. Tutulması zorunlu olmasına rağmen tutulmayan defter ve kayıtlar ile düzenlenmemiş olan belgeler suçun konusunu oluşturmaz.
Defter, Kayıt ve Belgeleri Tahrif Etmek
Mevzuatta mükelleflere düzenleme veya tutma zorunluluğu getirdiği usulünce tutulmuş belgelerin tahrif edilmesi bu suçun konusunu oluşturur. Tahrif etme suçu, yok etme suçundan farklıdır. Burada belgelerin maddi varlığı korunmaktadır. Ancak, bu belgelerin içerikleri kanunda belirtilen düzeltme usullerine ve gerçeğe aykırı olarak değiştirilmesi söz konusudur.
Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenlemek veya Kullanmak
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, gerçek bir duruma dayanmakla birlikte bu durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgedir. Bu belgeler alt ve üst nüshaları farklı düzenlenen faturalar, satış tutarı eksik gösterilmiş faturalar gibi belgelerdir.
Örneğin, 700 TL’lik mal satılmasına rağmen 200 TL’lik fatura düzenlenmesi halinde bu belge muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir. Yanıltıcı belge düzenleme suçu sadece mükellef tarafından işlenebilen bir suçken yanıltıcı belge kullanma suçunun mükellef olmayan kişiler tarafından da işlenebilen suçtur. Yanıltıcı belge düzenleme suçu belgelerin düzenlenmesi sırasında, kullanma suçu ise belgenin kullanmasıyla oluşmaktadır.
Bahsedilen suçların, yani VUK 359/a’da belirtilen suçların, yaptırımı ise on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirtilmiştir. VUK 359. maddesinin b bendinde de vergi kaçakçılığı suçunun oluşabilmesi için 2 farklı fiil öngörülmüştür.
Vergi Kanunları Uyarınca Tutma, Düzenleme, Saklama ve İbraz Mecburiyeti Bulunan Defter, Kayıt ve Belgeleri Yok Etmek veya Defter Sahifelerini Yok Etmek Yerine Başka Yapraklar Koyma veya Hiç Yaprak Koymamak
Suçun konusu tutulması, saklanması ve ibrazı zorunlu olan defter ve belgelerdir. Burada gözden kaçırılmaması gereken en önemli konu tutulması zorunlu olmasına rağmen tutulmayan defter ve kayıtlar ile düzenlenmemiş belgelerin bu suçun konusunu oluşturmamasıdır. Bir diğer önemli nokta ise mükellefin kendi isteği ile tuttuğu defter ve kayıtlar ile saklama süresi geçen defter ve kayıtları yok etme fiilinin bu suçu oluşturmamasıdır.
Belgelerin Asıl veya Suretlerini Tamamen veya Kısmen Sahte Olarak Düzenlemek veya Bu Belgeleri Kullanmak
Kanunda sahte belgenin tanımı “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak verilmiştir. Suç, muamele veya durumun gerçekleşmiş gibi gösterilmesi amacıyla sahte belge düzenlenmesi halinde sahte belge düzenleme suçunu oluştururken bu şekilde düzenlenen belgenin kayıtlara işlenmesi suretiyle kullanılması da sahte belgenin kullanılması suçunu oluşturur. VUK 359/b’de düzenlenen bu iki suçun yaptırımı kanunda üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası olarak belirtilmiştir.
VUK 359. maddenin c bendinde ise bu kanunun hükümlerine göre sadece Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basmak veya bilerek kullanma fiili düzenlenmiştir. Burada suç konusu nokta mükellefin Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmayan bir matbaada belgelerin bastırılmamasını sağlamaktır. Bununla birlikte, bu şekilde basılan belgelerin bilerek kullanılması da bu suçu oluşturmaktadır. Bu fiilin yaptırımı da iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıdır.
29.04.2021’de ek fıkra olarak eklenmiş olan ç‘ye göre Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetkilendirilmediği halde, ödeme kaydedici cihaz mührünü kaldıran, donanım veya yazılımını değiştirme fiili suç oluşturmaktadır. Ayrıca, yetkilendirilmiş olsun ya da olmasın ödeme kaydedici cihazın hafıza birimlerine, elektronik devre elemanlarına veya harici donanım veya yazılımlarla olan bağlantı sistemine ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemlere fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale etme fiili de suç oluşturmaktadır.
