HUKUK & DANIŞMANLIK
Mal Paylaşımında Yurt Dışındaki Malların Paylaşımında İzlenecek Usul ve Esaslar Nedir?
Yurt dışındaki malların paylaşımı, hem küreselleşen dünya ekonomisinde hem de aile hukukundan kaynaklanan meselelerde önemli bir konu haline gelmiştir. Bu yazımızda, yurt dışındaki malvarlığının paylaşım süreçlerinde izlenecek usul ve esasları derinlemesine inceleyerek, uluslararası düzeyde mal paylaşımı konusunda aydınlatıcı bilgiler sunmayı hedefliyoruz. Bu sayede, herhangi bir anlaşmazlık durumunda neler yapmanız gerektiği konusunda daha bilinçli kararlar verebilirsiniz.
Türk Hukukunda Mal Rejimi
Mal rejimi, evlilik birliğini oluşturan taraflara ait malların yönetimini, mallar üzerindeki hakları ve sorumluluğu düzenler.[1] Tarafların, evlenmeden önce veya evlendikten sonra malları üzerindeki haklarına ve sorumluluklarına ilişkin sözleşme yapabilmeleri de mümkün olup; bu hususun belirlenmemiş olması halinde evlilik tarihinde uygulanan kanunla belirlenmiş mal rejimi esas alınır. Bu doğrultuda, kişilerin noterde düzenleme veya onaylama şeklinde mal rejimi sözleşmesi yapabilmeleri mümkündür.[2]
01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ile aksine sözleşme yapılmadıkça evliliklerde edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanacağı kabul edilmiştir. Bu doğrultuda, TMK’nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi ve bu tarihten sonrasına ilişkin olarak ise edinilmiş mallara katılma rejimi uyarınca evlilik birliği süresince edinilmiş malların tasfiyesi rejiminin uygulama alanı bulacağı hüküm altına alınmıştır.[3]
Söz konusu Mal Rejimi kuralları 4 açıdan önem arz eder:[4]
- Eşlerin mevcut malvarlıklarının mülkiyetinin hangi esaslarla nasıl düzenleneceği açısından,
- Evlilik birliğinde malların yönetiminin, mallardan yararlanmanın ve mallara ilişkin tasarrufların nasıl olacağı açısından,
- Eşlerin ortak sahip olduğu mallardan dolayı sorumluluğu açısından,
- Malvarlığının tasfiyesinde malların mülkiyeti göz önünde tutulmaksızın paylaştırmanın nasıl yapılacağı açısından önemli bir yere sahiptir.
Görevli Mahkeme
Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erme sebeplerinin tümünde görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenen Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmaktadır.[5]
Yetkili Mahkeme
Edinilmiş mallara katılma rejimi tasfiyesi ihtilaflarını incelemeye yetkili mahkemelerin düzenlendiği TMK madde 214’e göre mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi; boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yani TMK madde 167 ile düzenlenen ‘’Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davdan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi’’; diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. [6]
Milletlerarası Özel Hukukta Mal Rejimi
Yabancılık unsuru taşıyan mal rejimi tasfiyesine ilişkin olarak Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku (MÖHUK) madde 15 uygulama alanı bulur. MÖHUK madde 15 uyarınca eşler arasında evlilik malları konusunda doğacak ihtilaflara uygulanacak olan hukuk seçimi yapılmamış ise öncelikle evlenme anındaki müşterek milli hukuk, eğer yoksa evlenme anındaki müşterek mutad mesken hukuku o da yoksa Türk Hukuku uygulanacağı öngörülmüştür.
Yabancılık Unsuru
Yabancılık unsuru, bir hukuki uyuşmazlığın birden fazla hukuk sistemi ile ilişki içinde olmasıdır. Yabancılık unsuru her somut olayda farklı noktalarda ortaya çıkabilir. Yabancılık unsurunun tespiti için her uyuşmazlıkta uyuşmazlık konusu hukuki ilişkiye bakmak gerekmektedir.[7]
Mal rejimine ilişkin bir uyuşmazlıkta en sık rastlanan yabancılık unsurları şunlardır:[8]
- Eşlerin vatandaşlıklarından doğan yabancılık unsurları,
- Eşlerin ikametgâhlarının veya mutad meskenlerinin bulunduğu yer bakımından doğan yabancılık unsurları,
- Eşlerin mallarının bulunduğu yer bakımından doğan yabancılık unsurları.
