HUKUK & DANIŞMANLIK
Zorlayıcı Nedenlere Dayalı Olarak Haklı Fesih Nedir?
Öngörülemeyen ve önlenemeyen toprak kaymaları (heyelan), seller ve su baskınları, depremler, salgın hastalıklar, yangınlar ve seferberlikler gibi olayların tümü “zorlayıcı nedenler” olarak kabul edilmektedir. Zorlayıcı nedenler, olayın nedenlerine bağlı olarak çalışana veya işverene haklı nedenle iş akdini feshetme olanağı tanımaktadır. Bu makalemizde, “Zorlayıcı Nedenlerle Fesih” konusunu ve kapsamını tüm yönleriyle ele alacağız. İşte detaylar…
İş Kanunu’nda bahsi geçen “zorlayıcı neden” ifadesi; kaza veya arıza gibi teknik nedenler, yağmur, sel, toprak kayması gibi doğal afetler, hükümetçe işyerine el konulması, belediyece iş çatışması nedeniyle, idarece zorunlu durumlardan dolayı işyerinin kapatılması gibi hukuki nedenlerle doğabilen, kaçınılamayan ve önceden görülmeyen, ani ve beklenmedik bir olay olarak tanımlanmaktadır.
Zorlayıcı nedenin ortaya çıkması durumunda işçi ve işverenin iş akdini haklı nedenle fesih hakları gündeme gelmektedir. İş Kanunu’nun 24’üncü maddesinde; işçinin, 25’inci maddesinde ise işverenin haklı nedenlerle fesih hakkı düzenlenmiştir.
Ancak zorlayıcı nedene dayalı olarak iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için bazı şartların oluşması gerekir. Buna göre;
- Beklenmedik ve kaçınılmayan bir olaya dayalı zorlayıcı bir sebebin varlığı gerekmektedir.
- Zorlayıcı sebebin ortaya çıkmasıyla birlikte işyerindeki iş durmalıdır. Durma ile kastedilen, işin yürütülmesinin tamamen imkânsız olması halidir. Dolaysıyla, işin yavaşlaması veya aksaması durma kapsamında değildir.
- Zorlayıcı sebebin ortaya çıkmasına dayalı olarak işçinin çalışmasının imkânsız olması gerekir.
- İşçinin çalışmama hali, bir haftadan uzun sürmelidir.
Zorlayıcı sebep; önceden öngörülemeyen, ani ve kaçınılmaz bir olay olarak tanımlanmakta olup, ekonomik kriz gibi işverenin işletmeyi kurarken öngörmesi gereken bir işletme riski zorlayıcı sebep olarak nitelendirilemez. Yine aynı şekilde, işverenin stok fazlalığı, piyasadaki durgunluk, makinelere bakım yaptırma gibi sebeplerle işi durdurması zorlayıcı sebep sayılmaz. İşçilerin, verilecek işi bekleyerek geçirdikleri sürelerde de ücretleri tam olarak ödenir. Böyle durumlarda, işçi ve işverenin derhal fesih hakları yoktur.
Zorlayıcı Nedene Dayalı Olarak İş Akdinin İşçi Tarafından Haklı Feshi
İş Kanunu madde 24 uyarınca; süresi belirli olsun veya olmasın, işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa, işçi, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.
Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere, zorlayıcı nedenin ortaya çıkmasının üzerinden yedi gün geçtikten sonra haklı nedenle fesih gündeme gelebilir. Bu sebeple, zorlayıcı sebebin sürdüğü sekizinci günden itibaren işçi fesih hakkını kullanmalıdır. Zorlayıcı sebebin ortadan kalktığı güne kadar işçi bu fesih yetkisini kullanmakta serbest olup, kullandığı takdirde kıdem tazminatını alarak işyerinden çıkabilir.
Zorlayıcı nedene dayalı olarak işçi tarafından yapılan haklı nedenle fesih sonucunda, işçiye bazı ücretler ödenir. İş Kanunu madde 40 uyarınca; zorlayıcı nedenin devam ettiği bir hafta süre boyunca çalıştırılamayan işçiye, bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenecektir. Bir haftalık süreden sonra ise, işverenin işçiye böyle bir ödeme yapma mecburiyeti yoktur. Bu durumda işçinin bazı seçimlik hakları vardır. Buna göre;
- İşçi isterse ücret almadan, işyerinin tekrar faaliyete geçmesini bekler,
- İsterse sözleşmeyi derhal feshetme yolunu seçer.