Bunun dışında, gerçekleştirilen satışlara ait mali belge veya bilgilerin cihazda kayıt altına alınmasını engelleyen, cihazda kayıt altına alınan bilgileri değiştirmek veya silmek fiili ile ödeme kaydedici cihaz veya bağlantılı diğer donanım ve sistemler ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemler tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyen veya bunların gerçeğe uygun olmayan şekilde iletilmesine sebebiyet verme fiili de bu suçu oluşturan fiiller olarak eklenmiştir. Bu bentte belirtilen fiilerin yaptırımı ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, VUK 371. maddesine göre durumu ilgili makama bildiren kişilere pişmanlık hükümlerinden yararlanacaklarından bu yaptırım uygulanmaz.[3]
VUK 359. maddesinde 2022 yılında yeni fıkralar eklenerek yaptırımlarla ilgili bazı indirim halleri düzenlenmiştir. Buna göre;
(Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir.
(Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.
(Ek fıkra:8/4/2022-7394/4 md.) Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 43’üncü maddesi uygulanır.
Kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında bu maddede yazılı cezaların uygulanması 344’üncü maddede yazılı vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Vergi Kaçakçılığı Suçunun Konusu Nedir?
VUK 359. maddeden anlaşıldığı üzere vergi kaçakçılığı suçunun maddi konusu vergi kanunlarına göre, tutulan veya düzenlenen, saklama ve ibraz zorunluluğu bulunan, defter, kayıt ve belgeler ile bu defterler dışında hesap ve işlemlerin kaydedildiği özel defter ve belgeler veya diğer kayıt ortamlarıdır.[4]
Vergi Kaçakçılığı Suçunun Ön Şartı Nedir?
359. maddede belirtilen pek çok seçimlik davranışın vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, belge ve kayıtlar üzerinde işlenebileceği belirtilmektedir. Bu yüzden kaçakçılık suçunun ortaya çıkması için varlığı gerekli defter, kayıt ve belgeler bir bakış açısıyla suçun ön şartı olarak nitelendirilebilir.
Belirtilen hususların ön şart mı yoksa suçun unsuru mu olduğu kastın varlığının tespiti için önemlidir. Eğer aranan koşul ön şart ise failin bu koşuldan haberdar olması yeterliyken aranan koşul unsur ise failin bu unsuru bilmesi ve gerçekleşmesini istemesi gereklidir.[5]
Vergi Kaçakçılığı Suçunun Unsurları Nelerdir?
Vergi kaçakçılığı suçunun kanuni ve maddi unsuru düzenlendiği madde olan 359. Maddede bulunmaktadır. Buna göre, maddedeki hükümlere aykırı hareket edenlerin sadece kanunda belirtilen cezalarla cezalandırılmaları kanuni unsuru ve maddedeki hükümlere aykırı hareket edilmesi suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır.
Bununla beraber, 331. maddede de belirtildiği gibi kanundaki tanıma uyan fiillerin hukuk düzenince kabul edilmemesi hukuka aykırılık unsurudur. Tüm bunları 359. maddeye bakarak anlayabiliyorken suçun manevi unsuruna açıkça yer verilmemiştir. Ancak, TCK’nın 5. maddesindeki, “Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” hükmüne göre; kurucu unsurlardan biri olan manevi unsurun, VUK’ta düzenlenen kaçakçılık suçunun oluşumunda da aranması gerekir.
TCK 21/1 de kast düzenlenmiştir. Eğer kişi VUK 359. maddede yer alan fiilleri bilerek ve isteyerek yapması durumunda kasttan sorumlu tutulur. TCK 21/2 de olası kast düzenlenmiştir. Ancak, TCK 21. maddenin gerekçesinde kasten işlenebilen suçlar, ilke olarak hem doğrudan hem de olası kastla işlenebileceği öngörülmüştür. Bu durumda, kaçakçılık suçlarını oluşturan fiillerin olası kastla da işlenebileceği kabul edilmektedir.
Kast bakımından genel kast yani fiili bilip isteme yeterlidir. Manevi unsurun tamamlanması için belli bir amaçla işlenmesine yani özel kasta gerek yoktur. Ancak bazı yazarlar kaçakçılık suçunun defterlere kaydı gereken hesap ve işlemlerde vergi matrahının azalmasına neden olan, vergi kaybına yol açan özel kastı aramaktadırlar.[6]
VUK’un 359. maddesinde düzenlenen kaçakçılık fiillerinin, taksirle işlenebileceğine dair maddede herhangi bir açık düzenlemeye yer verilmediği için suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, vergi kaçakçılığı suçu taksirle işlenemez.
Vergi Kaçakçılığı Suçunda Fail Kavramı Nedir?