Kural: MÖHUK Madde 15
Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin hukuki işlem ve ilişkilere uygulanacak hukukun tespitinde 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun belirleyicidir. MÖHUK madde 15 hukuki ihtilafın çözümünde uygulama alanı bularak uygulanacak hukuk açısından yol gösterir.[9]
MÖHUK 15. madde şu şekilde düzenlenmiştir:
“Evlilik malları hakkında eşler evlenme anındaki mutad mesken veya milli hukuklarından birini açık olarak seçebilirler; böyle bir seçimin yapılmamış olması halinde evlilik malları hakkında eşlerin evlenme anındaki müşterek milli hukuku, bulunmaması halinde evlenme anındaki müşterek mutad mesken hukuku, bunun da bulunmaması halinde Türk Hukuku uygulanır. Malların tasfiyesinde, taşınmazlar için bulundukları ülke hukuku uygulanır. Evlenmeden sonra yeni bir müşterek hukuka sahip olan eşler, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak üzere bu yeni hukuka tabi olur.”
MÖHUK’un 15. maddesinde yer alan bu kurala göre, eşlerin evlilik mallarına uygulanacak hukuku seçme imkânı kısıtlı da olsa mevcuttur. Buna göre eşlerin, evlilik malları hakkında, evlenme anındaki mutad mesken hukuklarından veya milli hukuklarından birini açık olarak seçebilmeleri mümkündür.
İstisna: Yabancı Ülkedeki Taşınmazlar Bakımından Usul
Taşınmazların tasfiyesinde bulundukları ülkenin hukukunun uygulanması kuralı sadece mal paylaşımının ayni olarak yapıldığı davalarda, taşınmazların tasfiye işlemleri bakımından uygulanmaktadır.[10]
Tarafların yabancı bir ülkede taşınmazları varsa mahkemece Türk Hukukuna göre bu taşınmazların güncel sürüm değerlerinin tespiti yapılmalı, tasfiyenin aktifine değer olarak eklenmelidir. Başka bir deyişle nakdi tasfiyede taşınmazların bulunduğu ülkenin hukukunun uygulanmasına ilişkin kural burada geçerli değildir.[11] Ancak eşler, mal ortaklığı veya paylaşmalı mal ayrılığı akdi rejimini seçmiş iseler veya edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde taşınmazlara ilişkin ayni talepler söz konusu olmuş ise bu takdirde söz edilen kural uygulanır.
Örneğin, Türk Mahkemelerinde açılan davada, yabancı bir ülkede bulunan mallarının nakdi tasfiyesini isteyen tarafların, malların bedellerinin tespitinin sağlanması için milletlerarası istinabeye başvurmak gerekecektir.[12]
Böylelikle uluslararası istinabe ile birlikte taşınmazların rayiç bedelleri tespit edilebilecektir. Uluslararası istinabe, görülmekte olan bir davada, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin kendi yargı çevresi dışında yapılması gereken bir işlem için yargı çevresi içinde o işlemin yapılacağı yabancı mahkemeden hukukî yardım istemesidir. İstinabenin uygulanma usulü de iki şekilde yapılmakta olup; bunlardan birincisi, yabancı üye devlet makamlarının istinabe edilmesidir. Diğeri ise; davaya bakmakta olan hâkimin delilin bulunduğu diğer üye devlet ülkesine gidip, delilleri bu ülkede, bizzat kendi huzurunda ikame ettirmesidir.
Bir kimse Türkiye’de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş ise MK madde 20 uyarınca bu kimsenin halen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır. HMK m. 9’da da, Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkemenin, davalının Türkiye’deki mutad meskeni mahkemesi olduğu belirtilmektedir. Fakat HMK m.9 kapsamına girebilmek için, yabancının yurt dışındaki yerleşim yerini bırakmamış ve ayrıca Türkiye’de mutad mesken edinmiş olması gerekir.
Ek olarak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 9. madde 2. fıkra uyarınca malvarlığı haklarına ilişkin uyuşmazlıklarda, diğer özel yetki kuralları saklı kalmak üzere, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabilir. Dolayısıyla yurt dışındaki yerleşim yerini bırakmamış ve Türkiye’de mutad mesken edinmiş bir yabancıya karşı açılacak, örneğin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava tasfiye konusu edilecek malların bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilecektir. Unutmamak gerekir ki bu hüküm özel yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmayacaktır. Bu nedenle mal rejiminin tasfiyesine ilişkin TMK madde 214’te yer alan özel yetkili mahkemelerde de dava açılabilecektir.[13]
TMK 207. Madde uyarınca mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi davalarında yetkili mahkeme ‘’Eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir’’. İşbu dönüştürme davasında olduğu gibi dönüştürmenin kaldırılması davasında da yine eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olması gerekir. Bundan mütevellit her iki dava da gerek davalının gerekse davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilecektir.[14]
Uygulanacak Hukuku Engelleyen Durumlar
Bazı durumlarda uyuşmazlığın çözümlenmeye çalıştığı devletin korumaya çalıştığı menfaatlerin, kanunlar ihtilafı kuralının uygulanmasıyla elde edilecek menfaatlere nazaran daha üstün tutulması dolayısıyla MÖHUK madde 15 ile tespit edilen yabancı hukukun uygulanması engellenebilir. Bu haller kamu düzeni ve doğrudan uygulanan kurallar olup somut olaya göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.[15]
Kamu düzeni
Kamu düzeni, bir toplumun temel yapısı ve çıkarlarını koruyan bu nedenle kişilerin tasarruf serbestisini toplumsal çıkarlar lehine sınırlayan kurallar bütünüdür.[16]
MÖHUK m.5 aynen şu şekilde açıklamıştır:
“Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hallerde Türk Hukuku uygulanır.”