Önemle belirtmemiz gerekir ki; işçinin zorlayıcı sebepten doğan bu fesih hakkını kullanabilmesi için, zorlayıcı sebebin doğmasına işçinin bir etkisi olmamış olmalıdır. Yani, zorlayıcı sebebin işçiden değil, işyerinden kaynaklanıyor olması gerekir. Bu itibarla, işçi kendisinden kaynaklanan bir zorlayıcı sebebe dayanarak, iş akdini haklı nedene dayanarak feshedemez.
Yargıtay bir kararında; işyerindeki işlerin hammadde eksikliği nedeniyle bir haftadan uzun süreliğine durmasını zorlayıcı sebep kabul etmiş olup, işçinin bu nedene dayanarak yapmış olduğu feshi haklı kabul etmiştir.
Zorlayıcı Nedene Dayalı Olarak iş Akdinin İşveren Tarafından Feshi
İşverenin haklı nedenlerle fesih hakkını düzenleyen İş Kanunu 25/III. maddede düzenlenen “zorlayıcı nedenlere” dayalı olarak yapılan bildirimsiz fesih hakkı ile süresi ya belirli olsun ya da belirsiz olsun, iş sözleşmesinin derhal sona erdirilmesi gereği ortaya çıktığında, bildirim süresi de beklenmeksizin, hizmet ilişkisi sona erdirilebilir.
Bu itibarla, işçiyi bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir zorlayıcı nedenin ortaya çıkması halinde, işveren bir haftalık süre geçtikten sonra iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
Örnek verecek olursak; iş yeri kamu idaresinin yetkisiyle kentsel dönüşüme girecek olup, önceden öngörülemeyen nedenlerden dolayı işyerinde çalışılamaz durum işverenden kaynaklanan bir sebep olmayacaktır. Bu sebeple işveren, iş yerinin kentsel dönüşüme girmesi gibi zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkmasından dolayı, iş yerinde bir haftadan fazla süreyle çalışılamayacağı için, iş akdini haklı nedenle feshedebilecektir.
Ancak, bu hakkını kullanıp kullanmamakta serbesttir. İsterse iş sözleşmesini fesheder, isterse feshetmeyip işçinin işe dönebileceği zamana kadar bekler ve bu bekleme süresi içinde hizmet sözleşmesi askıda kalır.
Ayrıca, yukarıda da bahsettiğimiz üzere, İş Kanunun 40. maddesine göre; beklenmesi gereken bir haftalık süre içinde işçiye her gün yarım ücret ödemek zorundadır.
İş sözleşmesinin zorlayıcı sebeplerle İş Kanun’un 25/III. bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı ödeme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Bununla birlikte, işverence iş sözleşmesinin feshi zorlayıcı sebebe dayanıyorsa ve işçinin bir yıllık çalışması varsa işçiye kıdem tazminatı ödenir.
İlginizi Çekebilir: Kıdem ve İhbar Tazminatı Nasıl Hesaplanır?
Konuya ilişkin olarak bir Yargıtay kararında;
“4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır. İş sözleşmesinin zorlayıcı sebeplerle 4857 Sayılı Kanun’un 25/III. bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı ödeme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, mülga 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi, davalı işverence …’da meydana gelen olaylar sebebiyle oluşan şartların çalışma imkanını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle 4857 Sayılı Kanun’un 25. maddesinin (III) numaralı bendi uyarınca feshedilmiştir. …’da yaşanan olaylar ve akabinde başlayan iç savaş herkesçe bilinen vakıa niteliğinde olup bu durum işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebeptir. Bu halde, işveren feshi, 4857 Sayılı Kanun’un 25/III. maddesi uyarınca haklı sebebe dayanmaktadır. Söz konusu madde uyarınca yapılan fesihte, işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerekmekte ise de, işverenin bildirim şartına uyması ya da ihbar tazminatı ödemesi yükümlülükleri yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”
(22. Hukuk Dairesi’nin 2015/18830 E., 2017/24921 K. Sayılı İlamı)
Kaynakça
- Nuri Çelik, İş Hukuku Dersleri, 16. baskı, İstanbul, 2003.
- Hamdi Mollamahmutoğlu, İş Hukuku, Ankara, 2004.
- Müjdat Şakar, İş Kanunu Yorumu, Ankara, 2009.
İlginizi Çekebilir: Yılda 270 Saati Aşan Fazla Çalışma Sebebiyle İşçinin İş Akdini Haklı Sebeple Feshi.
Anahtar Kelimeler: Zorlayıcı Nedenlerle Fesih, Zorlayıcı Nedenlere Dayalı Olarak Haklı Fesih, Zorlayıcı Nedenlere Dayalı Olarak Fesih.