Ceza Hukuku’nda fail, kanunların suç olarak belirttiği eylemleri yapan kişi veya kişilerdir. Vergi Hukuku ilişkisi içindeki hak ve ödevlere sahip olan herkes mükellef olup olmamasına bakılmaksızın vergi kanunlarının hükümlerine aykırı olarak hareket ettiklerinde fail olarak nitelendirilirler. VUK 359. maddeden de anlaşılacağı gibi kanun koyucu suçun işlemesi konusunda herhangi bir sınırlama getirmemiş olduğundan suç özgü suç olmayıp herkes tarafından işlenebilir, faili herkes olabilir.
Fail gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir. Tüzel kişilerde fiil ehliyetini tüzel kişi adına kullanan gerçek kişiler kullanır. Bu yüzden tüzel kişilerde maddeye aykırı fiilleri nedeniyle suçun faili olurlar.[7]
Vergi Kaçakçılığı Suçunda Mağdur Kavramı Nedir?
Öğretide mağdur diğer ifadeyle suçun pasif sujesi, genel ve özel olarak ikiye ayrılır. Genel pasif süje devlettir. Çünkü her suç sonucu zarar gören devlet olur. Özel pasif süje ise suç sonucunda hakkı, menfaati zarar gören gerçek ve tüzel kişidir. Vergi kaçakçılığı suçunda da tüm suçlarda olduğu gibi genel pasif süje olarak devlet mağdurdur. Bununla birlikte, kamu da özel pasif süje olarak mağdurdur. Bu suçlarda açılan ceza devası kamu adına açılır.
Vergi Kaçakçılığı Suçunda Kusuru Kaldıran Haller Nelerdir?
Ancak, failin yapmış olduğu fiili zaruret hali, amirin emirini yerine getirme, maddi/manevi zorlama ve kaçınılmaz hata sebebiyle yapması failin kusur sorumluluğunu etkileyen nedenlerdir. Kusurluluğu etkileyen sebeplerden birinin bulunması durumunda ceza azaltılır veya verilmez ama yapılan fiil hâlâ hukuka aykırıdır. Yani, suçtan dolayı Özel Hukuk sorumluluğu devam etmekteyken Ceza Hukuku anlamında ceza azaltılarak verilir ya da ceza verilmez. Her somut olay için kusurluluğu etkileyen nedenler ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Vergi kaçakçılığı suçunda VUK 373. maddesinde yer alan mücbir sebeplerden dolayı ceza verilmeyeceği öngörülmüştür. VUK 13. maddede ise mücbir sebepler ele alınmış olup, 13/3’te “kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler” ve 13/4’te “sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması” halleri sayılmış olup bunlar kusurluluğu etkiyen sebeplerden manevi/maddi cebir arasında yer almaktadır.
Cebir TCK 28’de düzenlenmiş olup; manevi cebir korkutma ve tehditken maddi cebir, cebir ve şiddettir. VUK 13’te sayılan diğer 2 mücbir sebep durumunda da vergi cezası kesilmez. Bu durum, VUK 13/1‘e göre; “vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk“, VUK 13/2’ye göre de; “vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler“dir.
VUK’un “Yanılma ve Görüş Değişikliği” başlıklı 369. maddesinde;
“Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.”
Denmektedir. Bu maddeden anlaşıldığı gibi mükellefin yanılması ceza sorumluluğunu etkilemezken mükellefe yanlış izahat verilmesi durumunda mükellefin ceza sorumluluğu kalkmaktadır. Bununla birlikte, amacı üyelerinin hak ve menfaatlerinin korunması olan kurumların üyelerine duyurmak için çıkarttığı özelgelerin de ceza sorumluluğunu kaldırıcı bir etkiye sahip olduğu kabul edilmektedir.[8]
Vergi Kaçakçılığı Suçunu Ortadan Kaldıran Haller Nelerdir?
Suçu ortadan kaldıran haller hukuka uygunluk nedenleridir. Normalde suç oluşmasına rağmen belli başlı nedenlerden dolayı suç hukuka uygun hale gelir ve suç olmaktan çıkmış olur. Bu durumlarda kişinin hem Ceza Hukuku anlamında hem de özel hukuk anlamında suçtan doğan sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. TCK‘da hukuka uygunluk sebepleri 3 maddede 4 bent halinde düzenlenmiştir. Bunlar TCK 24’te yer alan kanun hükmünü yerine getirme, TCK 25’te düzenlenen meşru savunma ve zorunluluk hali ve TCK 26’da yer alan hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasıdır.
TCK 25’de zorunluluk hali;
“Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan, ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğuyla ve tehlikenin ağırlığıyla konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.”
Şekillinde tanımlanmıştır. Bu maddeden anlaşıldığı üzere malvarlığı haklarına yönelik tehlike de bu sebebiyet verdirir.
Vergi Kaçakçılığı Suçuna Son Düzenleme ile Gelen Değişiklikler Nelerdir?