Doğrudan uygulanan kurallar
MÖHUK madde 6’da Türk Hukuku’nun doğrudan uygulanan kurallarına ilişkin düzenleme yer almaktadır. MÖHUK madde 31’de ise üçüncü devletin doğrudan uygulanan kurallarına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.[17]
Türk Hukuku’nun doğrudan uygulanacağını düzenleyen madde 6 şu şekildedir:
“Yetkili yabancı hukukun uygulandığı durumlarda, düzenleme amacı ve uygulama alanı bakımından Türk Hukuku’nun doğrudan uygulanan kurallarının kapsamına giren hâllerde o kural uygulanır.“
Bu maddeye göre yabancılık unsuru içeren bir uyuşmazlığın Türk kanunlar ihtilafı kuralları uyarınca tespit edilmiş yabancı hukuka tabi olduğu durumlarda, düzenleme amacı ve uygulama alanı bakımından Türk Hukuku’nun doğrudan uygulanan kuralları kapsamına giren bir hal söz konusu olduğunda, yabancı hukukun yerine Türk Hukuku’ndaki doğrudan uygulanan kural uyuşmazlığa uygulanır.[18]
Sonuç
Nakdi tasfiyede taşınmazların bulunduğu ülkenin hukukunun uygulanmasına ilişkin kural mal rejiminin tasfiyesinde geçerli değildir. Yabancı bir ülkede bulunan malların nakdi tasfiyesine ilişkin Türk Mahkemeleri’ nde açılan davada, malların bedellerinin tespitinin sağlanması için milletlerarası istinabeye başvurmak gerekecektir. Böylelikle uluslararası istinabe ile birlikte taşınmazların rayiç bedelleri tespit edilebilecektir.
Ayrıca eşler, mal ortaklığı veya paylaşmalı mal ayrılığı akdi rejimini seçmiş iseler veya edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde taşınmazlara ilişkin ayni talepler söz konusu olmuş ise bu takdirde söz edilen kural uygulanır. Yabancılık unsuru içeren mal rejimine ilişkin uyuşmazlıklarda sıklıkla rastlanan tasfiye davaları, genellikle bu malların bedelinin paylaştırılmasını öngören nakdi tasfiyeye ilişkin davalardır. Söz konusu nakdi tasfiye davaları birer alacak davası olarak eda davası niteliği taşımaktadır. Bu nedenle yabancı mahkeme tarafından verilmiş nakdi tasfiyeye ilişkin kararlar Türk Hukuku bakımından tenfiz işlemine konu olacaktır.
Kaynakça
- ERSEN PERÇİN Gizem, Milletlerarası Özel Hukuk Bakımından Mal Rejimleri, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul, 2014.
- CANPOLAT Semra, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2018.
- Avrupa’da Avukat, <https://avrupaavukat.com/hizmetlerimiz/yurtdisinda-bosanma-sonrasi-mal-paylasimi>.
Referanslar
- [1] Gizem Ersen Perçin, Milletlerarası Özel Hukuk Bakımından Mal Rejimleri, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul 2014, s. 3.
- [2] Age, s. 5.
- [3] Age, s. 7.
- [4] Age, s. 4.
- [5] Semra Canpolat, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2018, s. 48.
- [6] Age, s. 49.
- [7] Age, s. 151.
- [8] Age, s. 151.
- [9]Age, s. 162.
- [10] Age, s. 182.
- [11] Age, s. 110.
- [12] Gizem Ersen Perçin, Age, s. 256.
- [13] Age, s. 197
- [14] Gizem Ersen Perçin, Age, s. 197.
- [15] Semra Canpolat, Age, s. 184.
- [16] Age, s. 185.
- [17] Age, s. 190.
- [18] Semra Canpolat, Age, s. 190.