15.04.2022 Tarihli T.C Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren torba yasa niteliğindeki Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesiyle ilgili değişikler bulunmaktadır. İlgili kanunun 4, 5 ve 6. maddelerine göre;
Hapis Cezalarının Üst Sınırı Artırılmıştır
Buna göre üst sınırı fiillerin ağırlığına göre a bendinde üç b, c ve ç bendinde beş yılken bu değişiklikle birlikte a bendindeki üç yıllık üst sınır beş yıla b, c ve ç bendindeki beş yıllık üst sınır sekiz yıla çıkarılmıştır.
Etkin Pişmanlık
Türk Ceza Kanunu uygulamasında bulunan etkin pişmanlık müessesesinin benzeri bir düzenleme, vergi kaçakçılığı suçlarına da uygulanmaya başlanmıştır. İlgili maddeye 8.04.2022 tarihinde ek fıkra eklenmiştir. Buna göre;
“Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir.“
Zincirleme Suç
Kaçakçılık suçlarına ilişkin hükmedilecek hapis cezaları için Türk Ceza Kanunu’nda yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanması esası benimsenmektedir. Bununla birlikte zincirleme suç olup olmadığını belirleme duruşma açılmak suretiyle yapılacaktır. İlgili maddeye 8.04.2022 tarihinde ek fıkra eklenmiştir. Buna göre;
“Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 43’üncü maddesi uygulanır.“
Yargılama Süreciyle Alakalı Düzenlemeler
“Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359’uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır. Birinci fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır. Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde 359’uncu madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359’uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir.“
Vergi Kaçakçılığı Suçunda Etkin Pişmanlık Durumu
Etkin pişmanlık sonucunda kişiye verilecek ceza indirilir ya da ceza verilmez. TCK’da da VUK’da da sadece kanunda belirtilen hallerde uygulanabilir.
VUK 359. maddesine 29/4/2021 tarihinde eklenen fıkraya göre; “371’inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.” Buna göre, 371 maddede söz edilen pişmanlık ve ıslah hükmünün uygulanabilmesi için failin durumu ilgili birimlere bildirmesi gerekmektedir.
15.04.2022 tarihli T.C. Resmî Gazeteyle yürürlüğe giren kanunda VUK md. 359’a geçici 34. madde eklenmiştir. Bu maddeye göre kaçakçılık suçunda etkin pişmanlık soruşturma ya da kovuşturma evresinde de uygulanabilir. Etkin pişmanlık uygulanması sonucundan vergi kaçakçılığı suçundan dolayı verilecek ceza indirilir.
Yapılan bu düzenlemede suçun tekerrür etmesi halinde yeniden etkin pişmanlık hükmünden faydalanmasını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır.[9]
Kaynakça & Referans
- [1] YÜKSEL Cihan, Kamu Maliyesi Özet Ders Notları, Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, sf. 33 (Son Güncelleme Tarihi: 24.12.2022).
- [2] AKDOĞAN Abdurrahman, Vergi Hukuku Ve Türk Vergi Sistemi, Gazi Kitapevi, Ankara, 2021, sf. 151.
- [3] TOSUN Kerim, ARTUÇ Mustafa, TÜRK HUKUKUNDA SUÇLAR VE KABAHATLAR İLE TÜM ÖZEL CEZA YASALARI, Adalet Yayınevi, Ankara 2008, sf. 2779-2787.
- [4] ARSLAN Resul (Aralık 2016), VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇU, Yüksek Lisan Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı.
- [5] BAYAR İbrahim Nihat (2010), VERGİ KAÇAKÇILIĞI (SUÇ TEORİSİ-CEZA TEORİSİ VE MUHAKEME HUKUKU AÇISINDAN BİR İNCELEME), Doktora Tezi, T.C. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku (Vergi Hukuku) Anabilim Dalı.
- [6] AKDEMİR Tuğçe (2012), KAÇAKÇILIK SUÇUNUN MANEVİ UNSURUNUN TÜRK CEZA KANUNU İLE VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN İNCELENMESİ, Yüksek Lisans Tezi, T.C. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı.
- [7] RÜZGAR Merve Tuba (2017), VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA FAİL, Yüksek Lisans Tezi T.C. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye ve Mali Yönetim Anabilim Dalı.
- [8] Yıldırım Renas, VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN SUÇ VE CEZALARIN BANKACILIK KANUNUNDA YER ALAN SUÇ VE CEZARA ETKİSİ, Onikilevha Yayınları, İstanbul, Ağustos 2020, <https://www.lexpera.com.tr/>, sf. 144, 145.
- [9] ŞİŞMAN Gülden, SARSIKOĞLU Şenel, VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2022, sf. 1597.